tvDEN ekranlarında yayınlanan “Şehir ve İnsan” programında Hüseyin Aksu, bu haftaki bölümde siyaset, altyapı ve halk sağlığı başlıklarını bir arada değerlendirerek “zorunlu hizmetler”in gecikmesinin bir kent krizine dönüştüğünü anlattı. Programda, kanalizasyon, çöp, sel ve taşkınlar, ulaşım ve deprem olmak üzere beş temel başlıkta Aydın’ın güncel durumunu örneklerle aktardı; sahadan görseller ve haritalarla iddialarını destekledi.
SİYASET VE “OY AVCILIĞI” ELEŞTİRİSİ
Aksu, dünyanın birçok yerinde siyasetin “koltuğu koruma” refleksiyle hareket ettiğini söyleyerek, bunun Türkiye’de “oy avcılığı”na dönüştüğünü savundu. Aksu, “sistemin doğru davranana kolay geçit vermediğini” ileri sürdü.
“Kara nokta yarat, vatandaşı süründür, sonra küçük bir dokunuşla ‘kahraman’ ol. Bu, oy avcılığıdır. Hizmet önce sıkıntıyı büyütmeye değil, hiç yaşatmamaya odaklanmalı.”
KARA NOKTALAR VE ULAŞIM: “PARÇA DEĞİL BÜTÜN”
Kentin trafik gündeminin, tekil kavşak projelerine indirgenmesini eleştiren Aksu, “bir şehrin ulaşım ve otopark sorunlarının bütüncül planla çözülebileceğini” söyledi. Geçmiş dönemde çok sayıda kavşak ve otoparkla içeride birikmeyi önlediklerini anımsatıp, “25 yıldır bir tek yeni otopark yapılmadığını” iddia etti.
KANALİZASYON VE ARITMA TABLOSU: “ACİL DURUM”
Programın ana eksenini kanalizasyon başlığı oluşturdu. Aksu, kentte arıtma tesislerinin çalışmadığını ya da verimsiz çalıştığını savunarak, “lağımların drenaj kanalları, ovaya ve Menderes’e aktığını” öne sürdü. Aksu, “Mahallelerin çok büyük bölümünde kanalizasyon şebekesi olmadığını” belirtti.
“Aydın’ın merkezinden ve çevresinden gelen hatlar, şalter aç-kapa oyunlarıyla ovaya indiriliyor. Gidin bakın; Menderes’e ‘arıtılmış’ diye verilen suyun hali ortada. Eğer farklıysa, ben o suyu içerim dedim.”
MENDERES VE HALK SAĞLIĞI: “SİVRİSİNEKTEN KANSERE”
Aksu, drenaj kanallarının “insan atıkları ve endüstriyel atıklarla” kirlendiğini, sivrisinek probleminin buradan beslendiğini, tarım sulamasının aynı hatlardan yapıldığı için halk sağlığının risk altında olduğunu dile getirdi.
“Bu suyla sulanan her ürün risk taşır; lağımı tarlaya, sofraya taşıyoruz. Bu bir halk sağlığı meselesi, acil eylem gerektiriyor.”
ÇÖP, SEL VE TAŞKINLAR: “MÜHENDİSLİK VE İŞLETME MESELESİ”
Aksu, “Çöpün yerinde ayrıştırma–toplama–nakil–depolama zinciri kurulmadan sorunun çözülemeyeceğini” vurguladı.
Sel ve taşkınlar için ise, “en şiddetli yağışta bile su basmayacak kapasite ve bakım planlarıyla” riskin yönetilebileceğini belirtti: “Paris’te, Londra’da yağmur yağmıyor mu? Mesele hesap ve işletme disiplinidir.”
DEPREM: “DEPREM DEVRİMİ” ÇAĞRISI
Aksu, “hiçbir binanın ağır hasar almayacağı modeller” geliştirdiklerini, 6 kanun ve 132 yönetmelikten söz etti. Aksu, “kamu kaynaklarının sağlam binaları yıkmaya değil, en riskli stoktan başlayarak dönüşüme” yönelmesi gerektiğini ifade etti.
SERVET BEYANI VE DENETİM: “MASAK GÖZETİMİ”
Siyasette zenginleşme eleştirisini kurumsal çözümle bağlayan Aksu, geçmişte hazırladığını söylediği büyükşehir taslağından hareketle “belediye başkanı, meclis üyesi ve üst bürokrasinin servet beyanının yargı denetimi ve MASAK takibiyle yıllık izlenmesi” önerisini yineledi. “Gelirde karşılığı olmayan her kuruşun hesabı sorulmalı.”
“ZORUNLU HİZMETLER” SIRALAMASI: “ÖNCE HAYATI KORU”
Aksu, belediyelerin festival, konser ve vitrin projeleri yerine şu sıralamaya dönmesini istedi:
Kanalizasyon ve ileri arıtma, Çöp yönetimi, Yağmur suyu–sel kontrolü, Ulaşım–otopark, Deprem güvenliği ve dönüşüm.
“Bu beşlisi olmadan yapılan her harcama, yaşam konforumuzu ve geleceğimizi ipotek eder.”
PARTİLERÜSTÜ ÇAĞRI: “BULUŞALIM, ÇÖZELİM”
Programın sonunda Aksu, kişisel bir hırsının olmadığını söyleyip “hizmete aday” olduğunu vurguladı:
“Ben rakip değilim; mühendislik ve proje tecrübemle yanınızdayım. İktidar–yerel buluştuysa, bizimle de buluşun. Önce lağımdan, çöpten, selden, trafikten, depremden başlayalım.” (SELİME AYDEMİR)























ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.