Takip Et

/>

SON DAKİKA

Prof. Dr. Ata ATUN

İsrail Lübnan Anlaşması ve Doğu Akdeniz’deki Yeni Yapılanma

7 Aralık 2022, Çarşamba

     

Dünyada dengelerin hızla değişmesi, küslerin barışmasına, safların yeniden belirlenmesine yol açacak gibi…

Mesela İsrail’in Kariş sahasında gaz arama ve çıkarma işlemlerini tamamlamasından sonra,-bölgede gaz olduğunun kesinlik kazanmasıyla- Lübnan ile İsrail arasındaki siyasi ilişkiler olumlu yönde etkilendi.

Esasen Lübnan ve İsrail arasında yıllardır çatışma olmamasına rağmen halen daha ateşkes anlaşması imzalanmış değildi. İki ülke teknik olarak hâlâ savaş içinde olmalarına rağmen, birbirine bitişik olan deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki görüşmeleri kesintili olsa da devam ettirdi.

Lübnan’ın güney sahili ve İsrail’in kuzey sahili açıklarında yer alan Kana ve Kariş sahalarında zengin hidrokarbon yataklarının var olduğunun kesinleşmesi, İsrail’in Kariş bölgesinden fiziken doğalgaz çıkarımına başlaması iki ülke arasındaki gerginliği azalttı. Özellikle Lübnan’ın yıllardır politik ve ekonomik krizle boğuşması, İsrail ile daha iyi ilişkiler içinde olması düşüncesini de tetikledi.

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları üzerinde fiilen hakkı olmamasına rağmen bunu rakip ülkelere karşı koz olarak kullanmak isteyen ABD fırsatı kaçırmadı ve 2020 yılında arabulucu olarak Lübnan ile İsrail arasındaki anlaşmazlığın arasına girdi. Konuya İngiltere’nin ve Fransa’nın da fiilen katılımı ile 11 Ekim 2022 günü taraflar anlaştılar. (Lübnan siyasetinde ve halkın yaşamında söz sahibi olan Hizbullah’ın da bu konuya sıcak yaklaşması, bu anlaşmayı olumlu etkiledi.)

Bugüne kadar benzeri olmayan bu anlaşmaya göre, Kariş bölgesinin tüm hakları İsrail’e, Kana bölgesinin tüm hakları da Lübnan’a ait olacak. Kana bölgesinin küçük bir kısmının İsrail’in deniz yetki alanı içine girmesi nedeni ile, bölgeden doğalgazı Fransız Total şirketi çıkaracak. Bu şirketin hisselerinin bir kısmına İsrail sahip olacak. İsrail, Kana bölgesinden çıkacak doğalgazdan değil ama Total’ın bu bölgeden elde ettiği kardan pay alacak.

Gelelim Türkiye’ye; Türkiye’nin, 1958 ve 1960 Dünya Deniz Hukuku Konferanslarına göre belirlediği Münhasır Ekonomik Bölgesi konusunda ısrarlı olması Doğu Akdeniz’de yeni bir yapılaşmanın başlangıcını oluşturdu. Bu gelişmeyi de Ukrayna’daki savaş ile İran’daki kriz hızlandırdı.

ABD’nin, İsrail ile Lübnan arasındaki Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) belirleme görüşmelerinde aracı buluculuk yapmış olması nedeni ile Rusya da, Suriye ile Lübnan arasındaki MEB belirleme görüşmelerinde aktif rol almak istemekte.

Doğu Akdeniz’deki yeniden yapılanmanın içinde ABD, Rusya ve Türkiye’nin yer alması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini (GKRY) bayağı tedirgin etmiş durumda.

Avrupa Birliğinin ekonomik ve siyasi sıkıntılarla boğuşmaya başlaması, küresel ligde küme düşmenin eşiğine sürüklenmiş olması, Yunanistan’ın ve GKRY’nin bölgesel gücünü zayıflattı. Doğu Akdeniz’de varlıklarını ve taleplerini güçlendirmek için İsrail, Mısır, Ürdün ve Lübnan ile kurdukları ittifaklar önemlerini yitirdi.

GKRY’nin tek taraflı ilan ettiği MEB’nin kabul görmemesi ve Yunanistan’ın sinsice hazırlattığı Sevilla Haritasının ABD ve AB tarafından geçersiz ilan edilmesi hem Yunanistan’ı hem de GKRY’i Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin dışına itti, uluslararası arenadaki güçlerini kırdı.

Türkiye'nin Libya ile yaptığı kıta sahanlığı anlaşması, İsrail ve Mısır ile yeniden ilişkilerin normalleşmesi için attığı adımlar Doğu Akdeniz’de başlayan yeni yapılaşmada Türkiye'nin üstünlüğü ortaya koymaya başladı.

Tüm bunlara ilaveten KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olarak kabul edilmesi, Türk Devletleri Teşkilatının sınırlarını Doğu Akdeniz’in ortalarına kadar uzattı. Yunanistan ve GKRY’nin arkasında gerileme dönemine girmiş olan Avrupa Birliği yer alırken, Türkiye ve KKTC’nin arkasında yıldızı yeniden parlamaya başlamış olan Türk Devletleri Teşkilatı var artık. Bölgedeki dengeler Türkiye ve KKTC lehine değişmiş durumda.

Bu yeni gelişme bölgedeki kıyıdaş ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerin sınırlarını ve çıkarılacak olan doğalgazın sevkiyat yolunu da etkilemeye başladı.

İsrail, Doğu Akdeniz’de çıkarmaya başladığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa kıtasına göndermeyi gündemine aldı. GKRY, bölgede yalnız ve alternatifsiz kaldığı için bir gün ihraç edebileceği doğalgaz çıkarmayı başarabilirse bunu Türkiye üzerinden göndermek zorunda olduğunun bilincinde. Bu nedenle de Türkiye ile ilişkiler kurmanın yollarını aramaya başladı. Şimdilik tehditle Türkiye’den taviz koparmaya çalışıyor ama günün sonunda kendisi taviz vermek zorunda kalacağını da çok iyi biliyor.

İsrail ile Lübnan’ın imzaladığı Münhasır Ekonomik Bölge sınır mutabakatının, ileriki dönemlerde Türkiye ve KKTC’nin ekonomik bölge komşuları Suriye, Lübnan ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge sınır anlaşmaları yapmalarının yolunu açacağı, GKRY’nin de eninde sonunda KKTC ile anlaşma yoluna gitmek ve belli koşullarla da olsa KKTC’yi tanımak zorunda kalacağı kesin. 



Yazarın Tüm Yazıları

Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç?

22 Nisan 2024, Pazartesi

Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim

25 Mart 2024, Pazartesi

Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler

12 Mart 2024, Salı

60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli

4 Mart 2024, Pazartesi

Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç

19 Şubat 2024, Pazartesi

Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?

6 Şubat 2024, Salı

Küresel Güç Değişikliği Başladı

11 Ocak 2024, Perşembe

AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama

15 Aralık 2023, Cuma

Özeleştiri Zamanı Geldi

7 Aralık 2023, Perşembe

Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri

19 Ekim 2023, Perşembe

Dünya siyasetinde değişim başlıyor

21 Eylül 2023, Perşembe

Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor

7 Eylül 2023, Perşembe

Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne?

31 Ağustos 2023, Perşembe

Kıbrıs Rum ve Yunanistan’ın Pembe Hayalleri

10 Ağustos 2023, Perşembe

Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi

3 Ağustos 2023, Perşembe

AB Niye Taraf Tutuyor

6 Temmuz 2023, Perşembe

AB’deki Yeni Oyun

27 Haziran 2023, Salı

BM’nin İşi Zor

20 Haziran 2023, Salı

AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

6 Haziran 2023, Salı

EastMed Battı

30 Mayıs 2023, Salı

Söz Milletin!

23 Mayıs 2023, Salı

Zorla el koymak istiyorlar

16 Mayıs 2023, Salı

Ortaklık mı, Mutlak Hakimiyet mi?

10 Mayıs 2023, Çarşamba

Türklerin Kardeş Kömeği

3 Mayıs 2023, Çarşamba

AB Kıbrıs’tan bıktı mı?

25 Nisan 2023, Salı

Kıbrıs niye önemli? (Ata Atun - Çarşamba)

19 Nisan 2023, Çarşamba

Rumların “çözüm” modeli!

5 Nisan 2023, Çarşamba

Bunlarla mı ortak olacağız?

29 Mart 2023, Çarşamba

Rumlar'ın umudu AB’de

22 Mart 2023, Çarşamba

Rumların Büyük Hayalleri

8 Mart 2023, Çarşamba

Savaşlar ve Depremler

1 Mart 2023, Çarşamba

Geleceğimizin Önderlerini Kaybettik

22 Şubat 2023, Çarşamba

ABD, AB’ye ayar mı veriyor?

8 Şubat 2023, Çarşamba

ABD'nin Kuklası BM'den Ne Bekliyordunuz?

25 Ocak 2023, Çarşamba

Avrupa tümüyle ABD’ye teslim oldu

18 Ocak 2023, Çarşamba

DOĞU AKDENİZ’DEKİ YENİ YAPILANMA

11 Ocak 2023, Çarşamba

Şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimizi minnetle selamlarım..

4 Ocak 2023, Çarşamba

BİZ İSYAN ETMEDİK

28 Aralık 2022, Çarşamba

İngiltere-Türkiye dayanışmasının hedefleri

21 Aralık 2022, Çarşamba

Küçük Kaymaklı ve Maraş

14 Aralık 2022, Çarşamba

İsrail Lübnan Anlaşması ve Doğu Akdeniz’deki Yeni Yapılanma

7 Aralık 2022, Çarşamba

HAYDUT DEVLET KİM?

30 Kasım 2022, Çarşamba

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına Üyeliği

23 Kasım 2022, Çarşamba

KKTC'nin üyeliğine AB İtirazı

16 Kasım 2022, Çarşamba

Rum yargısına güvenmiyoruz

9 Kasım 2022, Çarşamba

F-35 Savaş Uçağı ve Gerçekler

2 Kasım 2022, Çarşamba

Beşparmak Dağları'ndaki Bayrağımız

26 Ekim 2022, Çarşamba

Kıbrıs Sorununa Hindistan-Pakistan Çözümü

19 Ekim 2022, Çarşamba

BM’nin, KKTC ile S.O.F.A. Anlaşması Yapması Gerekir

12 Ekim 2022, Çarşamba

YUNANİSTAN’IN DOĞALGAZ STRATEJİSİ

5 Ekim 2022, Çarşamba

Yunanistan’ın ve Rumların Politik Hüsranı

28 Eylül 2022, Çarşamba

ABD’nin Türkiye Seçimlerine Yönelik Planı

21 Eylül 2022, Çarşamba

Türkiye Üzerinde Oyun mu Oynanıyor?

14 Eylül 2022, Çarşamba

BOP’un doğum tarihi 11 Eylül değil

31 Ağustos 2022, Çarşamba

Rumların Bitmeyen Yalanları

24 Ağustos 2022, Çarşamba

Rumların Azerbaycan korkusu

17 Ağustos 2022, Çarşamba

KKTC’deki Rum Okulu Kapatılmalı

10 Ağustos 2022, Çarşamba

BM ve Kıbrıs’ta Çözüm

20 Temmuz 2022, Çarşamba

ABD Türkiye İlişkileri Bozulabilir mi?

15 Temmuz 2022, Cuma

Mehmetçik’siz bir Kıbrıs olamaz!

6 Temmuz 2022, Çarşamba

Büyük Orta Doğu Projesinin Perde Arkası

5 Temmuz 2022, Salı

Kimmiş Revizyonist?

30 Haziran 2022, Perşembe

İHA’lar için kara propaganda

28 Haziran 2022, Salı

Türkiye Saldırı Altında

14 Haziran 2022, Salı

Hadi Oradan!

31 Mayıs 2022, Salı

Türkiye’nin Yükselişi

20 Nisan 2022, Çarşamba

İsrail doğalgazı KKTC’den mi geçecek?

6 Nisan 2022, Çarşamba

Rumlar hadlerini bilecek

23 Şubat 2022, Çarşamba

Kıbrıs’ta GYÖ aldatmacası

18 Şubat 2022, Cuma

TMT ve biz Kıbrıslı Türkler

16 Şubat 2022, Çarşamba

Böyle buyurdu AB!

9 Şubat 2022, Çarşamba

Kıbrıs Zafere Doğru - TRT

8 Şubat 2022, Salı

Anastasiadis’in Ercan Tuzağı

4 Şubat 2022, Cuma

Kıbrıs birleşirse Türklerin hakkı ne olacak?

5 Ocak 2022, Çarşamba

Kıbrıs’ın Kaderinin Değiştiği Gün

27 Aralık 2021, Pazartesi

Rumlar yeni yaptırımlar peşinde

15 Aralık 2021, Çarşamba

Vatikan’ın Gözü Kıbrıs’ta

8 Aralık 2021, Çarşamba

Rum Yönetiminin Yeni Hayali Projesi

30 Kasım 2021, Salı

Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (ATA ATUN)

17 Kasım 2021, Çarşamba

Güvenlik kuvvetlerimize verilen arazi

26 Ekim 2021, Salı

İngilizlerin Kıbrıs tuzağı

27 Eylül 2021, Pazartesi

Doğu Akdeniz’de dengeler tekrardan değişti

23 Kasım 2020, Pazartesi