Takip Et

/>

SON DAKİKA

Prof. Dr. Ata ATUN

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına Üyeliği

23 Kasım 2022, Çarşamba

     

Son elli yıldır gündemde olan Kıbrıs sorunu, Rumların ve Yunanlıların iddia ettiği gibi 1974 yılında başlamadı, Türkiye, adayı işgal etmedi. Rumların ve Yunanlıların yanıltıcı kara propagandası sanki de Türkiye Kıbrıs adasını hiçbir neden yokken 1974 yılında işgal etmiş gibi göstermeye çalışıyor ama gerçekler hiçte böyle değil. Kıbrıs sorununu anlamak için gerçekleri iyi bilmek gerekiyor, tabi niyet varsa…

Ben 1950-1960 yılları arasında Rumların Enosis ülküsünü hayata geçirmek için Kıbrıs adasında estirdikleri terörü ve yaptıkları katliamları anlatmayı bir başka zamana erteleyip, 1974’e uzanan süreci kısaca özetleyeyim;

Kıbrıs Cumhuriyeti 1960 yılında, Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların “Kurucu Toplumlar” ortaklığı ile kuruldu. Anayasa’da Ermeniler, Maronitler ve Latinler azınlık statüsünde yer alırken, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, yöneticiler olarak yer aldı. Türkler sayıca Rumlardan daha az olduklarından, Rumların tek başlarına aldıkları kararlarla baskıcı ve kısıtlayıcı yöntemlerle adayı tek başlarına yönetememeleri, adayı Yunanistan’a bağlayamamaları için Kıbrıslı Türklerin yönetim ve karar mekanizması içinde, her aşamada veto hakları bulunmaktaydı.

Kıbrıslı Rumlar süreç içinde anayasanın, Kıbrıslı Türklere yönetimde ve egemenlikte ortaklık hakkı vermesinden çok rahatsız oldular. Adayı tek başlarına yönetebilmek ve ilk fırsatta Yunanistan’a bağlamak için, Anayasa’da Kıbrıslı Türklere ortaklık hakkı veren “13 maddeyi iptal etme”girişimleri başlattılar.

Önce Kıbrıslı Türklere Anayasa’da Kıbrıslı Türklere ortaklık hakkı veren 13 maddenin iptal edilmesi teklifini yaptılar. Kıbrıslı Türker bu teklifi reddince, teklifi bu kez garantör ülke Türkiye’ye götürdüler. Türkiyede bu teklifi reddedince, anayasal değişikliği silah zoru ile yapmanın yolunu seçtiler. Kıbrıslı Türkleri topluca imha etmek için Yunanistan’dan gönderilen subayların yardımı ve planlaması ile “Akritas” isimli bir silahlı saldırı planı yaptılar. 21 Aralık 1963 günü de bu planı yürürlüğe koyarak, Kıbrıs adasında çoğunluğu küçük köylerde yaşayan Kıbrıslı Türklere saldırarak katliamlar yapmaya başladılar. Yunanistan, 1 Ocak 1964 tarihinde, Kıbrıslı Türklerin imha edilmesine katkı koymak amacı ile uluslararası kurallara aykırı olarak Kıbrıs adasına 20 bin kişilik bir Yunan Tümeni gönderdi. Kıbrıslı Türkler de kendilerini savunmak için birlik olup elden geldiğince Rum saldırılarına karşı koymaya çalıştılar. 1964 yılının ilk yarısında, Kıbrıslı Türkleri imha planı içeriğince birçok Türk köyü yakıldı yıkıldı, Kıbrıslı Türkler öldürüldü, mallarına, evlerine, tarlalarına, canlı hayvanlarına ve zahirelerine el konuldu. 1967 yılındaki büyük saldırıdan sonra Türkiye’nin ağırlığını koymasıyla biraz geri adım attılarsa da, Kıbrıslı Türklerin sosyal, ekonomik esareti ve korkuları 1974’e kadar devam etti.

Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios ile Yunanistan’da iktidarda olan Albaylar Cuntasının arası bozulunca Yunanistan, Makarios’u devirmek için 15 Temmuz 1974 tarihinde askeri bir darbe yaptı. Darbeciler Kıbrıs Cumhuriyetini lağvettive adına “Kıbrıs Helen Cumhuriyeti” dedikleri yeni bir devleti ilan ettiler. Sonra da bu devleti Yunanistan’a ilhak ettiklerini açıkladılar.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılıp, Kıbrıs adasında yeni bir devletin ilan edilmesi ve Kıbrıs adasının Yunanistan’a ilhak edildiğinin açıklanması, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına ve uluslararası hukuka aykırı olduğundan Türkiye, garantör ülke sıfatı ile Kıbrıs Cumhuriyetini hayata geçirmek için 1974 yılında müdahalede bulundu.

İşte Rumların ve Yunanlıların, “Türkiye adayı işgal etti” suçlamalarının perde arkası aynen bu şekilde. Suçlama tamamen hayal ürünü ve kendi yaptıklarını örtme çabasından öteye değil.

Türkiye’nin 1974 yılındaki haklı ve meşru müdahalesinden sonra, Kıbrıslı Rumların saldırılarından korunmak için Kıbrıslı Türkler adanın kuzey bölgesine göç etti ve kendi yönetimlerini kurdular. 1975 yılında Kıbrıs’ta Rumlarla birlikte ve ortaklaşa bir “Federal Devlet” kurulması amacı ile “Kıbrıs Türk Federe Devleti” ilan edildi. 1977 yılında başlayan ikinci etap müzakereler, Kıbrıslı Rumların adaya tek başlarına hakim olmak arzuları nedeni ile 6 yıl boyunca hiçbir sonuç vermeyince Kıbrıslı Türkler 1983 yılında, Kıbrıs müzakerelerine eşit statüde devam etmek için “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”ni (KKTC) ilan ettiler.

Türkiye’nin meşru müdahalesinin- Rum tezleriyle eşdeş bir şekilde- işgal olduğunu savunan (başta, ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere) Batı dünyası, Kıbrıslı Türkleri tanımak yerine cezalandırmayı seçtiler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde aldıkları insanlık dışı kararlarla Kıbrıslı Türkleri dünyadan izole ettiler, dünya devletleri ile bağlarını kopardılar ve Rumların idaresi altına sokmak için elden geleni yaptılar. Aradan 48 yıl geçmiş olmasına rağmen halen daha Kıbrıslı Türklerin dünya ile bağları kopuktur. Direkt uçuşlar yoktur. Ticari, ekonomik, kültürel, eğitimsel, sportif ve politik her tür bağlantıları engellenmiş durumdadır.

Şükür ki, aradan 59 yıl geçtikten sonra uluslararası bir topluluk olan, “Türk Devletleri Teşkilatı” Kıbrıslı Türkleri, kendi kurdukları devletlerinin adı ile gözlemci statüsünde olsa bile üyeliğe kabul etmiştir.

İşin kötü tarafı, “İnsan hakları, demokrasi ve özgürlükler”in bayrak taşıyıcısı olmakla övünen ABD, Avrupa Birliği, Kıbrıslı Rumlar ve Yunanların, Kıbrıslı Türklerin Türk Devletleri Teşkilatına üyeliğini iptal ettirmek ve bozmak için elden geleni yapıyor olmalarıdır.

 

Bu üyelik, dünyaya açılan bir kapı olması nedeni ile Kıbrıslı Türkler için çok önemlidir. Kıbrıslı Türklerin artık yalnız olmadıklarını, arkalarında toplam 1 trilyon Doları aşkın hizmet ve mal üreten, 170 milyonluk nüfusa sahip üyesi bulunan, askerî ve siyasi açıdan tek ülke hâline gelmek adımlarını atan Türk Devletleri Teşkilatı’nın olduğunu göstermektedir.

Batı dünyasının sıkıntısı da budur. Hiçbir zaman ve koşulda artık, Doğu Akdeniz’de tek başlarına hakimiyet kuramayacakları, mevcut petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olamayacakları endişesi ile hem Türkiye’ye saldırmakta,hem de KKTC’nin görünür olmasından duydukları rahatsızlığı gizlememekteler.

Ki, Batı dünyasındaki “insan hakları, özgürlük ve eşitlik kavramının” hangi değer ve seviyede olduğunu, İngiltere Başbakanı Churchill’in “bir damla petrol, bir damla insan kanından daha değerlidir” sözü net bir şekilde açıklıyor.

Tabi Batının esas niyetini de… 



Yazarın Tüm Yazıları

Türkiye mi AB’ye, AB mi Türkiye’ye muhtaç?

22 Nisan 2024, Pazartesi

Türkiye-AB İlişkilerinde Değişim

25 Mart 2024, Pazartesi

Doğu Akdeniz’de Temelden Değişiklikler

12 Mart 2024, Salı

60 Yıllık Yanlış Düzeltilmeli

4 Mart 2024, Pazartesi

Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç

19 Şubat 2024, Pazartesi

Batı, Kıbrıs Müzakerelerini Neden Başlatmak İstiyor?

6 Şubat 2024, Salı

Küresel Güç Değişikliği Başladı

11 Ocak 2024, Perşembe

AB-Türkiye İlişkilerinde Yeni Aşama

15 Aralık 2023, Cuma

Özeleştiri Zamanı Geldi

7 Aralık 2023, Perşembe

Filistinliler ve Kıbrıs Türkleri

19 Ekim 2023, Perşembe

Dünya siyasetinde değişim başlıyor

21 Eylül 2023, Perşembe

Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor

7 Eylül 2023, Perşembe

Menendez’in Türk Düşmanlığının sebebi ne?

31 Ağustos 2023, Perşembe

Kıbrıs Rum ve Yunanistan’ın Pembe Hayalleri

10 Ağustos 2023, Perşembe

Türkiye’nin Kıbrıs ve AB Stratejisi

3 Ağustos 2023, Perşembe

AB Niye Taraf Tutuyor

6 Temmuz 2023, Perşembe

AB’deki Yeni Oyun

27 Haziran 2023, Salı

BM’nin İşi Zor

20 Haziran 2023, Salı

AB’nin Gündeminde Kıbrıs Sorunu Yok

6 Haziran 2023, Salı

EastMed Battı

30 Mayıs 2023, Salı

Söz Milletin!

23 Mayıs 2023, Salı

Zorla el koymak istiyorlar

16 Mayıs 2023, Salı

Ortaklık mı, Mutlak Hakimiyet mi?

10 Mayıs 2023, Çarşamba

Türklerin Kardeş Kömeği

3 Mayıs 2023, Çarşamba

AB Kıbrıs’tan bıktı mı?

25 Nisan 2023, Salı

Kıbrıs niye önemli? (Ata Atun - Çarşamba)

19 Nisan 2023, Çarşamba

Rumların “çözüm” modeli!

5 Nisan 2023, Çarşamba

Bunlarla mı ortak olacağız?

29 Mart 2023, Çarşamba

Rumlar'ın umudu AB’de

22 Mart 2023, Çarşamba

Rumların Büyük Hayalleri

8 Mart 2023, Çarşamba

Savaşlar ve Depremler

1 Mart 2023, Çarşamba

Geleceğimizin Önderlerini Kaybettik

22 Şubat 2023, Çarşamba

ABD, AB’ye ayar mı veriyor?

8 Şubat 2023, Çarşamba

ABD'nin Kuklası BM'den Ne Bekliyordunuz?

25 Ocak 2023, Çarşamba

Avrupa tümüyle ABD’ye teslim oldu

18 Ocak 2023, Çarşamba

DOĞU AKDENİZ’DEKİ YENİ YAPILANMA

11 Ocak 2023, Çarşamba

Şehitlerimizi rahmetle anar, gazilerimizi minnetle selamlarım..

4 Ocak 2023, Çarşamba

BİZ İSYAN ETMEDİK

28 Aralık 2022, Çarşamba

İngiltere-Türkiye dayanışmasının hedefleri

21 Aralık 2022, Çarşamba

Küçük Kaymaklı ve Maraş

14 Aralık 2022, Çarşamba

İsrail Lübnan Anlaşması ve Doğu Akdeniz’deki Yeni Yapılanma

7 Aralık 2022, Çarşamba

HAYDUT DEVLET KİM?

30 Kasım 2022, Çarşamba

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatına Üyeliği

23 Kasım 2022, Çarşamba

KKTC'nin üyeliğine AB İtirazı

16 Kasım 2022, Çarşamba

Rum yargısına güvenmiyoruz

9 Kasım 2022, Çarşamba

F-35 Savaş Uçağı ve Gerçekler

2 Kasım 2022, Çarşamba

Beşparmak Dağları'ndaki Bayrağımız

26 Ekim 2022, Çarşamba

Kıbrıs Sorununa Hindistan-Pakistan Çözümü

19 Ekim 2022, Çarşamba

BM’nin, KKTC ile S.O.F.A. Anlaşması Yapması Gerekir

12 Ekim 2022, Çarşamba

YUNANİSTAN’IN DOĞALGAZ STRATEJİSİ

5 Ekim 2022, Çarşamba

Yunanistan’ın ve Rumların Politik Hüsranı

28 Eylül 2022, Çarşamba

ABD’nin Türkiye Seçimlerine Yönelik Planı

21 Eylül 2022, Çarşamba

Türkiye Üzerinde Oyun mu Oynanıyor?

14 Eylül 2022, Çarşamba

BOP’un doğum tarihi 11 Eylül değil

31 Ağustos 2022, Çarşamba

Rumların Bitmeyen Yalanları

24 Ağustos 2022, Çarşamba

Rumların Azerbaycan korkusu

17 Ağustos 2022, Çarşamba

KKTC’deki Rum Okulu Kapatılmalı

10 Ağustos 2022, Çarşamba

BM ve Kıbrıs’ta Çözüm

20 Temmuz 2022, Çarşamba

ABD Türkiye İlişkileri Bozulabilir mi?

15 Temmuz 2022, Cuma

Mehmetçik’siz bir Kıbrıs olamaz!

6 Temmuz 2022, Çarşamba

Büyük Orta Doğu Projesinin Perde Arkası

5 Temmuz 2022, Salı

Kimmiş Revizyonist?

30 Haziran 2022, Perşembe

İHA’lar için kara propaganda

28 Haziran 2022, Salı

Türkiye Saldırı Altında

14 Haziran 2022, Salı

Hadi Oradan!

31 Mayıs 2022, Salı

Türkiye’nin Yükselişi

20 Nisan 2022, Çarşamba

İsrail doğalgazı KKTC’den mi geçecek?

6 Nisan 2022, Çarşamba

Rumlar hadlerini bilecek

23 Şubat 2022, Çarşamba

Kıbrıs’ta GYÖ aldatmacası

18 Şubat 2022, Cuma

TMT ve biz Kıbrıslı Türkler

16 Şubat 2022, Çarşamba

Böyle buyurdu AB!

9 Şubat 2022, Çarşamba

Kıbrıs Zafere Doğru - TRT

8 Şubat 2022, Salı

Anastasiadis’in Ercan Tuzağı

4 Şubat 2022, Cuma

Kıbrıs birleşirse Türklerin hakkı ne olacak?

5 Ocak 2022, Çarşamba

Kıbrıs’ın Kaderinin Değiştiği Gün

27 Aralık 2021, Pazartesi

Rumlar yeni yaptırımlar peşinde

15 Aralık 2021, Çarşamba

Vatikan’ın Gözü Kıbrıs’ta

8 Aralık 2021, Çarşamba

Rum Yönetiminin Yeni Hayali Projesi

30 Kasım 2021, Salı

Dünyada hoş bir seda bırakıp giden babam Prof. Dr. Hakkı Atun (ATA ATUN)

17 Kasım 2021, Çarşamba

Güvenlik kuvvetlerimize verilen arazi

26 Ekim 2021, Salı

İngilizlerin Kıbrıs tuzağı

27 Eylül 2021, Pazartesi

Doğu Akdeniz’de dengeler tekrardan değişti

23 Kasım 2020, Pazartesi