Takip Et

İklim dirençliliği için önemli adımlar

Türkiye'de iklim değişikliğine uyum kapasitesinin artırılması amacıyla yürütülen Avrupa Birliği destekli Dirençlilik Çalışma Akademisi projesinin saha uygulamaları kapsamında Ordu’da önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Hacettepe Üniversitesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği proje kapsamında akademisyenler, yerel yönetimler ve halk bir araya gelerek bilimsel veriler ışığında toplumsal direncin nasıl artırılacağına dair değerlendirmelerde bulundu.

Proje kapsamında daha önce Mayıs ayında da Ordu’da saha çalışmaları gerçekleştirilmişti. Toplantıya Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arif Altun, İnşaat Yüksek Mühendisi ve proje yöneticisi Yunus Emrekaya, Adnan Menderes Üniversitesi Çevre Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz ve çok sayıda akademisyen ile yerel paydaşlar katıldı.

Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz yaptığı açıklamada, " Ben burada hem halka hem yerele hem de sektöre yönelik olarak sağlığı anlatmaya çalışıyorum, sağlık iklim değişikliği ilişkisini önplana çıkarmaya çalışıyorum. Çok güzel bir ekiple birlikte çalışıyoruz veOrdu'nun geleceği için büyük bir avantaj" ifadelerini kullandı. 

“TOPLUMSAL DİRENÇ İÇİN BİLİNÇLENME ŞART”

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Arif Altun, projenin temel amacının toplumsal dirençliliği artırmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"İklim değişikliği uzak bir tehdit gibi görünse de aslında hepimizin günlük hayatını doğrudan etkiliyor. Ancak bu konuda edinilen bilgiler genellikle kulaktan dolma oluyor. Biz bilimsel verileri halkla ve paydaşlarla paylaşarak doğru bilginin yayılmasını sağlamak istiyoruz. Disiplinler arası bir yaklaşımla toplumun bu konudaki kapasitesini güçlendirmek için buradayız."

İklim değişikliğiyle mücadelede doğru stratejilerin belirlenmesi için saha deneyimlerinin büyük önem taşıdığını belirten Altun, agroekolojik yaklaşımla sürdürülebilir tarım sistemlerinin teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti.

“Halk, Özel Sektör ve Belediyeler İçin Üç Eğitim Modülü Hazırlandı”

Proje kapsamında üç farklı eğitim modülü hazırlandığını belirten İnşaat Yüksek Mühendisi Yunus Emrekaya, yapılan çalışmaların somut çıktılarının olacağını dile getirerek şunları söyledi:

"Geçtiğimiz Mayıs ayında Ordu’da yaptığımız saha çalışmaları sonucunda, risk analizleri ve strateji önerileri geliştirdik. Bunların sonucunda da üç ayrı eğitim modülü oluşturduk. Bu modüller; halk, özel sektör ve belediyeler için farklı içeriklere sahip. Şu an bu eğitimleri uygulama aşamasına geçmiş durumdayız. Haziran ayında projemizi tamamladığımızda hazırladığımız raporları yerel yönetimlere, halka ve tüm ülkeye sunacağız."

Yerel halkın projeye gösterdiği ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Emrekaya, bu tür projelerin artmasının ülke adına büyük kazanımlar sağlayacağını belirtti.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN TARIMA ETKİLERİ CİDDİYE ALINMALI”

İklim değişikliğinin en çok etkilediği sektörlerden birinin tarım olduğuna dikkat çeken uzmanlar, özellikle Ordu gibi tarıma dayalı ekonomiye sahip bölgelerde tarımsal üretimin sürdürülebilirliği konusunun hayati önem taşıdığını ifade etti.

Prof. Dr. Arif Altun bu noktada fındık üretimi örneğini vererek şunları söyledi:

"Ordu dendiğinde akla ilk gelen ürünlerden biri fındık. Ancak iklim değişikliği bu ürünü doğrudan etkiliyor. Tarımsal üretimde biyoçeşitliliği artıran ve doğayla uyumlu sistemleri teşvik eden agroekolojik yaklaşımlar, iklim krizine karşı daha dirençli tarım alanları oluşturulmasını sağlayacaktır."

DİRENÇLİ TOPLUM İÇİN BİLİNÇLENME VE İŞ BİRLİĞİ

Toplam 18 ay süren Dirençlilik Çalışma Akademisi projesinin Ordu’daki saha uygulaması, halk, akademisyenler, özel sektör ve yerel yönetimlerin iş birliği içinde gerçekleştirdiği önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Haziran ayında proje kapsamında hazırlanan tüm raporlar ve eğitim modülleri paylaşılacak. Uzmanlar, toplumsal direncin artırılması ve iklim değişikliğine uyum için benzer projelerin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. (GİZEM BİRHANLI) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.