AyFm 100.5

Aydın’da el emeği oya pazarında yaşatılıyor

Aydın’da her salı günü kurulan geleneksel oya pazarında kadınlar, el emeği göz nuru ürünleriyle hem geçmişi yaşatıyor hem de ekonomik zorluklara rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. İğne oyaları, patikler, yazma kenarları ve lifler; değişen alışkanlıklar, azalan ilgi ve dijitalleşen alışveriş kültürü arasında zamana direniyor.

“EVDE OTURMAKTANSA ÜRETMEK”

68 yaşındaki Necmiye İpçi, yıllardır pazarda patik ve yemeni kenarları örerek hayatını sürdürüyor. Bu işi vakit geçirmek için yaptığını söyleyen İpçi, satışlardaki düşüşe dikkat çekti “Satışlar çok durgun. Ekonomik krize ve çeyizin bitmesine bağlıyorum. Gençler artık çeyiz istemiyor” diyen İpçi, eskiden ilginin çok daha fazla olduğunu ifade etti. Yine de umudunu kaybetmediğini belirterek, “Evde oturmaktan iyidir. Gençler çalışsın, bir şeylerle uğraşsın, kitap okusun; boşuna internette vakit geçirmesin” sözleriyle çağrıda bulundu.

35 YILLIK EMEK, AZALAN İLGİ

Neşe Boyacı ise tam 35 yıldır el işi yapıyor. Başlangıçta sadece üreterek pazara katıldığını, zamanla başka kadınların ürünlerini de satmaya başladığını anlatan Boyacı, “Çoğunlukla kendi el emeğimiz. Patik, lif, yemeni oyası, yelek yapıyoruz” dedi. Ancak ilginin eskisi gibi olmadığını vurgulayan Boyacı, internet alışverişinin ve gençlerin geleneksel ürünlere mesafesinin işleri zorlaştırdığını dile getirdi.

“SOSYALLEŞİYORUZ, GELİR ELDE EDİYORUZ”

62 yaşındaki Hafize Karataş için bu pazar sadece bir satış alanı değil, aynı zamanda sosyalleşme mekânı. Çocukları evlendikten sonra boş kalan zamanını el işleriyle değerlendirdiğini söyleyen Karataş, “Hem sosyalleşiyoruz hem gelir elde ediyoruz. Satışlarımız çok şükür bizi idare ediyor” diye konuştu.

Karataş’a göre vatandaşların ilgisi hâlâ var. Tezgâh başında kurulan sohbetlerde geçmiş yad ediliyor; “Biz bunlar için zamanında çok zahmet çektik” sözleri sıkça duyuluyor.

MÜŞTERİ GÖZÜYLE ÇEYİZİN SON NESLİ

Pazara müşteri olarak gelen Hülya Yılmaz ise el işlerinin değerine dikkat çekti. Kanaviçe, tülbent, oya ve lif aldığını belirten Yılmaz, dikişi hobi olarak yaptığını söyledi. “Biz aslında bu işlerin son nesliyiz. Bizden sonrakiler çeyizleri çöpe atıyor” diyen Yılmaz, el emeğinin kıymetinin bilinmediğinden yakındı. Bu tür pazarların çoğalması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, belediyelere ve devlete çağrıda bulunarak, yaşlıların üretim alanlarının desteklenmesinin hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük katkı sağlayacağını ifade etti. (İREM AKCAN)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.