Takip Et
  • 25 Ocak 2017, Çarşamba

Soğuk algınlığı ve korunma yöntemleri

Soğuk algınlığı, burun akıntısı, boğazda kaşınma hissi ve burun akıntısı ile başlayan belki de en sık bilinen virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır.

Tanım ve nedenler:

Soğuk algınlığı, burun akıntısı, boğazda kaşınma hissi ve burun akıntısı ile başlayan belki de en sık bilinen virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hafif belirtilerle 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Çocuklarda yılda 6-10 defa, erişkinlerde 2-4 defa görülür.

Çocuklarda sık olmasının nedeni, kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olmasından kaynaklanır. Çocuklar böyle toplu yerlerde sürekli virüsü birbirlerine bulaştırırlar. Soğuk algınlığına neden olan 200'ün üzerinde virüs saptanmıştır.Bu tip virüsler yılın soğuk ve kuru dönemlerinde daha kolay ürer.

Soğuk havadaki nem oranının düşük olması burnun kurumasına ve kendi savunma mekanizmasının bozulmasına yol açar. Böylece virüs kolayca buruna yerleşerek soğuk algınlığına yol açar. Havanın kuru ve soğuk olmasının yanı sıra bireysel faktörler de soğuk algınlığı şansını artırmaktadır. Bunların başında yetersiz beslenme, sigara kullanılması, bademcik ve geniz eti problemleri, stress, burundaki kemik eğriliği gelmektedir.

Bulaşma:

Genellikle hastalıklı kişilerin tükürükleri, burun akıntıları yoluyla kolayca bulaşır. Virüsler deride veya dış ortamda 2-3 saat canlı kalabilmektedir. Bu nedenle virüs bulaşmış, telefon ahizesi, para, kapalı ortamlar (sinema, alışveriş merkezler gibi) yoluyla kısa sürede hastalık bulaşabilir.

Belirtiler:

Hastalık genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. İlk belirti burun akıntısıdır. Bunun

dışında burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı olabilir. Ateş hafiftir. 37-38 derece arasında seyreder. Halsizlik, kırgınlıkta görülebilir. Eğer bakteriler de olaya eklenirse, orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit veya pnömoni (zatürre) gelişebilir ve buna bağlı belirtiler de değişir. (Kulak ağrısı, akıntı, balgam çıkarma, ateşin 38 derecenin üzerine çıkması)

Tedavi:

Soğuk algınlığının tedavisi yoktur. Tedavide belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Yapılması gerekenler:

1. Yatak istirahati

2. Sıvı alınımının artırılması

3. Tuzlu su ile burun lavajı ve boğaz gargarası

4. Burnun nemlendirilmesi

5. Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar alınması

6. Soğuk buhar

7. Bol C vitamini içeren meyve ve sebzelerin tüketilmesi

Önlem:

Aslında tedaviden daha önemli olan nokta önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Aşı, soğuk algınlığına 200 den fazla virüs sebep olabileceğinden etkisizdir. Esas önlemler;

1.Dışarıdan geldiğimizde ellerimizi sabunlu su ile yıkamalıyız ve bunun çocuklarımızda alışkanlık haline gelmesini sağlamalıyız.

2.Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.

3.Hapşırır veya öksürürken elimiz ile burnumuzu ve ağzımızı kapatmalıyız.

4.Kış aylarında bol sıvı almalı ve beslenmemize özen göstermeliyiz

5.Sigara içmemeliyiz.

6.Özellikle kaloriferli evlerde yatak odasındaki nem oranını normal sınırlar içinde tutmalıyız.

7. Küçük çocuklarda, yaşlı hastalarda, şeker hastalığı, kanser veya diğer sistemik hastalığı olan kişilerde soğuk algınlığı olduğunda mutlaka doktorumuza muayene olmalıyız.

8. Beklenmeyen bir durum karşısında, örneğin kulak ağrısı, şiddetli baş ağrısı, balgamlı öksürük, burun akıntısının sarı-yeşil renk alması, ateşin yükselmesi gibi hallerde derhal doktorunuzu arayınız.

Sağlıkla kalın… Allaha emanet olun… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.