Takip Et
  • 18 Mart 2015, Çarşamba

Uykunun yaşamımızdaki önemi vazgeçilmezdir...

Derin bir uykuya dalan insanın vücudunda hormonların dengelendiği, sindirim ve bağışıklık sistemlerinin kendi içinde faaliyete geçtiği, cildin de kendisini yenilediği belirtildi.

Derin bir uykuya dalan insanın vücudunda hormon düzeyinin dengelendiği, sindirim ve bağışıklık sistemlerinin kendi içinde yoğun faaliyete geçtiği, vücudu kaplayan cildin de kendisini yeniler. Geç yatıp uykusunu tam olarak alamayanların, bunun faturasını hemen ertesi sabah ödemek zorunda kalır. Uykusuz kalmış kişilerin gözlerinin altında mor halkalar, yüzünde çizgiler bulunduğuna, cildinin solgun ve kuru bir hal alır. Uyku yetersizliği durumunda bu olumsuz tablonun kaçınılmaz olur, uykunun sadece iki iş günü arasındaki karanlık ve yatakta geçirilen süreç olmaktan öte önem taşıdığının artık anlamış oluyoruz.

Uyku sırasında hormon düzeyimiz dengeleniyor, sindirim sistemi hızla çalışıyor, bağışıklık sistemi kendi içinde yoğun faaliyete geçiyor ve vücudumuzu kaplayan cildimiz yoğun çalışma içine giriyor.

Cildimizin her gün 10 gram ölü deri hücresini atarak pürüzsüz kalmayı başardığını vurgulamak isterim. Bunun gerçekleşebilmesi için, her akşam derimizin en üst tabakasındaki hücreler bölünmeye başlar. Uyku esnasında ise büyüme hormonunun artması ve stres hormonunun düşmesiyle birlikte bu reaksiyon sürat kazanır. Gecenin sessizliği, bu işlev için en ideal ortamdır. Çünkü şimdi ne güneş ne rüzgar ne de hareket ve stres karmaşık hücre bölünmesini engelleyemez. İşte bu yenilenme saatlerinde cildin, başta oksijen olmak üzere bir dizi besin maddesine ihtiyacı vardır. Alınan her solukta cilt, ihtiyacı olduğu oksijeni depolar. Bu nedenle akşamları yatmadan önce yatak odası iyice havalandırılmalıdır. İlerleyen yaşla birlikte cildin oksijen alımı güçleştiği için, 30 yaşından sonra havanın temiz olduğu ortamda uyumaya daha çok dikkat edilmesi gerekir.

Cildi yeniliyor

Uyurken, özellikle de rüya görüldüğü saatlerde, vücut ısısının 2 derece artmasıyla birlikte, organizmanın bol miktarda sıvı üretir, İşte bu nedenle, sabahları uyandığımızda saçlarımız nemlenmiş, şekilleri bozulmuştur. Yağ bezleri geceleri yenilendiğinden, uyku sırasında yağ salgılaması genelde azdır. Bu nedenle, cildi kuru olanların gece yatarken cildine nemlendirici krem, hatta cilt yağı uygulaması yapması doğru olur. Kesin olan bir nokta da tüm maddelerin cilt tarafından gündüze oranla gece daha iyi emildiğidir. İşte bu nedenle cildin uyku sırasında alerjen maddelere karşı daha duyarlı olduğu tahmin ediliyor.

Kırışıklıklar kayboluyor

Mimiklerin ya da güneşin yol açtığı kırışıklıkların hiçbir şekilde kaybolmadığını ancak ciltteki bazı kat ve çizgilerin geceleri yok olduğunu biliyor muydunuz?

Yattığımızda cildimiz daha fazla sıvı depolar. Tansiyon düşüp, damarların genişlemesiyle dokuya bol miktarda sıvı akar. Hareketsiz olduğumuz için de bu sıvının ciltten akması zorlaşır. Sonuç: Dokunun gerilmesi, küçük kırışıkların aldığı destekle kaybolmasıdır. Gün içinde ise, ciltte depolanan bu sıvı vücuda yayılır ve yüzdeki çizgiler yeniden belirmeye başlar. bütün bunların yanında spordan sonra uyunan süreninde kimseye zararı olmaz.

sporsuz kalmayın... sporsuz yaşlanmayın... allaha emanet olun... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.