Takip Et
  • 9 Ocak 2014, Perşembe

Kadın ve spor

Merhaba, sevgili Denge okurları.

Bundan sonra her hafta Perşembe günleri sizlerle bu köşede buluşacağız. Bir Beden Eğitimi Öğretmeni olarak sizlere aktarmak istediğim o kadar çok şey var ki... Bu hafta kadınlar ve spor hakkındaki bazı düşüncelerimi paylaşmak istedim.

 

Biz kadınlar bugün hemen her spor dalında, mücadele etmekteyiz. Gözlemlerim sonucunda kadınların fizik güçlerini birbirlerine karşı doğrudan kullandıkları spor dallarına, fazlaca istekli olmadıkları kanısına vardım. Uzun sayılabilecek bir zamandan beri kadınların tanıştığı futbol, bugün bile istenilen yaygınlığa ulaşmamıştır. Kadınlar futbolda, marjinal bir konumda kalmışlardır. Ne oyuncu, ne de izleyici olarak futbolla ilgilenen kadınlar, istenilen düzeye erişemedi. Sanırım erişemeyeceğiz de. Bir erkeğin maçı arkadaşlarıyla canlı izleyip, daha sonra eve gelip tekrar aynı maçı hiç seyretmemiş gibi seyrettiğine, daha sonra da önemli anlarını başka bir kanalda izleyip tekrar heyecanlandığına çok defa şahit oldum, (eşimden biliyorum) sanırım buna şahit olan azınlıktan değilim…

Futbolun yanı sıra kadınların uzun yıllardır tanıştığı, fakat fazla haz etmediği diğer spor dalları, boks, güreş ve diğer dövüş sporlarıdır. Bu spor dallarına olan ilgisizliği şuna bağlıyorum; kadınlar güce dayalı sporları sevmiyorlar. Onların güçlü görünmek veya olmak gibi kaygıları yok. Bir erkek için boks veya güreşte rakibini yenmek çok önemlidir. Sporun dışında, egolarını da tatmin ederler. Kadınlar ise, bu sporlarda aynı heyecanı duymuyorlar. Bir kadın için, diğer bir kadını yenmek çok önemli değil. Yan yana yarışıp geçmek daha önemli (atletizm, jimnastik, yüzme gibi).

 

Bazı spor dallarında ise, kadınlar, erkeklerden daha popülerdir, jimnastik, tenis, buz pateni, voleybol gibi. Sanırım bizim için görsellik ön planda.

 

Bunca yıldır edindiğim bilgilerimden sporla ilgilenen erkeklerin oranı, kadınlardan çok fazladır. Spor büyük disiplin ve özveri gerektirmektedir. Belirli bir yaşa kadar bayanlar evet, ama bir süre sonra önceliklerin değiştiği kanısındayım.

 

Sporu olması gerektiği gibi gören, yapan, büyük güç ve emek veren kadınlar elbette var. Sözüm, diğerlerine. Ben bir eğitimci olarak halk arasında doğru bilinen şu yanlışa birebir çok rastlıyorum, kilolu insan spor yapar, ama zayıf insanın spora ihtiyacı yoktur. Hata, kocaman bir hata. Sakın bu yanlışa düşenlerden olmayın ve sporun düzenli olarak hayatınıza girmesine izin verin. Böyle bir düşünceye sahip olmayan, bol sporlu bir yıl dilerim.

Bir sonraki Perşembe'ye inşallah burada olacağım, sporla ve sağlıklı kalın… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.