
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayça Özkul, Ege Bölgesi'nde tek olan nöroanjiografi ünitesinin ardından, birimlerinde, beyin damar tıkanıklığı yaşayan hastalarda pıhtıyı mekanik olarak alıp damarı açık hale getirebilmeyi amaçlayan yeni bir sistem kuracaklarını söyledi.
Beyin damar hastalıkları ve tedavi yöntemleriyle ilgili açıklama yapan Doç. Dr. Ayça Özkul, damar tıkanıklığına bağlı ölüm veya felç gibi sonuçlardan korunmak için vatandaşların beslenme düzenlerine dikkat etmeleri ve sigara kullanmamaları gerektiğini söyledi. Doç Dr. Özkul, “Şanslı bir kentte yaşıyoruz. Mutfağında zeytinyağı tüketen bir yer Aydın. Zeytinyağı, içeriği gereği, damar hastalıklarını olumlu etkiliyor fakat aşırıya kaçmadan tüketilmesi gerekiyor” dedi.
"ŞAH DAMARINA STENT TAKABİLİYORUZ"
Beyin damar hastalıkları konusunda felç geçiren hastalarda erken dönemde damar açıcı tedavi uygulanmasıyla hastalardaki duyu kaybını ve kas güçsüzlüğünü geriye döndürebildiklerini ifade eden Doç. Dr. Özkul, şöyle konuştu:
“İlk dört buçuk saat içinde tanı koyduğumuz hastalarda damar açısı tedavi uygulayarak hastayı kurtarmaya çalışıyoruz. Beyni besleyen ana damarlarda, örneğin şah damarında bir darlık varsa stent takarak tıkanıklığı gidermeye çalışıyoruz. Anjiyo ünitemiz var. Riskli bir tedavi olsa da şu ana kadar ana damarlara stent taktıklarımızda herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Bu, deneyimli bir ekiple çalışıyor olmanın bir getirisi. Doğru hastaya doğru tanıyı koyup tedaviyi doğru şekilde verdiğinizde iyi netice alıyoruz.”
"DAMARDAKİ PIHTI MEKANİK OLARAK ALINABİLECEK"
Beyin damar tıkanıklarında erken dönemde gelen hastalarda anjiyo ünitesinde hastayı değerlendirerek, pıhtıyı mekanik olarak alıp damarı açık hale getirebilmeyi amaçladıklarına değinen Ayça Özkul, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu konuda hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Daha oturmuş bir sistemi kurma aşamasındayız. İnşallah yakın zamanda bu tedaviye de başlayacağız. Beyin damar hastalıkları, ölüm sebepleri içinde üçüncü sırada yer alıyor. Önemli bir de özürlülük kaynağı. Hastaları erken dönemde tedavi edebilirsek hem ölüm hem de özürlülük oranlarını azaltmayı hedefliyoruz.”
"İLK 4,5 SAATTE TANI KONULMUŞ OLMALI"
Hastalarda en çok karşılaşılan sorunun, felç geçirmiş ve üzerinden zaman geçmiş hastaların tedaviden yararlanıp yararlanamayacağı konusu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özkul, “Çiçeklerle dolu bir bahçeniz var, orayı besleyen bir su kanalınız var. Suyu kestiğiniz zaman çiçekleriniz soluyor. Suyu tekrar açtığınızda solmuş çiçeklerin tekrar canlanması mümkün olmuyor. Beyin dokusu da böyle bir şey. Hücreler öldükten sonra ne yaparsanız yapın, geriye döndürme şansınız olmuyor. Ölü dokunun çevresindeki dokular faaliyete geçiyor ama ölü doku üzerinde yapabileceğiniz hiçbir şey olmuyor. Bu nedenle ne kadar erken müdahale edilirse o zaman geri döndürebiliyorsunuz. Hastalarımızın, en geç dört buçuk saat içinde tanı konulmuş olarak gelmesi gerekiyor. Hastanede de zamana ihtiyacımız olduğu için ne kadar erken gelirlerse bu tedaviyi o kadar erken yapıp başarı şansımızı artırmış oluyoruz” diye konuştu.
"İZMİR'E GİTMEYE GEREK KALMADI"
Beyin damar hastalarının önceden tedavi için İzmir’e gittiğini hatırlatan Özkul, bugün hastaların İzmir’e gitmelerine gerek kalmadığına dikkati çekerek, “Kadromuz, olanaklarımız, teknolojik cihaz ve imkanlarımızla Adnan Menderes Üniversitesi’ne zaman kaybetmeden başvurabilirler. Hastalar, hem maddi anlamda zorlandıkları için ya İzmir'e gidemiyordu ya da yoğunlukta sıra beklerlerken bu hastaları kaybediyorduk. Beyin damar hastalıkları, zaman kaybedilmeden tedavi edilmesi gereken hastalıklardır” dedi.
"SİGARADAN UZAK DURUN"
Beyin damar hastalıklarından korunma yollarına da değinen Doç. Dr. Ayça Özkul, şunları söyledi:
“Yaşla beraber damarlarımız da yaşlanıyor, damar sertliği denen bir gerçek var. Damar sertliğini tetikleyen birçok şey var; genetik faktörler, beslenme alışkanlığı, tansiyon, şeker, kolesterol gibi. Lütfen sigara içmeyelim. Sigara damarları kötü yönde etkiliyor. Geriye dönüşümsüz bir şekilde etkiliyor. Damar tıkandıktan sonra tedavisi olmuyor. Özellikle genç yaşlarda da beyin damar tıkanıklıklarını sık görmeye başladık. Bunun en önemli faktörlerinden birisi kendi düşünceme göre; beslenme alışkanlıklarımız, düzenli spor ve kendimize vakit ayıramıyor olmamız ve sigara.”
BÖLGEDE TEK
Türkiye’de önemli bir merkez olan nöroanjiografi ünitesini kurduklarını anımsatan Özkul, ünitenin hem beyin kanamalı hastalara hem de beyin damar tıkanıklığı olan hastalara müdahale edilebilen Ege Bölgesi’ndeki tek merkez olduğunu vurguladı. (GAMZE KORKMAZ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.