Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Söke’de düzenlenen 12. Sanat Edebiyat ve Kitap Günleri’nde okurlarıyla buluştu. ‘Çıkış Yolu’ adlı kitabını imzalayan Feyzioğlu, “Kitabın yazarı ben değilim, kitabın yazarı milyonlarca Türk insanıdır” dedi.
Söke'de 16-22 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 12. Sanat Edebiyat ve Kitap Günleri, Vali Recep Yazıcıoğlu Kültür Salonu’nda yapılan etkinlikle sona erdi. Kitap günlerinin son konuğu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu oldu. Feyzioğlu’nu Belediye Başkanı Süleyman Toyran, Aydın Barosu Başkanı Av. Gökhan Bozkurt, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda hayranı dinledi. Metin Feyzioğlu, etkinlikte ‘Çıkış Yolu’ adlı kitabını imzaladı. Uzun kuyruklar oluşturan hayranları Feyzioğlu’yla fotoğraf çektirdi. Süleyman Toyran, Metin Feyzioğlu’na günün anısına Söke Belediyesi amblemli plaket verirken, Aydın Baro Başkanı Av. Gökhan Bozkurt ise çiçek takdim etti.
“’ÇIKIŞ YOLU’ TÜRKİYE’NİN ÖĞRETTİKLERİDİR”
‘Çıkış Yolu’ kitabının tanıtımını yapan Fevzioğlu, “Türkiye şu anda büyük bir kutuplaşmanın içerisinde ve birbirimize düşman gibi bakmaya başladık. Oysa biz bu değiliz. ‘Çıkış Yolu’ bana Türkiye’nin öğrettikleridir. Nasıl bir kocaman biz oluruz. Cumhuriyet değerleri ki, bu değerler manevi değerlerimizdir. Bu bizi nasıl çağdaş uygarlık seviyesine taşıyacaktır. Bu kitabı öğrendiklerimi toparlayarak bir formül şeklinde değerlendirmeye sunmak istedim. Bu kitabın gerçek yazarı aslında ben değilim. Karış beş defa gezdiğim ülkemin milyonlarca insanıdır” dedi.
“CUMHURİYET’İN EN ZOR DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ”
“Oturarak birbirimizi boğazlamadan sorunları tespit ederek çözümler üretmek olgunluğuna kavuştuk bu zor dönemde” diyen Fevzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Cumhuriyetin en zor dönemini yaşıyoruz. En kutuplaşmış ve en keskin dönemini yaşıyoruz. Bunların hepsi de bizim alanımızdan bir şekilde geçiyor. Siyasette bana değerlendirmeyi millet bana tebliğ edecektir. Bu kitapta yazdığım gibi biz yazısının arkasında durmalıyız. Ben yaparım, ben önde olmalıyım, ben ve diğerleri konumunu artık bırakmak zorundayız. Biz olabilmek için herkesin egosunu bırakması gerekiyor. Bugünün liderini doğru tanımlamak gerekiyor. Lider her şeyi bilen, her şeye karar veren, her konuda kendisinin imzası ya da oluru gereken kişi olamaz. Lider en pırıltılı insanları, tabanda karşılığı olan insanları, iyi seçmesi gerekiyor.”
“NEREDE OLMAM GEREKİYORSA ORADA OLURUM”
Ülkenin zor günlerden geçtiğine de değinen Feyzioğlu, “Türkiye için kim nerede olması gerekiyorsa, hangi alanda hizmet etmesi gerekiyorsa, ben orada olurum. Bugün buradayım ve her zaman çözümlerin siyasette olduğunu görüyorum. Hukuk siyasete karışmıyor. Siyaset hukuku şekillendiriyor. O zaman siyasetin toparlanması gerekiyor. Siyasetin etkin, şeffaf ve katılımcı hale getirilmesi gerekiyor. 7 Haziran Genel Seçimlerinde aday olabilirdim. Ama aday olmama tercihim bana ait değildir. Edip etmeme gibi bir pozisyonda bırakılmadım. Ülkenin geleceğini merak ediyorsanız, çoğunluk mezhebinden değilseniz, pazardan gayet ucuza bulabileceğiniz bir dürbün alın ve Suriye sınırına gidin. Suruç’ta bir tepe var oradan ileriye bakın İŞİD’in nasıl kafa kestiğini görürsünüz” dedi.
“VALİ, SİZİ KÖTÜ KADIN YAPTI”
Manisa Valisinin başı açık kadınları kötü kadın ilan ettiğini söyleyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:
“Ben hayatımda hiç başörtüsüne karşı olmadım. Başörtüsüne ilişkin saçma sapan baskılarında hep yanlış yere götürüldüğünü söylemek istiyorum. Manisa Valisi diyor ki toplumda pekiyi gözle bakılan başörtülü kadınlar. Bütün başörtüsüz kadınları vali kötü kadın ilan ediyor. Ben Türkiye’deki kadınlardan bir ayaklanma beklerdim. Çok büyük tepkiler bekledim ben kadınlardan. Binlerce yüz binlerce kadından suç duyurusu bekledim. Ben suç duyurusu hazırladım ve sizlerle de bunu paylaştım. Oturduğumuz yerden şikâyet etmek yerine yüz binlerce suç duyurusuyla karşılaşsaydı Manisa Valisi şu an orada oturamazdı.” (BURHAN CEYHAN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.