AyFm 100.5
  • 25 Kasım 2025, Salı 15:50

"Bu ülkenin sorunu kökleşmiş erkek egemen zihniyet"

CHP Aydın İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Özdemir, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye’de kadınların maruz kaldığı şiddetin sistematik bir sorun olduğuna dikkat çekerek, "Bu ülkenin sorunu kökleşmiş erkek egemen zihniyet" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Özdemir, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de kadınların yaşadığı kadına yönelik şiddetin bireysel değil derinleşmiş ve sistematik bir sorun olduğuna işaret etti.

Başkan Özdemir, yaptığı açıklamada 25 Kasım’ın yalnızca bir anma günü değil, dünyanın dört bir yanında süren kadın mücadelesinin simgesi olduğunu belirtti. Mirabel Kardeşlerden bugüne uzanan bu mücadelenin kadınların karanlığa karşı yaktığı bir isyan ateşi olduğunu söyleyen Özdemir, kadınların dayanışma gücünün hala en büyük ışık olduğunu vurguladı.

TÜRKİYE KADINA ŞİDDETE BİRİNCİ SIRADA 

OECD verilerine göre Türkiye’nin kadına şiddet oranında yüzde 38 ile birinci sırada yer aldığını hatırlatan Özdemir, kadınların sadece öldürülmediğini, sürekli olarak yok sayıldığını, susturulduğunu, yalnız bırakıldığını ifade etti. Birçok olayın örtbas edildiğini, kadın cinayetlerinin intihar gibi gösterildiğini belirten Özdemir, “Bu ülkenin sorunu bireysel öfke değil, kökleşmiş bir erkek egemen zihniyet” dedi.

Açıklamasında, “Ekonomik krizmiş, kıskançlıkmış, psikolojik sorunmuş… Hep aynı mazeretleri duyuyoruz. Peki bu ‘cinnet geçiren’ erkekler neden komutanını, patronunu, öğretmenini öldürmüyor da saldırganlığını kadına yöneltiyor?” ifadelerini kullanan Özdemir, bunun temelinde kadının erkekler tarafından hala güçsüz görülmesi olduğunu belirtti. Bu algının artık yıkıldığını söyleyen Özdemir, “Biz kadınlar o güçsüzlük masalını çoktan paramparça ettik” diye konuştu.

MÜCADELE DEVAM EDECEK 

Konuşmasının devamında Özdemir, kadınların hayatın her alanında mücadele verdiğini belirterek evde, işte, sokakta ve Meclis’te geri adım atmayacaklarını söyledi. Şiddete maruz bırakılan ve öldürülen tüm kadınlar için adalet sağlanana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Özdemir, yaşanan kadın cinayetlerinin temel nedenlerinden birinin İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece ansızın feshedilmesi ve 6284 sayılı kanunun etkin şekilde uygulanmaması olduğunu söyledi. Devlet mekanizmalarının her geçen gün daha fazla çürüdüğünü dile getiren Özdemir, iktidarın dili ve siyaset dilinin kadın düşmanı ifadeler ile dolu olduğunu belirtti. Sözlerinde, bazı siyasetçilerin toplumda hafızalara kazınmış kadınları aşağılayıcı ifadelerini örnek göstererek bu sözlerin sadece nefret değil, katillere verilen açık bir cesaret olduğuna dikkat çekti.

"BU MEKTUPLAR İKTİDARIN YÜZÜNE TUTULMUŞ BİR AYNADIR"

CHP Kadın Kolları tarafından yürütülen “Siyah Mektuplar” çalışmasına da değinen Özdemir, binlerce kadının kendi hayatlarında yaşadıkları şiddeti bu mektuplarla anlattığını ifade etti. Bu mektupların yalnızca bir kişinin değil, adeta bir toplumun çığlığını taşıdığını söyleyen Özdemir, “Bu mektuplar iktidarın yüzüne tutulmuş bir aynadır. İsterlerse o aynaya bakıp gerçeği görecekler, istemezlerse kadın dayanışmasının altında ezilecekler” 

“Hiçbir kadın çığlığı artık bir erkeğin iki dudağı arasında kaybolmayacak. Biz konuşacağız, onlar saklayacak biz ortaya çıkaracağız, onlar susacak biz daha çok bağıracağız” ifadelerini kullanan Özdemir, mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

"KADINLAR KAZANACAK"

Genel Başkan Özgür Özel’in sözlerine dikkat çeken Özdemir, iktidar değişiminde İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe alınacağını, 6284 kapsamındaki maddelerin eksiksiz uygulanacağını ve cezaların caydırıcı hale getirilerek cezasızlık düzeninin sona ereceğini ifade etti. Kadınların örgütlü mücadelesinin sonuç vereceğini söyleyen Özdemir, “Kadınlar susmuyor, kadınlar direniyor, kadınlar kazanacak” sözleriyle açıklamasını noktaladı. (İREM DELİCE)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.