DENİZ KURUDU
30 Kasım 2018, CumaTweet |
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, “Sporun geleceği aydınlık mı?” adlı panelde konuştular. Her iki başkanın ortak noktası “ekonomi” oldu. Daha doğru bir söylemle “ekonomik çöküşteyiz” oldu. Türk futbolunun yıllardır değişmeyen konuları ve zihniyeti zorunluluktan da olsa değişmeye başladı. “Başkanlık seçimleri, yıldız futbolcu transferleri, marka teknik adamlar, maçtan sonra yaşanan kavgalar, ligde alınan sonuçlar, Avrupa kupalarına katılım ve oradaki performans” konuları yerini nur topu gibi “ekonomi” ye bıraktı. Peki neden? Bugüne kadar yukarıda yazdığım konuların hiçbiri başarı ile yönetilemediğinden. Parantez açıp konuyla ilgili devletin sorumluklarını yerine getirip getirmediğine bakarsak… Devlet birçok kez kulüplerin vergi borçlarını yapılandırdı, önemli kısımlarından vazgeçti hatta tüm vergi borçlarını bile sildi. İyilik mi kötülük mü yaptı sorusu akıllara geldiğinde, spor yorumcusu Mehmet Ayan’ın, “ Kamu aracılığıyla kulüplere giden bir kuruş param varsa hakkımı helal etmiyorum.” sözünü hatırlıyorum. Bunun yanında gelinen noktada zaten çözüm için yeterli ve yanlış bir yöntem olduğunu gösteriyor.
“Şampiyonluğu kovalamak yerine küçülmeliydik” “Gerekirse 5 sene Avrupa’ya gitmeyelim”
Tarihi kongrede tarihi oy farkı ile Fenerbahçe başkanlığına seçilen Ali Koç, “Mevcut ekonomik durumda mart ayından sonrasını göremediklerini ifade etti. Koç, “Gerekirse 5 sene Avrupa’ya bile gitmemeyi göze almamız gerek. Buradan çıkmamız için devletin radikal karalar alması gerekiyor. Avrupa’ya gitmemek belki çözüm değil, ben en radikal olanı söylüyorum. Şu anda iki başkan olarak yönetimi elimizi yüzümüze bulaştırıp gitsek hiçbir sorumluluğumuz yok. Bu sorumluluk getirilmeli” dedi. Bunun etkileri devam ederken Beşiktaş’ın Divan Kurulu’nda konuşan Başkan Fikret Orman, “Hata yaptık üçüncü şampiyonluğu kovalamak ve Şampiyonlar Ligi’nde başarı yakalamak yerine bütçeyi kısmalıydık” dedi. Sadece Beşiktaş ve Fenerbahçe değil. Galatasaray’ın UEFA’daki anlaşması yeniden inceleme aşamasında. UEFA farkında anlatılan icraatlar ve gelecek planlaması ile bu krizden çıkılmaz. Trabzonspor borcu 1 milyar TL’yi aşmış durumda. Bu sadece Süper Lig’de yaşanan bir durum değil. Kaç kulüp ekonomik olarak iyi yönetilemediği için kapandı gitti. Amatörde de bu problem var. 2. Ve 3.Lig’de de. Yalnız alt liglerde özellikle şehir takımlarında şu avantajı var. Yapışıyorlar bir siyasetçiye gerisi aktığı kadar doluyor. Sonra da seçim dönemleri futbolcular sahada yöneticiler dışarıda oy koşturuyor. Adam gibi yöneticiler olun da futbola siyaset bulaştırmayın. Kendi gelirlerinizi kendiniz yaratın.
Ne oldu da geldik bugünlere;
Kulübünde 3 lira alan adama 13 lira para verdik. Göndermek istedik gitmedi. Sonra düşman ilan ettik. “Biz niye verdik sorusunu” kendimize hiç sormadık.
Piyasa değerinin 5 katı fazlasını verdik, 5 kuruş kar edemeden sattık. Gittiği yerde maaşını ödedik. “Bu işte terslik var biz hata yaptık” demedik.
Arkasını, önünü, sağını, solunu hiç araştırmadan onca projeye kalkıştık. Başaramadıkça “eksik çalıştık” yerine “destek vermediniz” dedik.
Bir düzen kurmak yerine, “her sene borçla yeniden” dedik. Sonuçta umut fakirin ekmeğiydi, zenginin yiyecek ekmeği kalmadı.
Alt yapıya yatırım yapmak yerine, “35 yaşında” futbolculara emeklilik ikramiyesi ödedik.
Gazete manşetlerinde, işin ekonomisini yazmak, anlatmak, tartışmak yerine “kavgaları, transferleri” manşet yaptık.
Sonunda deniz kurudu. En azından denize yeniden su doldurmayı tercih edenler var. Taşıma su ile deniz dolar mı bilmiyorum. Hiçbir şey yapmamaktan iyi olduğuna eminim. Taraftarlar, yöneticiler, medya, siyasiler her birlikte o masaya oturur ve ortak amaç için ortak eylemlerde bulunmamız gerek. Burada önemli bir mesajda taraftara, bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçmezsek tutacak takım kalmayacak. Avrupa’da kupa hayali kurduğunuz takımları ekonomik yetersizliklerden dolayı alt liglerde izlemeye başlayacaksınız.