Anlamsızca
27 Nisan 2019, CumartesiTweet |
Okula başlama yaşına gelen her çocuğun okula gitmesi kadar doğal bir durum olamaz değil mi? Peki, hangimize okula başlarken; neden okula gitmemiz gerektiğini, eğitimin hayatımızda, çevremizde, ülkemizde ve dünyada neleri değiştirebileceğini bize ne kadar anlattılar? Tam da oyun çağımızda, merak ve hayal dünyamızın sınırlarının en geniş olduğu yaşlarda içinde bulunduğumuz sistem bizi anlamlandırmadan öğrenmeye itiyor. Eğitim sistemimizdeki sorun da burada başlıyor. Neden ve nasıl yaptığını bilmeden, katkısını ve eksilteceklerini anlamadan milyonlarca çocuğa makine mantığı kendine yüklenen misyonun dışında hiçbir işlevi olmayan nesiller yetiştiriyoruz. Dünyada yaşanan tüm gelişmeler ise bu sistemde yetişen nesilleri, tüketici ve bağımlı etiketini yapıştırarak bir pazar olarak görüyor. Bundan kurtulmanın yolu eğitimi anlamlandırmak ve çocukların dönemsel olarak geçirdiği psikolojik ve fiziksel dönüşümlere uygun seviyede uygun dersler vermek bunun yanında dönemin dünya şartları ve ülke şartlarına göre öncelikleri yeninden belirlemek. Bizim çocuklarımıza okullarda okuma-yazma, matematiksel işlemlerden önce ülke, insan, doğa ve hayvan sevgisi, saygı ve hoşgörü, eleştirebilme yetisi ve eleştirilebilme, fikir üretme, duyarlı olma gibi hayatta yapacağımız tüm bilgileri anlamlı kılan ve yaşamı bu becerileri kazandırmamız gerek. Farklı ve farklılık yaratacak olan nesillerin amacında olmalıyız. Dünyadaki teknolojik ve bilimsel gelişmelerin hızı artık saliseleri bile geride bırakmış durumda. Ülkemizin dünya ile teknoloji ve bilim yarışı, Çita ve Kaplumbağanın yarışına benzer. Bu yarışta dönüşümü sağlamadığımız sürece geride kalmaya, hiçbir filtreleme olmadan sürekli tüketmeye, harcamaya, fakir olmaya mahkum olacağız. Eğitim sistemimizdeki bir diğer sorun da belirli başlı mesleklerin dışında yönelim gösteremiyor olmamız. Öğretmenlik, mühendislik, doktorluk, avukatlık popüler mesleklerde başı çekiyor. Ailelerin, çocuklarına bu mesleklere yönlendirme amacı bireysel bir çabadan öte değil. Toplum ya da insanlık yararı gözetilmiyor. Ülkemizde ressam, müzisyen, yönetmen, siyasi ve toplumsal lider, yazar yetişmiyor. Yok diyemem, dünyada hiçbir adımız da yok diyemem fakat yukarıda saydığım mesleklerden tanınmış ülkemizi temsil etmiş dünyaya sunduğumuz kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez ve eğitim politikalarımız böyle devam ettiği sürece kalmayacak. Bugün her anlamda şartları daha güzel bir ülkede yaşamak istiyorsak ve daha iyi bir dünya düşlüyorsak bunun için yapmamız gereken şey eğitim sistemimizi baştan aşağıya değiştirmek. Bireysellikten, toplumsallığa hatta evrenselliğe, tüketenden üretene, kavgacıdan barışcıla, ezberden anlamlandırmaya geçişimizi yapmak zorundayız.