GALATASARAY
29 Aralık 2017, CumaTweet |
Sezona hem yönetimi hem de teknik adamı açısından en tartışmalı başlayan takımdı Sar-kırmızılılar. Avrupa Ligi ön elemesinde Östersunds’u geçemeyişi bu tartışmaları zirveye taşıdı. Hem oynanan kötü oyun hem de alınan sonuç taraftarlardan bir kere daha istifa seslerini yükseltti. Hemen ardından başlayan lig yarışında ise bambaşka bir Galatasaray izledik. Tamamlanan transferlerle birlikte hem içerde hem dışarıda önde basan tempolu oynayan ve çabuk sonuç alan bir takım çıktı ortaya. Bu süreçte tüm tartışmalar son buldu. Ardından ligin güçlü ekipleriyle karşılaşacağı zorlu fikstürle beraber peri masalı da son buldu. Türk Telekom’u dolduran elli bin taraftar Fenerbahçe’yi farklı geçmesini beklerken ne oyun ne skor bu beklentilerin çok uzağında kaldı. Galatasaray’ın düşüşü de böylelikle başladı. Maçtan sonra en çok tartışılan konu ise skordan çok Tudor’un haftalardır kazanan sistemi bozması oldu. Tudor’da inat eder gibi oynadığı tüm büyük maçlarda sistemi defalarca değiştirdi. Üçlü savunma, dörtlü merkez ora saha, çift forvet. Hiçbiri tutmadı. Bu süreçte aldığı iç saha galibiyetleri ve rakiplerinin puan kayıpları zirveden uzaklaştırmasa da zirveyi kaybetmesine yetti. Alınan her mağlubiyetin ardından tartışılan Tudor’a yönetim de gereken net desteği ne medya önünde ne de takım önünde sağlayamadı. Neticesinde ise Hırvat teknik adamla yollar ayrıldı. Bu beklenen bir durumdu fakat sürpriz olan yönetimin erken seçim kararı almasıydı. Galatasaray yönetimi geldiği günden bu yana hep tartışıldı. Taraftar istediğinde hoca gönderildi ve taraftarın istediği teknik adam Fatih Terim takımın başına getirildi. Özbek yönetimi taraftarın isteğini yerine getirmek zorunda çünkü kendilerinin hiçbir zaman benim doğrum olacak güvenini ve iradesini ortaya koyamadı. Teknik adam gitmese taraftar kendilerini gönderecekti. Erken seçim yerine istifa gelecekti. Tüm bu tartışmaların dışında Terim tercihi kesinlikle doğru bir tercih. Yaşanan bu belirsizlik sürecinde futbolcuları sadece futbola odaklayabilecek tek kişi. Göztepe maçında dakikalarca tribünleri selamlayışı ve stadın ‘İmparator’ diye inlemesi bile hocayı hiç tanımayan oyuncular için net bir fikir sahibi etti. İlerleyen haftalarda bu etki futbolcuların aynaya baktıklarında Terim’i görmesine kadar büyük bir olay olacak. Sezonun ilk yarısını büyük maç kazanamadan tamamlayan Galatasaray her şeye rağmen ikinci bitirdi. Bu başarının da Tudor’un olduğunu unutmamak gerek.