Bu terimi sıklıkla duyarız, ama ne anlama geldiğini bilenler sanırım çok fazla değil. Romatizma terimini daha çok eklem ve çevresi dokuların problemleri için kullanırız. Eklem romatizması, iltihaplı romatizma ya da omurga romatizması en çok kullandığımız terimlerden birkaçı.

Kas romatizması terimini ise kas incinmesi, kas kısalması, kas gerilmesi ya da eklem çevresindeki yapıların hasarı sonucu ortaya çıkan ağrılı durumları tanımlamak için kullanırız. Ancak tıp alanında “Kas Romatizması” terimine denk gelen hastalık bu değil. Bu ve benzeri bulguları gösteren hastalarda tıpta “Fibromiyalji” hastalığı tanımı kullanılmaktadır. Fibromiyalji olarak isimlendirdiğimiz hastalık, yukarda sayılanların dışında bir kategoride yer almakta ve tek başına bir hastalığı temsil etmektedir.

Aslında bu hastalık ile ilgili yapılmış binlerce çalışmada elle tutulur, gözle görülür bir neden ortaya konamamış. Hatta ilk başlarda hekimler bu durumu hastalık olarak değil de çevresinden ilgi görmek isteyen kişilerin gösterdiği davranış hali olarak tarif ederlerdi. Ancak durum bu kadar da basit değil. Günümüzde hekimler “Fibromiyalji”yi, hastanın günlük yaşam konforunu bozacak, hatta kişiyi işinden gücünden uzaklaştırabilecek ciddi bulguları olan bir hastalık olarak tanımlıyorlar. Hastalar genellikle yaşamlarını ağrı içerisinde mutsuz bir şekilde geçirmekte, işe gitmek ya da ev işlerini görebilecek kadar enerjiyi kendilerinde bulamazlar.

Peki gerçekten sorun nedir, Neden bazılarında daha fazla?

Bu konuyla yakından ilgilenen araştırıcıların vardıkları sonuca göre; Hastalığın, günlük yaşamlarında aşırı psikososyal olumsuzluklara maruz kalan kişilerde, kaslarda ağrı ve genel bir halsizlik-yorgunluk şeklinde başladığı ve zamanla kronikleştiği şeklinde ifade edilmektedir. Son zamanlarda hastalığın bazı genetik faktörlerle ilişkili olduğu ya da kötü bir çocukluk dönemi geçiren kişilerde daha çok görüldüğü de iddia edilmektedir.

Peki hastalık hangi bulgularla kendini gösterir?

Bir kere hastaların büyük çoğunluğu kadın.

Hastalarda büyük bir enerji kaybı ve isteksizlik söz konusu olup, genellikle yaygın ağrıdan ve bitkinlikten şikayet edilir. Hastaların genellikle uyku sorunları vardır. Ancak bu sorun uykuya dalmakta sorun yaşamaktan ziyade, dinlenmiş olarak uyanamamak şeklindedir. Hasta gece uyuduğu halde bitkin ve adeta dövülmüş gibi uyandığını ifade eder.

Hastalarda ağrı ve yorgunluğa ek olarak el ve ayaklarda uyuşma, üşüme ve şişlik hissi ile barsak düzensizliği ile kadınlarda adet düzensizliği eşlik edebilir.

Bu tip hastaların sadece ilaç ile tedavi edilmesi büyük oranda başarısızlıkla sonuçlanır. Bu nedenle hastalar sık sık doktor değiştirir ve sonuçta hastalıklarının artık geçmeyeceği inancına kapılırlar. Fibromiyalji hastalığının etkin tedavisinde bilinen ilaç tedavilerinin yanı sıra hastalara psikososyal bir değerlendirme yapılması ve gerekiyorsa bu alanda da tedavi bir önerilmelidir.

Sonuç olarak yaygın bir problem olan kas romatizmasının çok yönlü araştırılması ve etkin bir tedavi ile hastalığın kronikleşmesinin önüne geçilmelidir.