AyFm 100.5
  • 2 Temmuz 2025, Çarşamba 10:08

Hayvancılıkta yenilik kazandırır

tvDEN ekranlarında Hazal Bayık’ın sunduğu “Çiftçiden” programının ikinci bölümünde hayvancılığın Türkiye’deki mevcut durumu, üretim sorunları, teknolojik dönüşüm, destek politikaları ve gelecek vizyonu masaya yatırıldı. Programın konukları; Tuğra Tarım işletme sahibi Hidayet Gülpınar, veteriner hekim ve çiftlik sahibi Ufuk Sayın ile hayvancılık danışmanı ve YouTuber Osman Tanju Güneri oldu.

“İŞİNİ DOĞRU YAPAN KAZANIYOR”

Veteriner hekim Ufuk Sayın, hayvancılıkla ilgili değerlendirmesinde üreticinin en büyük sıkıntısının verim değil bilgi eksikliği olduğunu vurguladı. Sayın, “Ben bu işe 1994’te başladım. O günden bu yana hiç zarar ettiğimi hatırlamıyorum. Ama bunun sebebi veteriner olmam değil. Kendi hayvanlarımın hizmetini şirketimden alıyor, faturasını kesiyorum. Aynı yemi dışarıdan alıyor, aynı maliyetle hesaplıyorum. Tarla ürünlerini işletmeye piyasa fiyatından yansıtıyorum. Kârımı gerçek verilerle ölçüyorum,” dedi.

Sayın, hayvancılığın vazgeçilecek bir meslek olmadığını, insanlık tarihi boyunca süregeldiği gibi bugünden sonra da gıda üretenlerin her zaman ayakta kalacağını belirtti.

“YENİLİKÇİLER KAZANIYOR, GELENEKÇİLER GERİDE”

Osman Tanju Güneri ise üreticileri ikiye ayırarak değerlendirdi: gelenekçiler ve yenilikçiler. Gelenekçilerin çoğunun dedelerinden kalan sistemi sürdürmekte yetersiz kaldığını belirten Güneri, “Babadan devralan üretici, dedesinin yaptığı işi bile bugün yapmıyor. Teknolojiye, danışmanlığa, verime odaklanmıyor. Oysa yenilikçiler, işi sonradan öğrenip daha teknik, daha akılcı yaklaşıyorlar. Doğru örneklerden biri de Ufuk Bey’dir. Yenilikçi bakış açısına sahip olduğu için ayakta kalabiliyor,” diye konuştu.

Güneri, hayvancılıkta başarı için verimliliğin esas olduğuna dikkat çekerek, “Süt fiyatları, yem fiyatları gibi kalemlere müdahale edemezsiniz ama verimi yönetebilirsiniz. 25 litre altı süt ortalamasıyla bu iş yapılmaz. 18 litre ortalaması olan üretici hayvancılığın günahına giriyor,” dedi.

“VERİMLİLİKTE HAYVAN REFAHI ETKİLİ”

Tuğra Tarım işletme sahibi Hidayet Gülpınar, Türkiye genelinde hem büyük hem küçük çiftlikleri gezerek edindiği izlenimleri paylaştı. Gülpınar, “Gidiyoruz, 18 litre ortalama süt alıyor. Böyle hayvancılık olmaz. Örnek veriyorum: Balıkesir’de bizim kurduğumuz bir çiftlik 45 litre ortalamayla çalışıyor,” diyerek teknik altyapının, danışmanlık hizmetlerinin ve hayvan refahına verilen önemin altını çizdi.

Özellikle sıcak stresinin verim üzerindeki etkisine dikkat çeken Gülpınar, “Hayvan sıcaktan etkilenince yem tüketimi azalıyor. Performans düşüyor. Bizim kurduğumuz fan sistemleri, sıyırıcılar, suluklar 1’er 2’şer litre süt artırıyor. Bu küçük gibi görünen farklar bir araya gelince büyük verim artışı sağlanıyor,” dedi.

“DANIŞMANLIK BİRİKİM İSTER”

Programda sosyal medyada bilgi kirliliği ve sahte danışmanlara da dikkat çekildi. Güneri, “Hayvancılıkla ilgisi olmayan kişiler, ben danışmanım diyerek üreticileri yanıltıyor. Oysa bu iş matematiksel değil, teknik, tecrübeye ve bilgiye dayalıdır. Fizibilite raporu çıkarıp bu işi yapamazsın dediğim kişiler oluyor. Milyonlarını kurtarıyoruz,” ifadelerini kullandı.

“YEM ÜRETMEK ŞART DEĞİL, KALİTELİ ALIM ŞART”

Kendi yemini üretmenin kârlılığı artırmadığını belirten Ufuk Sayın, önemli olanın kaliteli ve uygun fiyatla yem tedarik etmek olduğunu dile getirdi. “Ben yoncayı 4 liraya üretiyorsam, işletmeye 8 liradan yazarım. Bu sayede kârlılığı net ölçebilirim. Dışarıdan aldığım yem kaliteli ise, kendi üretimime göre daha kârlı olabilir,” dedi.

“KÜÇÜKLER ORTA ÖLÇEĞE ÇEKİLMELİ”

Programda aile işletmelerinin korunması ve bilinçlendirilmesi gerektiği de vurgulandı. Sayın, “Türkiye’de 1 ila 50 baş arası üreticiler küçük, 50-100 baş arası orta, üzeri ise büyük ölçektir. Küçük işletmeler bilinçlenip orta ölçeğe geçmeli. Dev tesisler büyük paralarla kuruluyor ama fabrika mantığıyla yönetilmek isteniyor, kar marjı düşük olduğu için batıyorlar,” dedi.

Osman Tanju Güneri de bu görüşü destekleyerek, “Hayvancılık sevgisiz yapılmaz. Büyük şirketler bu işe sevgiyle değil, kar amacıyla bakıyor. O yüzden sürdürülemiyor. Aile işletmeleri ise hem üretir hem büyür,” dedi.

“TEKNOLOJİ VAZGEÇİLMEZ AMA DESTEK ŞART”

Teknolojinin üretime olumlu etkileri açık bir dille ifade edildi. Sağım sistemlerinden sürü yönetimi çiplerine, buzağı besleme robotlarından fan sistemlerine kadar pek çok yeniliğin hayvancılığı dönüştürdüğü ifade edildi.

Ancak destek politikalarının bu gelişimi yeterince desteklemediğini ifade eden Sayın, “Destekler ya geç geliyor ya da verimsiz dağıtılıyor. Devlet bugün destek vermeli ki inek satılmadan çiftçi ayakta kalsın. Verim artışına göre teşvik verilmeli,” dedi.

“GELECEK AİLEDE, GELECEK BİLGİDE”

Programın sonunda geleceğe dair umutlu ama temkinli bir tablo çizildi. Hidayet Gülpınar, “Pandemi bize gösterdi ki gıda stratejik ürün. Hayvancılık da gıdanın en temel ayağı. Biz bu işi tutkuyla yaparsak, teknolojiyi kullanırsak, ayakta kalırız,” dedi.

Ufuk Sayın ise, “Gelecekte destek alan değil, doğru yapan ayakta kalacak. Aile işletmeleri gelecektir. Çocuklarını bu işe yönlendirenler, bu işi sürdürebilenler kazanacak,” ifadelerini kullandı.

Osman Tanju Güneri, “Benim sloganım şu: Koyunlarınız, keçileriniz, kuzularınız, danalarınız, düveleriniz, sizler ve ülkemiz sağlık içinde olsun,” diyerek sözlerini tamamladı. (SELİME AYDEMİR) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.