Takip Et
  • 20 Mayıs 2021, Perşembe

YENİDEN MORMALLEŞME Mİ?

1 Martta, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan “Yeni kontrollü normalleşme süreci”ni izlerken, bir taraftan da o günün "Türkiye covid hasta tablosu"na bakıyorum. Tam tamına 69 can kaybı ve 9 bin 891 vaka açıklanmış. Son günlerde vaka sayısındaki artış yeniden hızlanmasına rağmen normalleşme süreci başlatılmış oldu.

Pandemi ile mücadelede bir başarı elde edilmiş de normalleşme başlatılmış değildir. Normalleşmede, zamanlamanın sebebi ekonominin iyi yönetilememesidir.

Üretim eksenli ekonomi modeli olan serbest piyasa ekonomisinden başka bir sonuç zaten beklenemezdi. Toplum karantina sürecindeyken, sosyal devlet olmanın gereği insanlara paraları verilmiş olsaydı ekonominin çarkları sağlıklı olarak dönecekti. Madem bu yapılamadı o halde B planı olmalıydı bence yine bir sürü kavram kargaşası.

Cumhurbaşkaını Recep Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrası yaptığı değerlendirmede işletmelere 3 bin ila 5 bin Türk lirası hibe desteği verileceğini ifade etti kim neye göre ne kadar alacak detaylar detaylar peki uzun zamandır kapalı olan kafeler,pastaneler,kahvehaneler bu parayla ne yapabilir hangi yarasını saracak kiramı ödesin,sigortamı yatırsın,evinin ihtiyacını mı görsün ne diyelim Allah yardım etsin.

Belkide en sevindirici haber 2 doz aşısını yaptırmış 65 yaş üstüne en azından sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılması oldu. Pandemi süresince her kısıtlamada ilk akla gelen onlardı yangında kurtarılacak demirbaş listesi gibiydi büyüklerimiz herkes gibi onlarda çok sıkıldı ama alınan son kararla rahat bir nefes aldılar.

Covid-19 pandemisi ile mücadelede başarı elde etmiş ülkelere baktığımızda alacağımız dersler var.

Bu ülkelerde kişilerin düşünce ve sosyal statülerine göre değil, bilimin gereği esas kabul edilmiştir. Mesela Dünya Sağlık Örgütü tarafından başarılı kabul edilen Yeni Zelanda'nın stratejisine bakalım. “Hızlı test, filyasyon ekiplerinin gayretleri ve uygulanan karantina”. Yine başarılı kabul edilen

Almanya'da baştan beri yoğun yapılan testler dikkati çekiyor.

O halde ülkemizde yapılması gerekenler de bellidir. Hastalığın tedavisi bulununcaya veya aşı ile toplumda sürü bağışıklığı sağlanıncaya kadar belli bir strateji ile yoğun olarak hızlı tanı testi yapılmalı, hasta ve bulaş riski taşıyanlar tespit edilerek karantinaya alınmalıdır. Bu çalışmalar bilimsel esaslar gözetilerek yapıldığı zaman HES kodu daha bir anlam taşıyacaktır. İşte o zaman kod kontrollü yaşam ile kapanmaya da gerek kalmaz. Okullar da açılır, AVM’ler de. Aksi halde yine rakamlar patlayacak bu defa farklı mağduriyetler yaşanacak ve yeniden kapanmaya gidilecek. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.