Takip Et
  • 2 Ekim 2021, Cumartesi

Z VE Y KUŞAĞI NE BEKLİYOR?

2023 seçimlerine yaklaşık iki yıl varken gençliğin hangi ittifakı desteklediği sorusu ülke gündeminden düşmüyor. ‘Z kuşağı ne istiyor, gelecek beklentileri nelerdir?’ gibi sorular ekranlarda ve sosyal medyada tartışılıyor.

Gençliğin dinamizmi ve idealizmi ile orta yaş kabullenmişliği ile aynı olmaz. Gençlik gördüğü haksızlık karşısında mücadele etmek ve sorumluları cezalandırmak ister. Damarlarındaki kan heyecan ve adrenalin arar. Gençliğin gücünü doğru olarak kullanırsanız İstanbul’u fethedersiniz.

Bir çoğumuz ergenlik dönemine girip yetişkinliğe adım atmaya başladığımız zaman önce kendi anne ve babamız ile kavga ederiz. Çünkü kendi doğrularımız oluşmaya başlamıştır ve anne babamız'ın kendimizce yanlışları gözümüze batar. Gücümüz kendi anne babamıza yettiği için sürekli kavga ederiz. Kavga döneminin ardından yaşımız ilerleyip kemale erdikten sonra kendi anne babamızın davranışlarını takdir etmeye başlarız.. Anne babanın içinde bulundukları durumda yaptığı davranışların aslında çok da hatalı olmadığını görürüz. Aldığımız eğitim ve geçirdiğimiz çocukluğa kıyasla oldukça hoşgörülü ve fedakar olduğunu idrak etmeye başlarız.. Ailemize haksızlık ettiğimizi düşünürüz.

İşte Gençliğin ve AK Parti’nin şu andaki durumu da aynen böyle.

Liseyi ve üniversiteyi bitirip gerçek hayata adım atan gençler yaşadıkları kötü olayların ve maruz kaldığını düşündükleri tüm haksızların sorumlusu olarak iktidar partisini görüyor. Çünkü onlara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan çok güçlü bir liderdir ve ülkede istediği zaman istediği değişikliği bir cümlesi ile yapabilir. Eğer haksızlıklar varsa bunun tüm suçu bunu değiştirmek istemeyen cumhurbaşkanının suçudur. Peki gerçek böyle mi?

Gerçek tabii ki böyle değil. Türkiye gibi Ortadoğu ve Avrupa arasında son derece kaygan bir zeminde varlığını sürdüren ve sınırlarında terörün kol gezdiği bir ülkede hiç kimsenin istediği bir değişikliği çok rahat yaptığını iddia edemeyiz medya önündeki bariz olaylar her şeyin çok rahat yapılamadığını net olarak gösteriyor.

Bana göre gençliğin oyunu almak orta yaş grubunun oyunu almaktan daha kolay. Orta yaş insanının fikirleri daha sabittir ve düşünceleri kolay kolay değişmez ama gençlik öyle değil. Bir olaya çok sinirlenip tavır değişikliğine gidebilir. Takdir ettiği bir olay nedeniyle sevmediği bir partiye ısınabilir.

Şu anda Z kuşağı ülkenin gelişmesini ve büyümesini istiyor. AK Parti’nin de iddiası Türkiye tarihinde ülkeyi en çok geliştiren ve ilerlemesini sağlayan partinin kendileri olduğu. Peki ülkenin ilerlemesini isteyen bir topluluk ile ülkeyi en çok ileriye taşıyan parti arasında neden mesafe olabilir? En önemli nedeni iletişimsizlik.

Zamanında AK Parti’yi iktidara taşıyan insanları anlamak yerine onlara oy verenleri bidon kafalı, makarnacı, kömürcü, koyun bunlar diyerek farklı bir tarafa koydular. Halbuki İnsanların neden AK Parti’ye oy verdiklerini araştırmış ve anlamış olsalardı belki de böyle bir söylem yerine onları kazanmaya çalışacaklardı .Durum böyle olunca bunun sonucunda AK Parti oy oranını giderek artırdı. Bu durum şu anda AK PARTİ içinde benzer bir hal almaya başladı gençlik AK Parti’ye oy vermeyeceğini söylediği zaman neden oy vermiyorsun diyerek anlamaya çalışmak yerine ‘gençler anlamıyor, Z kuşağı tarihi bilmiyor’ diyerek ötekileştirme yapan insanlar yüzünden mesafeli insanlarla iletişim kurulamıyor.

Eskiden AK Parti seçmenine yapılan durum şu anda Z kuşağına yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan olayın farkında. Sürekli gençlerle toplantı ve organizasyon yapıyor, onları dinliyor. Ama AK Parti’nin önde gelen tüm siyasetçileri aynı farkındalıkta değil. Gençlerle daha sık bir araya gelinmeli. Bir araya gelince de ders verir nitelikte değil, anlayan ve makul açıklama getiren, gerekirse politika değişikliğine giden bir muhabbet ortamı kurulmalı. Bunun yapılması halinde tüm bu tartışmalar sona erebilir. Hastalığı bilmeden doğru tedavi verilmez. Öncelikli olarak gençliği anlamak ve dinlemek gerekiyor. Haksız oldukları noktalara açıklama getirmek, haklı oldukları noktalarda reform yapmak doğru olacaktır. Okyanusu geçerken derede boğulmamak gerek. Tarihi atılımlar yapılırken iletişim meselesi yüzünden hayal kırıklığına uğramamak lazım. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.