Takip Et
  • 6 Mart 2023, Pazartesi

ENDİŞELİ ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMALI?

Ailelerin çocukları için endişelenmeleri çok doğaldır. Ama çocuklar endişeli olduğu zaman ailelerin endişeleri daha da artar. Endişeli olan çocuklar aileleri endişelendiğinde daha da endişeli olurlar. Bu kısır döndü sürer gider. Çocuklar endişeli olduğu zaman aileler neler yapmalı daha önemlisi neler yapmamalı, nasıl davranmalı? Belki de daha önemlisi çocuğun endişesini arttırmamak için neler yapmamalı?

Aileler çocuklarını hoş olmayan duygulardan korumaya çalışırlar. Çocukların kaygılarını, endişelerini, korkularını engellemeye, çocuklarını korumaya çalışırlar. Ama bu her zaman işe yaramaz ve bazen de tam ters etki de yaratabilir. Endişe huzursuzluk demektir. Endişe, kaygı aileler tarafından kolay fark edilen bir duygu değildir. Büyük çocuklar bu duygularını bazen dile getirip, doğru olarak tanımlayarak aktarabilirler. Ama özellikle küçük çocuklar bu duygularını çok iyi anlatamazlar. Onlar anlatamadığı için de aileler çocuğun hissettiklerini anlamakta güçlük çeker.

Öncelikle çocuğu endişelendiriyor diye onları yapmaktan ya da çocuğu sürekli korumaktan vaz geçmek gerekir. Çocukları endişelendikleri, korktukları şeylerden uzak tutmak bir süre işe yarayabilir. Ama sonrasında endişelerini daha da arttırır. Çocuğu endişelendiren şeyler aile tarafından kaldırıldıkça çocuğun endişesi geçmez. Bu nedenle doğru olan çocuğun kaçınmasına destek olmak değil, onun endişesini yönetmesini sağlamaktır. Aile onunla duygusunu paylaşıp, işlevsellliğini sürdürmesini sağladıkça endişeler zamanla azalacak ya da kaybolacaktır.

Yapılan bir başka yanlış, çocuklara endişelendikleri konularda gerçekçi olmayan, cesaretlendireceği düşünülen sözler söylenmesidir. Kaygılandığı sınavı, yarışmayı mutlaka başaracağını söylemek, korktuğu bir aktiviteyi yapacağı zaman sonucun mutlaka iyi olacağına ilişkin konuşmak endişesini azaltmak yerine arttırır. Yapılması gereken endişesini anladığınızı, ancak endişesine rağmen iyi olacağını, zamanla endişesinin azalacağını, elinden geleni yapmasının gerekli olduğu ifade etmektir. Böylece çocuk ondan başaramayacağı şeyler beklemeyeceğiniz konusunda da güven duyar.

Çocukların endişelerini küçümsemek, yok saymak yapılmaması gereken şeylerdendir. Endişelenen çocuğa “bunda endişelenecek bir şey yok, ne var sanki” gibi şeyler söylenmemelidir. Ama aynı zamanda çocuğun endişesini de desteklememek gerekir. Doğru olan çocuğa onu anladığınızı ve duygusuna saygı gösterdiğinizi fark ettirmektir. “Endişelendiğinin farkındayım, bu durum seni rahatsız ediyor ama ben buradayım, senin yanındayım ve senin bununla başetmen için yardımcı olacağım” mesajı vermek yeterlidir. Benzer şekilde endişeli çocuğa öncesinde endişesine ilişkin sorular sorarken açık uçlu sorular sorulmalıdır. Çocukların endişelerini pekiştirmemek gerekir. Daha önce endişelendiği bir durum tekrarlayacağı zaman yeniden aynı şeylerin yaşanacağına ilişkin sizin endişeniz beden dilinize, ses tonunuza yansır. Burada yapılacak doğru davranış kendi endişelerinizle baş etmek ve endişelerinizin çocuğu etkilemesine müsaade etmemektir.

Çocukla endişelendiği durumda yapacakları hakkında konuşmak, onun endişe ile baş etmesine yardımcı olur. Örneğin annesinden ayrılma endişesi olan bir çocuk annesi onu okuldan almaya gelmezse endişesi taşıyorsa ona “gelirim tabi” demek yerine “beni göremezsen ne yapman gerekir. Örneğin öğretmenime söyleyebilirsin, öğretmen ne yapar, beni arar ve senin yanında olur gibi seçenekleri konuşmak çocuğu endişeye karşı hazırlayacaktır.

Kendi endişelerinizle baş edemediğinizi çocuğa göstermek, çocuğa endişelerini yansıtmak onun endişesini arttırır. Ailelerin hiç endişelenmemesi mümkün değil ama bunu çok dile getirmek ve çocuğa yansıtmak ona yanlış model olmaktır 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.