AyFm 100.5

Evladı öldürülen babadan yürek yakan sözler: "Oğlum bayrama gelecekti, geldi ama tabutla geldi"

Kocaeli'de parkta yaşanan cinayete ilişkin görülen duruşmada maktulün babası, "Oğlum Trabzon'a bayrama gelecekti, geldi ama tabutla geldi" dedi. Tutuklu sanık ise, "Eşimi arıyordu" iddiasında bulunurken, maktul ve abisinin kendisini sıkıştırdığını, korkutmak amacıyla silahını çıkardığını ancak tabancaya yapılan müdahaleyle olayın yaşandığını ileri sürdü.
Olay, 29 Mart tarihinde saat 23.00 sıralarında Kartepe ilçesi Derbent Mahallesi Ahmet Lütfü Arat Caddesi üzerindeki parkta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Hikmet Ş. ile Hasan Hüseyin Osmanoğlu (34) ve ağabeyi Halil İbrahim Osmanoğlu arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile çıkan kavgada H.Ş., belinde çıkardığı silahla 3 el ateş etti. Kurşunların hedefi olan Hasan Hüseyin Osmanoğlu göğsünden vurularak ağır yaralandı. Hasan Hüseyin kanlar içinde yerde kalırken, Hikmet Ş. olay yerinden kaçtı. Hastaneye kaldırılan Hasan Hüseyin Osmanoğlu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
Yakalanan 3 şüpheliden biri tutuklandı
Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri, olayı gerçekleştiren H.Ş. ile Adem A. ve Ertuğrul Ç'yi yakaladı. 3 şüpheli Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinde tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. A.A. ve E.Ç. çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Hikmet Ş. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"Hüseyin bana, 'Senin peşine adam taktım' dedi."
Olaya ilişkin ilk duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başladı. Duruşmaya haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme suçundan tutuklu yargılanan Hikmet Ş. ve suçluyu kayırma suçundan tutuksuz yargılanan Adem A. ile Ertuğrul Ç., taraf avukatları aileler ve tanıklar katıldı. Tutuklu sanık Hikmet Ş., "Olay günü ramazanın son günüydü. İftarımızı açtım ve evden çıktım. Sürekli gittiğim kamelyaya oturarak çekirdek yedim. Bir süre sonra 2 kişi geldi. Biri sağıma biri soluma oturdu, beni sıkıştırdılar. Maktul ve abisiydi. Abisi omuzumu tuttu. Silahım belimdeydi. 'Kimsiniz?' dedim. Sadece sosyal medyadan yüzünü ve ismini bildiğim maktul Hüseyin bana, 'Beni mi takip ediyorsun?' dedi. 'Hayır. Ben niye seni takip edeyim' dedim. Hüseyin bana, 'Senin peşine adam taktım' dedi" diye konuştu.
"Neden eşimi arıyorsun, adam mısın, evli bir kadını arıyorsun?"
Konuşmasını sürdüren Hikmet Ş., "Hüseyin'e, 'Neden eşimi arıyorsun, adam mısın, evli bir kadını arıyorsun?' dedim. Abisi de bana hak verdi. Hüseyin de bana, 'Ararım sana ne. Ben senin karını kahve içmeye götürdüm, sen kimsin' dedi. Tartışmaya başladık. 'Adam mısın, delikanlı mısın' dedim. Tartışmanın hareketlenmesi ile korkutmak amacıyla silahımı çektim. Yere, ayağına doğru silahı doğrulttum ancak abisi tabancayı tuttu ve 3 el ateş aldı. Bunun üzerine Hüseyin yere düştü. Abisi ile boğuşmaya başladık ve yere düştük. Abisi sonradan kaçtı gitti. Hüseyin'in son sözü bana 'Haklısın' oldu. Ben ambulansı arayacaktım ancak kalabalık bir grup bulunduğumuz yere gelince ben kaçtım. Tren yoluna atladım, orada telefonumu ve aracımın anahtarını düşürdüm. Yolda tesadüfen Ertuğrul'un babasını gördüm. Telefonundan Ertuğrul'u aradım. Adem ile birlikte beni bir dağa bıraktılar. Onların olaydan haberleri yoktu" şeklinde konuştu.
"Olay günü de beni döveceklerini düşündüğüm için, korkutmak amacıyla silah çıkardım"
Maktulü nereden tanıdığı sorusuna sanık Hikmet Ş., "Eşimin sürekli bir numara ile iletişim halinde olduğunu gördüm, numaranın kime ait olduğunu sordum bunun üzerine kadın sığınma evine gitti. Telefoncudan, numaranım maktul Hüseyin'e ait olduğunu öğrendim. Sosyal medya hesabından sadece yüzünü gördüm ve hiç iletişim kurmadım. Eşimin telefon aramasını gördükten 15 gün sonra bu olaylar yaşandı. Ölüm olayından önce birkaç kişinin araçla önünü kesti ben de kaçtım. Kim olduklarını bilmiyorum ancak o olay sebebiyle korkuyla yanıma silah taşımaya başladım. Hatta araç plakamı değiştirdim. Hüseyin olay günü senin peşine adam taktım deyince olayı anladım. Zaten olay günü de beni döveceklerini düşündüğüm için, korkutmak amacıyla silah çıkardım" ifadelerini kullandı.
"Benim olaydan haberim yoktu, durumu emniyette öğrendim"
Olayla ilgisi olmadığını söyleyen tutuksuz sanık Ertuğrul Ç., "Babamın numarasından biri 'Acil gel' dedi. Babam anjiyo olduğu için korkuyla hemen eve gittim. Eve gittiğimde Hikmet abi kapıdaydı. Adem'i de aldık ve Hikmet'i dediği yere bıraktık. Bir süre sonra kolluk kuvvetleri evimize geldi. Polisleri, hikmetin bıraktığım yere götürdüm ancak orada değildi. Benim olaydan haberim yoktu, durumu emniyette öğrendim" dedi.
Adem A. da olaydan haberi olmadığını söyledi.
"Oğlum Trabzon'a bayrama gelecekti, geldi ama tabutla geldi"
Müşteki olarak dinlenen maktulün babası Ali Rıza Osmanoğlu, "Oğlum Hüseyin, işlettiğimiz yerde pide lahmacun servisi yapıyor. Ben Trabzon'dayken bir gün beni arayarak bir kadın tarafından tehdit edildiğini söyledi. 'Beni alacaksın' diyormuş. Kadının evine sipariş götürdüğünde verdiği paranın üstüne, 'Seni seviyorum' yazıyormuş. Uygunsuz şekilde kapıyı açıyormuş. Parayı verirken elini tutuyormuş. Oğlum, kadının kurtulamadığını söyledi. Sanık Hikmet tarafından ölümle tehdit edildiğini söyleyince Kocaeli'ye geldim. Sanık, oğluma, 'Buraları terk et' demiş. Oğlum da 'Ben neden burayı terk edeyim, sen karına sahip çık' demiş. Servise gidince sanık sürekli oğlumu takip ediyormuş. Bunların hepsini oğlum Hüseyin bana anlattı. Oğlum konuşmak için olay yerine gitmişler ancak sanık silahla gelmiş. Oğlum Trabzon'a bayrama gelecekti, geldi ama tabutla geldi" diye konuştu.
Anne Hamide Osmanoğlu da oğlu Hüseyin'in böyle işlerle ilgisi olmadığını söyleyerek şikayetçi oldu.
"Sanığın kızı da bana mesaj attı, 'Babamı 2 aydır bu işten vazgeçtirmeye çalışıyoruz' dedi"
Maktulün eşi Zübeyde Osmanoğlu ise, "Fatma adlı kişi Messenger'dan 11 Mart'ta bana mesaj attı. Fatma, 'Bana yar olmadı, sana da yar olmayacak. Eşin benimle oynadı, yuvamı bozdu. Ben de sizinkini bozacağım' diyerek mesaj attı. Durumu eşime anlatınca, 'Kadın başıma bela oldu, kendimi kurtaramıyorum. Ben halledeceğim, sen karışma' dedi. Sanığın kızı da bana mesaj attı, 'Babamı 2 aydır bu işten vazgeçtirmeye çalışıyoruz' dedi. Olaydan sonra sanığın ailesi sürekli beni aradı ve mesaj attı. 'Senin çocuklarına 18 yaşına kadar bakarız, ev istiyorsan veririz, yeter ki oğlumuzdan şikayetçi olma' dediler ancak ben sonuna kadar şikayetçiyim" şeklinde konuştu.
"Hikmet, 'Adam mısın?' diye söylendi ve ateş etmeye başladı"
Tanık olarak dinlenen maktulün abisi Halil İbrahim Osmanoğlu, "Ramazanın 10'unda kardeşim ile görüştük. Hikmet'in kendisini takip ettiğini söyledi. Sanığın eşinin, işlettikleri lahmacun salonundan sürekli sipariş verdiğini, ödediği ücrete, 'Seni seviyorum, seni istiyorum' diyerek yazılar yazıyormuş. Takıntılı bir olaya dönüşmüş. Hüseyin, aralarında ilişki anlamında hiçbir şey olmadığını söyledi. Arife günü kardeşim, Hikmet'in yine fırının etrafına geldiğini söyledi. Ben de fırına gittim. Hüseyin ile çardak da bulunan Hikmet'in yanına konuşmak için gittik. Selam verdik, oturmak için müsaade istedik ve oturduk. Hüseyin'in abisi olduğumu, olayları konuşmak, çözmek için geldiğimizi söyledim. Hüseyin, Hikmet'in eşinin attığı mesajları anlattı. Hikmet yüzleştirmek isteyince Hüseyin kabul etti. Hikmet, 'Adam mısın?' diye söylenmeye başladı. 3,4 kere tekrarladı. Hüseyin'e 'Git yanımdan, geç karşıya' dedi. Hüseyin ikimizin karşısında oldu. Hikmet yine, 'Adam mısın?' diye söylendi ve ateş etmeye başladı, ben üstüne atladım ama Hüseyin'e zaten mermi gelmişti. 3 el ateş etti. Mermi namlunun ucundaydı, tabanca hazırdı zaten. Sonra beraber yere yığıldık. Sonra gidip dükkandan bıçak aldım, aracın lastiğine sokmak için ancak geldiğimde Hikmet yoktu. Hüseyin'in telefon kartı benim adıma kayıtlı" ifadelerini kullandı.
"Fatma isimli şahsın, verdiği bahşiş üzerine, 'Seni istiyorum, seni seviyorum' diyerek yazılar yazıyordu"
Tanık olarak dinlenen maktulün iş arkadaşı Gökhan T., "Hüseyin'in takip edildiğini biliyorum. Her akşam aynı saate fırına kadar araç bizi takip ediyordu. Fatma isimli şahsın, verdiği bahşiş üzerine, 'Seni istiyorum, seni seviyorum' diyerek yazılar yazıyordu. Paralara yazılan bu yazıları Hüseyin bana göstermişti. Sosyal medyadan gelen mesajları da Hüseyin bana gösterdi, seni istiyorum. Mesajı gelmişti. Hüseyin ise istemediğini söylüyordu, sosyal medyadan engelliyordu" dedi.
"Eşimin okuma yazması yok"
Araya giren sanık Hikmet Ş., eşinin okuma yazmasının olmadığını söyleyerek söylenenleri yalanladı. Hikmet Ş., "Çekirdek çitliyordum gelip beni sıkıştırdılar. Maktulün abisi bileğimi tutmasa olay yaşanmayacaktı. Öldürme amacım yoktu. 3 çocuğum var, kimsenin çocuğunu yetim bırakmak istemezdim" diye konuştu.
Sanık avukatı, sanık Hikmet'in, olay günü Ertuğrul'un babasının telefonundan, Fatma'yı arayarak, "Rahat edersin şimdi, adamı vurdum' dediğini dile getirdi.
Mahkeme heyeti, sanık Hikmet Ş'nin tutukluluk halinin devamına, Fatma Ş'nin tanıklık etmesi için çağrılmasına karar vererek duruşmayı erteledi. (İHA)
 
 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.