
Aydın’da doktorların kanser teşhisi koyduğu 44 yaşındaki kişisel gelişim Hipnoz uzmanı Banu Mısırlıoğlu, yakalandığı amansız hastalığa karşı doktorların kemoterapi tedavi yöntemini reddedip farklı bir yol izledi. Yeni doğan bebeği Kayra ile tek başına çıktığı bu yaşam mücadelesinde kansere karşı açlık orucuyla savaş açan Mısırlıoğlu, yaklaşık 3 aydır belli aralıklarla devam eden oruç uygulaması ile hastalığını yenme konusunda önemli yol kat etti. Mısırlıoğlu, en son yaptırdığı kan tahlili sonuçlarından olumlu netice aldı.
KAYRA BEBEK SAYESİNDE YAŞAMA TUTUNDU
Aydın’da 14 Şubat’ta üçüncü çocuğu Kayra bebeği dünyaya getiren Banu Mısırlıoğlu, doğumu esnasında rahim ağzında oluşan kitleden dolayı sezaryenle doğum yaptı. Doğumun ardından yapılan kontrollerde 4.evre rahim ağzı kanseri teşhisi konulan Mısırlıoğlu, sevinç ve hüznü bir arada yaşadı. Nur topu gibi bir kız çocuğu dünyaya getirmiş olmasına sevinirken, kanser hastası olduğunu öğrenen genç kadın minik kızı Kayra sayesinde hayata tutundu. Kayra bebek için yaşaması gerektiğine inan Mısırlıoğlu, kanser illetine oruçla savaş açtı.
“DOĞRU YOLDA İLERLİYORUM”
İlk önce 10 günlük ardından haftada 3’er günlük oruç tutmaya başlayan Mısırlıoğlu, 2 evresini tamamladığı 3 aylık açlık orucunun ardından yaptırdığı kan tahlillerinde kan değerlerinde önemli derecede iyileşme olduğunu gördü. Doğru yolda ilerlediğini kanaat getiren Mısırlıoğlu, çıktığı bu zorlu yaşam mücadelesinde kendisini hayata bağlayan biricik kızı Kayra bebekle birlikte çıktığı bu zorlu yaşam mücadelesini kazanacağına olan inancının tam olduğunu söyledi.
ORUÇ TEDAVİSİ JAPON BİLİM ADAMINA 2016 NOBEL TIP ÖDÜLÜ KAZANDIRDI
Bu zorlu yaşam mücadelesini bir okul olarak gördüğünü söyleyen Mısırlıoğlu, kanser hastalarına rehber olup ülke genelinde kanserle mücadelesini anlatmayı hedefliyor. Çıktığı yolda önemli yol kat eden Mısırlıoğlu’nun başlatmış olduğu açlık orucu, bilimsel olarak insan sağlığına iyi geldiğini ispatlayan Japon biyolog ve bilim insanı Yoshinori Ohsumi’ye, 2016 yılında Nobel Tıp ödülü kazandırmıştı.
GÜCÜNÜ MUCİZE BEBEKTEN ALIYOR
Onkoloji doktorlarının radyoterapi ve kemoterapi tedavi yöntemini reddedip açlık orucu tutarak bu illetten kurtulmayı kendisine amaç edinen Mısırlıoğlu, “Yaz dolayısıyla kemoterapi, radyoterapi nedeniyle çocuğuma dokunamayacaktım. Tedaviyi kabul etmedim. Açlık programına başladım. Oruçlarıma devam ediyorum. Kan testlerinde kanserin ilerlemesinin durduğu gerilemeye başladığını öğrendim. Gittiğim yol doğru yol. Kayra bebek, motivasyon, enerji kaynağım. Bu yolculuktaki en büyük mücadelem onun için. Onu yalnız bırakmamak için. Onunla her şey bam başka. Bana yaşam kaynağı oldu. Diğer çocuklarım kendi yollarını çizebilecek yaşta. Bu mücadelede en büyük gücü kızım Kayra bebekten alıyorum. Onun sayesinde bu illetten kurtulacağıma inanıyorum” dedi.
ESİN KAYNAĞI KİTAPLAR OLDU
Yıllar önce 2013’de tasavvuf ile ilgili aldığı özel eğitimler esnasında kendisine önerilen Rus doktor Mikail Tombak’ın ‘150 Yıl Yaşayabiliriz’ adlı kitabından esinlenerek bu serüvene başladığını kaydeden Banu Mısırlıoğlu, “Kanser olduğumu öğrenene kadar hiç okumadığım bu kitabı tedavi için Ankara’ya giderken yanımda götürdüm. Kanserli hastalar, tedavisi bulunamayan hastalıklarla tedavi yöntemlerini anlatan kitabı okuduğunda bu yöntemin Rusya, Amerika ve İngiltere’de doktorlar tarafından açılmış merkezlerde uygulandığını öğrendim. Bu tekniği araştırmaya başlayınca karşıma Türkiye’de, Aidin Salih’in ‘Yitik Şifa’ adında Peygamber efendimizin sünnetini anlatan bir kitap çıktı. Daha sonra Mehmet Ali Bulut’un ‘Can boğazdan çıkar’ adlı kitabını aldım. Bu serüvene Mikail Tombak’ın kitabıyla başladım. Üç kitabın karmasını kullanıyorum. Daha sonra bu uyguladığım tekniğin Japon bilim adamının açlık orucuyla Nobel ödülü aldığını, açlıkla vücut bağışıklık sisteminin güçlenerek birçok hastalığa iyi geldiğini öğrendim. Yolumun doğru olduğunu da zaten biliyordum. Tahlil sonuçlarımdan dolayı da eminim bu konuda. Şu anda sağlığım iyi, bebeğime bakabiliyorum. Ağrım, sancım yok. Sadece adı etiketlenmiş 4.evre kanser olduğuma dair hastalığım var. Bunun dışında her şey sağlıklı insanların yaşadığı düzeyde devam ediyor” dedi.
"HAYATIMLA KUMAR OYNADIĞIMI SÖYLEDİLER"
Açlık orucu dışında alternatif tıp ve hacamat yaparak takviye gıdalarla kan gurubuna uygun beslenmesine dikkat ettiğini söyleyen Mısırlıoğlu, “Bu yaptıklarımla tarihe geçer miyim? bilmiyorum ama bir çok insana kemoterapi olmadan radyoterapi görmeden belki de ameliyat dahi olmadan kanser denilen virüsten kurtulabileceklerini ispatlamaya çalışıyorum. Gerçekten birçok insanın karşısında büyük bir örnek olacağımı inanıyorum. Çünkü insanlar sadece kemoterapi ile iyileşebileceklerini düşünüyorlar. Bana yakın çevremde aynı şekilde çok büyük tepki aldım. Hayatımla, bebeğimin hayatıyla kumar oynadığımı söylediler. Ta kî son tahlil sonuçlarını alıncaya kadar artık kumar oynamadığımı doğru yolda gittiğimi biliyorum ve bu benim yaptığım tekniklerden dolayı sosyal medyadaki takipçilerim aynı teknikleri kullanmak için bekliyor. Elimden geldiğince herkese yardımcı olmaya çalışıyor, yol gösteriyorum" dedi.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN SÜNNETİNİ YABANCILARDAN ÖĞRENİYORUZ
Her hastalığın bir okul olduğunu burada öğrenmesi gerekenleri öğrenerek yaşam mücadelesine devam ettiğini söyleyen Mısırlıoğlu, kanser olduğunu öğrendiğinde tek üzüntüsü bebeğini sütte kesmek zorunda kalması idi. “Bu okuldan başarıyla mezun olursam birçok insana yardımcı olacağım” diyerek sözlerini sürdüren Mısırlıoğlu, “Hedefim Türkiye’yi karış karış gezip kanser hastalarına bu tekniği anlatmak. Birazda hastalığım iyileşme boyutunda daha fazla ilerleme kaydettiğinde konuyu anlatacağım. Birçok insan bu konuya çok çok uzak. Esasında sağlık orucu, Peygamber efendimizin sünneti.Bin 400 yıl önce bulunmuş, sağlığa faydası olduğu bilinen tekniğin elin Amerikalısı, Rus’u, İngiliz’i, Japon’undan öğreniyoruz. Onlar kendi ülkelerinde doktor kontrolünde merkezler açıyorlar. Bizim Türkiye’de böyle bir merkez yok. Tek kaynak Aidin Salih’in yazmış olduğu ‘Yitik şifa.’ İnsanlar bu konuda bir bilgi sahibi olmadıkları gibi önyargıyla bakıp ‘3 gün nasıl aç kalınır’ diyor. Allah’a olan inancım ve teslimiyetim sayesinde hiç bir korku yaşamadan başladığım bu serüvenden başarıyla çıkacağıma inanıyorum.” (GÜLAY ÖZTEKİN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.