
Eğitim-İş Aydın Şubesi, ilçe temsilciler toplantısını Koçarlı’da gerçekleştirerek, eğitimde yaşanan sorunları ve çözüm yollarını masaya yatırdı. Toplantıda, okulların fiziki eksikliklerinden norm fazlası öğretmen atamalarına kadar birçok sorun dile getirilirken, yetkililere “Sorumluluklarınızı yerine getirin” çağrısı yapıldı.
Eğitim-İş Aydın Şubesi, daha önce aldığı karar gereği ilçe temsilciler toplantısını farklı bölgelerde yapma kararlılığını sürdürerek bu kez Koçarlı’da toplandı. Şube yönetim kurulu, temsilcilik başkanları, denetleme ve disiplin kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda, dezavantajlı bölgelerdeki eğitim sorunları yerinde değerlendirildi.
"KOÇARLI AYDIN'IN DEZAVANTAJLI İLÇELERİNDEN BİRİDİR"
Eğitim-İş Koçarlı Temsilcilik Başkanı Mehmet Aydın, okulların açılmasıyla birlikte hem velilerin hem de öğretmenlerin ağır yüklerle karşı karşıya kaldığını söyledi. “Geçim sıkıntısı çeken velilerimizin, okulların açılmasıyla birlikte yükleri biraz daha arttı. Bizler açısından da birçok sorun ve eksiklikle okulları açtık. Koçarlı, Aydın’ın dezavantajlı ilçelerinden biridir. Her vatandaşımızın çocuklarına eğitim öğretim olanağı sağlama yönünden zorlandığı, hatta eğitim öğretim olanağından mahrum bırakmak zorunda kaldığı bir ilçemizdir. Plansız, programsız, hazırlıksız açılan okullarımızın temizliğini, güvenliğini, hijyen malzemelerini yoksulluklarla boğuşan velilerin üzerine yıkarak sorumluluklarınızı üzerinizden atamayacağınız gibi eğitimde tasarruf yaparak da başarıya ulaşamazsınız. Dezavantajlı bölgede olmanın sorunları fazlasıyla bizlere yetiyor. Tüm yetkilileri görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyorum” dedi.
"BİRİKMİŞ VE ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNLARLA GİRİLEN BİR DÖNEM"
Konu ile ilgili konuşan Eğitim-İş Aydın Şube Başkanı Şaban Özdemir ise, 2025-2026 eğitim-öğretim yılının 1 Eylül 2025 tarihinde öğretmenlerin hazırlık seminerleri ve öğrencilerin uyum eğitimi ile başladığını hatırlatarak şöyle dedi: “Başlar başlamaz norm fazlası öğretmenler, yeniden oluşturulan norm fazlası ve oluşturulmaya devam edilen norm fazlalıkları… Neye göre, kime göre yapılan görevlendirmeler, aile yılında aileleri birbirinden ayıran re’sen atamalar... Yıkılan okullar, birden fazla okulun eğitimine sunulan okul binaları, tadilatı bitmeyen okullar, hizmetlisi ve güvenlik görevlisi olmayan okullar, öğrenci kayıt ve nakilleri, son hamle olarak sınıf birleştirmeleri ile bozulan huzur… Millİ Eğitim Bakanlığı tarafından alınmayan önlemler, birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlarla girilen bir dönem… Yaz tatili boyunca beklenip okulların açılmasıyla akla gelen hazırlıklar; plansızlık, programsızlık, beceriksizlik... Yöneticilere eğitimin, sağlığın ve güvenliğin hayati olduğunu, en önemli yatırımın eğitime yapılan yatırım olduğunu kavratamamış”
"ÖZEL ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDE DE TASARRUF YOLUNA GİDİLDİ"
Devletin işinin sadece okulların kapılarını açıp ekonomik yükü velilerin ve öğretmenlerin sırtına yüklemek olmadığını vurgulayan Özdemir, şu ifadeleri kullandı: “Okulların fiziksel ihtiyaçları tam anlamıyla karşılanmamış. Eğitimden tasarruf yoluna gidilerek servisler kaldırılıp kırsalda yaşayan fakir halkın çocukları eğitimden mahrum bırakıldı. Özel çocukların eğitiminde de tasarruf yoluna gidildi. İçinde akıllı tahtası ve öğretmeni olan sınıflar birleştirilip kalabalık sınıflar yaratıldı. Birleştirilen okullar çözüm beklerken Halk Eğitim Merkezlerinde usta öğreticiler maaş alamaz hale geldi. Hayat boyu öğrenme kurslarında bile tasarruf yoluna gidilirken yetkililer; öğretmenleri il içi, iller arası tayin ile güya aile bütünlüğünü sağladım diye işlem yaptı. Bir ay sonra, Eylül ayında norm fazlası yaparak iş barışını bozmayı, ek ders ücretini kesmeyi, yandaşların hadsizliğini gizlemeyi, muhakkikler eliyle soruşturmaları yavaşlatmayı, okul beğenmeyen hatır gönül sahiplerine okul, ders beğenmeyenlere ders ayarlamayı, yandaşlara koltuk, görevlendirme adı altında yandaş sendikaya üye devşirmeyi, eşe dosta ücretli öğretmenlik ayarlamayı görev saydılar” ifadelerini kullandı.
"VATANDAŞLARIMIZIN YANINDAYIZ"
Özdemir, ÖMK’nın tüm iş barışını bozmasına, liyakatsiz yöneticilerin haddini aşan davranışları ve mobbing boyutuna varan baskılarına rağmen eğitimin paydaşlarının mücadelesine dikkat çekti: “İşin mutfağında olan, taşın altına elini değil gövdesini koyan eğitim emekçileri, Eğitim-İş Aydın Şubesi olarak 17 temsilcilik yönetimleri ve tüm üyelerimizle vatandaşlarımızın yanındayız. Mesleki eğitime, Meslek Liselerine önem vermek yerine MESEM adı altında patronlara ucuz işçi, ÇEDES adı altında tarikatlara mürit sağlayarak çocuklarımızın siyasete kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. İlçe ilçe, köy köy, okul okul, sınıf sınıf eğitimin sorunlarının çözümü için mücadelemize devam edeceğiz. Okullardan şiddet haberlerinin gelmediği gün yok artık. Pencereden atılan öğrenci, akran zorbalıkları, sınıflarında saldırıya uğrayan, bıçaklanan eğitim emekçileri bozduğunuz sistemin ürünleridir. Eserlerinizle övünebilirsiniz ancak Eğitim-İş olarak; yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen eğitim emekçilerinin sömürülmesine, şamar oğlan edilmesine, okullarımızın yol geçen hanına çevrilmesine izin vermeyeceğiz. Başöğretmenimiz Atatürk’ten aldığımız güçle eğitim emekçilerinin sorunlarını çözmeye, laik, bilimsel, demokratik, karma ve kamusal eğitim için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye ekledi. (FERİŞTAH DEĞİRMEN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.