
Son dönemde yapay zeka teknolojileri her alanda karşımıza çıkıyor: yeni sohbet botları, görsel üreticiler, video yapay zekaları... Her gün çıkan yeni ürünler, hayatımızı değiştireceği vaadiyle gündemde yer buluyor. Uzmanlar, bu durumu "dördüncü sanayi devrimi" olarak adlandırıyor. Şirketler, yapay zeka geliştirmeye milyarlarca dolar ayırıyor ve yapay genel zekanın (AGI) eli kulağında olduğunu iddia ediyor. Peki, bu devrim gerçekten geliyor mu, yoksa yapay zeka da geçmişte büyük vaatlerle ortaya çıkan ve hayal kırıklığı yaratan teknolojilerden biri mi olacak?
Geçmişte Theranos’un sağlık sektöründeki vaatleri, Segway’in ulaşımda devrim yaratacağına dair iddialar, Google Glass’ın artırılmış gerçeklik dünyasını başlatacağı yönündeki beklentiler büyük heyecan yaratmıştı. Ancak bu projelerden bazıları başarısız oldu, bazıları ise halen hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Bu teknolojilerin akıbeti, yapay zekanın da benzer bir kaderi paylaşıp paylaşmayacağı sorusunu gündeme getiriyor.
YAPAY ZEKA GERÇEKTEN "ZEKİ" Mİ?
Yapay zeka teknolojisinin adında bile yanlış anlamalar olabilir. Çoğu insan, yapay zeka denilince, bilim kurgu filmlerinde gösterilen insandan daha üstün zekayı düşünüyor. Ancak mevcut yapay zekalar, aslında büyük veri setlerinden öğrendiklerini kullanarak tahminlerde bulunan sistemlerdir. İstatistiksel motorlar olarak tanımlanabilecek bu sistemler, olasılık hesaplamalarıyla çalışıyor. İnsanın sezgi, içgörü ve duygu gibi unsurlarından yoksun olan yapay zekalar, sadece öğrendikleri verilerin kombinasyonlarını sunabiliyor.
Yapay zeka firmalarına karşı açılan telif davaları, sistemlerin özgün olmadığını ve sıklıkla intihal yaptığını gösteriyor. Örneğin, New York Times’ın makalelerinin bazı bölümleri, yapay zeka tarafından birebir kopyalanarak başka kullanıcılara sunulmuş. Bu durum, yapay zekanın halen beklenen yaratıcılık seviyesine ulaşmadığını gösteriyor.
YAPAY ZEKA YALAN SÖYLÜYOR MU?
Yapay zeka sistemlerinin sık sık yanlış bilgi vermesi, bir diğer endişe kaynağı. ChatGPT ve diğer yapay zeka sistemleri, bazı durumlarda yanlış bilgiler üretebiliyor ve bu bilgileri oldukça inandırıcı bir şekilde sunabiliyor. Bu tür hatalar, özellikle yapay zekayı denetleyemeyen veya doğrulayamayan kullanıcılar için ciddi sonuçlar doğurabilir. Yapay zekanın söylediklerinin doğruluğunu kontrol etme zorunluluğu, halen insan denetimine olan ihtiyacı ortaya koyuyor.
YAPAY ZEKA BİR TEKNOLOJİ BALONU MU?
Yapay zeka üzerine büyük bir heyecan olduğu aşikar, ancak bu heyecanın arkasında bazı şüpheler de var. Çeviri hizmetlerinden müşteri hizmetlerine kadar birçok alanda yapay zekanın kullanılacağı iddia edilse de, halen bu sistemlerin sınırlamaları mevcut. Örneğin, yapay zekaların çeviri alanında insanları tamamen devre dışı bırakacağı düşünülüyordu, ancak veriler çeviri sektöründe insan talebinin azalmadığını, aksine arttığını gösteriyor.
Yapay zeka teknolojisinin en büyük zorluklarından biri, gerekli veri setlerinin hızla tükenmesi. Mevcut yapay zeka modelleri, internet üzerindeki tüm bilgileri öğrenmiş durumda ve yeni veri setleri üretmek oldukça pahalı ve zaman alıcı. Bu nedenle yapay zeka gelişimi bir yavaşlama sürecine girebilir.
GERÇEKTEN BİR DEVRİM Mİ?
Yapay zeka teknolojileri, şüphesiz ki bazı alanlarda büyük değişiklikler yaratabilir. Ancak bu değişikliklerin devrimsel olup olmadığı tartışmaya açık. Şirketler yapay zekayı kullanmaya çalışıyor, ancak bu teknolojiyi iş modellerine nasıl entegre edeceklerini henüz tam anlamıyla çözememiş durumdalar. Yapay zeka, vaat edilen devrimi gerçekleştirebilir mi, yoksa bir teknoloji balonu olarak tarihteki yerini mi alacak? Zaman gösterecek. (HABER MERKEZİ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.