Karaer, tüm Müslüman aleminin Kutlu Doğum Haftası'nı tebrik ederek “Kendi asrının gidişatını, rengini ve şeklini değiştiren; örnek yaşayışı ve davranışlarıyla asırlar sonra bile kurumuş toprakları yeşillendiren, karanlıkları nura çeviren, getirdiği ilahi mesajlarla insanların içlerinde barındırdığı iyiye, güzele, doğruya yönelme meylini arttıran Peygamberimiz Efendimiz Hz. Muhammed’in doğumu münasebetiyle idrak ettiğimiz Kutlu Doğum Haftası’nın içinde bulunuyoruz. O’nun doğumundan, çocukluğuna, gençliğinden, Peygamberliğine ve ebediyete göç edişine kadar sürdürdüğü hayat çizgisi insanlara hem dünyada, hem ukbada saadet ve güven içinde olabilmenin reçetesini göstermiştir” dedi.
"MUCİZELER DOĞUMLA GELDİ"
1438 yıl önce kız çocuklarının, ölüme mahkum olarak doğduğunu belirten Karaer, “Allah’ın yarattığı en şerefli mahluk olan insanların köle pazarlarında alınıp satıldığı, hakkın ve adaletin, güçlüye göre şekillendiği bir zulüm düzeni yaşanıyordu. O günlerde dünyaya hakim olan emperyalist zulüm düzeninin uzun soluklu olmayacağı, peygamberimizin doğduğu dakikalarda işaretlerini vermeye başlamıştı. Yüce Allah, onun doğumu anında yarattığı mucizelerle, yer yüzüne, zulme rıza göstermeyecek, bir eline güneşi, diğer eline ayı verseler, insanları saadete ve kurtuluşa davet eden davasından vazgeçmeyecek bir iradeyi gönderdiğini anlatıyordu. Renk ayrımını, ırk ayrımını, köleliği ortadan kaldıran, bir eşitlik düzenine insanları davet eden bu sarsılmaz irade karşısında zulmün yıkılmaz sanılan kaleleri kum taneleri gibi savrulup yok oluyordu. Onun insanları davet ettiği düzen; inanç özgürlüğü, yönetilenlerin tercihlerine değer verme, komşuluk hakkı, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan ve bitkilerin hakları gibi içinde barındırdığı birçok ilkeyle, bugün bile insanlık aleminin idrakini aşan bir çağlar üstünlüğe haizdir” şeklinde konuştu.
"İNSANLIĞIN İFTİHAR TABLOSU"
Karaer ayrıca, “İnsanlığın iftihar tablosu Efendimiz, doğumundan ebediyete irtihaline kadar geçen mübarek hayatlarının her evresinde söz ve fiilleriyle, zulme karşı verdiği mücadele ile tüm insanlığa rehber olmuştur. Onun mesajının yeterince idrak edilmediği günümüz dünyasında ise, zulüm var, kan var, katliam var. Batının sözde medeniyetinin insanlığı felakete götüren hırsları var. Ve ne yazık ki, zulmün hükümferman olmasına en zayıf perdeden ses çıkaran, bir İslam alemi var. İşte bu nedenledir ki bugün Peygamberimizin rehberliğine İslam ve insanlık alemi her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır” ifadelerini kullandı. (FATMA TEKİN/HEDEF AJANS)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.