
Profesyonel Koç, Danışman ve Eğitmen Hilal Çatak, çocukların okula başlama sürecinde ebeveynlerin nasıl davranması gerektiği hakkında bilgiler verdi.
Okul zili çalarken, çocuklar, öğretmenler ve ebeveynler için oldukça kaygılı bir süreç başlıyor. Her yıl farklı yaş gruplarında okula başlayan milyonlarca öğrenci varken; çocukların heyecanı, endişeleri baş edilmesi ve üstesinden gelinmesi gereken bir süreç olabiliyor. Ancak çocukların bu kaygılarını tetikleyen şey ebeveynlerin davranışı olarak karşımıza çıkıyor.
Profesyonel Koç, Danışman ve Eğitmen Hilal Çatak, çocukla sürekli iletişim halinde olunması gerektiğine vurgu yaparak, "Öncelikle çocukların okul süreci çok kıymetli. Çocuk daha okula gitmeden okulun nasıl bir yer olacağı, ne kadar keyif alacağı bunun onun için neden bu kadar önemli olduğu, çocuğun yaşı, gelişim aşamalarına göre en tatlı ve en kıymetli güzel bir dille onlara anlatılması gerekiyor ki zihinsel hazırlık yapılsın. Karşılaşacağı şeyler hakkında paylaşım yapmak kıymetli. Yeni bir ortama gireceği farklı arkadaşlarla farklı ortamlarla karşılaşacağı, bunun bazen kolay olabileceği bazen zor olabileceği gibi aslında onun durumunu çok aşırı coşkuyla değil ya da 'Sen şimdi ne yapacaksın?', 'Çok kalabalık olacak, sen yapabilir misin?' gibi negatif cümlelerle de değil. Bu sürecin bir öğrenme alanı olduğu, onun her zaman yanında olduğumuz ve onun için okulun kıymetli bir yer olduğunu en uygun dille anlatmalıyız. Çocuğun aklına bir soru takılıyor mu, merak ettiği sorular var mı bu soruların sorulması da süreci çok kolaylaştırır. Çünkü biz sürekli çocuk adına düşünüp, onun adına kaygılanıp bir şeyler yapma çabasını giriyoruz. Belki çocuk için daha kolay bir alan orası. O yüzden önce çocuğun ne düşündüğünü öğrenmek de kıymetli. 'Okula başlayacaksın, bu sana nasıl hissettiriyor?', 'Okulun ilk günü seni neler bekliyor olabilir?', 'Bunun için nasıl bir hazırlık yapalım?' gibi sorular yöneltebiliriz. Burada çocukların mükemmel cevaplar vermelerini beklemeden onlardan gelecek cevapları alan açarak karşılamak kıymetlidir. Önemli olan çocuğun ne cevap verdiği değil iletişim kurması. Çocuk iletişim kurdukça kendini ve isteklerini, ihtiyacı olan şeyleri keşfedebilir. Bütün bu süreci okullar açılmadan önce zihinsel hazırlığı yapacağı boşlukta yapmak kıymetli olur" diye konuştu.
"KAYGINIZI ÇOCUĞUNUZUN HİSSETMEMESİNİ SAĞLAYIN"
En önemli unsurun anne ve babanın kendi içlerinde yaşadıkları kaygıyı çocuğa yansıtmamaları gerektiğini söyleyen Çatak, "Ailelere şöyle bir tavsiyem var. Biz genelde kendi hislerimizle süreçleri algılıyoruz.İlkokul ve anaokula başlayacak olan çocukların velilerine şunu söyleyebilirim; Çocukların ayrılma süreci aslında en çok anne ve baba için zordur. Çünkü uzun süre berbaberler ve çocuğun ne yapacağını hayal edemeyebilirler.Orada başına neler geleceğinden korkabilir. Eğer veliler bu duyguları yönetebilirse çocuk için en güzel şeyi yapmış olur. Çünkü çocuk anne ve babanın ona ne anlattığından çok onun duygusundan beslenecek. Doğal olarak bir çocuk için en önemlisi anne ve babanın o süreci nasıl yönettiği, o süreç hakkında ne düşündüğü, görünürde değil ama gerçekte ne düşündüğü çok önemli. Çünkü çocuk hep oradan beslenecek. Eğer anne-baba çocuğun okula gitmesini gerçekten ona alan açacak gelişim için bir süreç olduğunu düşünürse, çocuk çok ferah bir şekilde okuluna gidecektir. Ama anne-baba korkuyorsa çocuğun yapamayacağını düşünüyorsa, diğer çocukların ona zarar vereceğini düşünüyorsa, o kadar kalabalık sınıfta ne yapacağını düşünüyorsa sürekli onu motive edecek cümleler kursa bile çocuk duygudan beslendiği için onun için çok da kolay bir süreç olmayabilir. O yüzden anne-babaya çok büyük bir iş düşüyor. Çocuklar bizim aynamız. Anne-baba kendi içindeki korkularla başedebilirse çocuklara daha çok yardımcı olurlar" ifadelerini kullandı. (HAZEL BAYIK)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.