
Aydın’ın en işlek caddelerinden Gazi Bulvarı üzerinde sessizce yükselen Eski-Yeni Cami, sadece bir ibadet yeri değil, aynı zamanda şehrin tarihine tanıklık eden önemli bir yapı olarak dikkat çekiyor.
1585 yılında Mısır Beylerbeyi Üveys Paşa’nın kardeşi Hasan Çelebi tarafından yaptırılan cami, uzun yıllar boyunca “Hasan Efendi Camisi” adıyla anıldı. Ancak zaman, bu tarihi yapıya da ağır darbeler vurdu. 1899’daki büyük depremde minaresi yıkılan cami, Kurtuluş Savaşı sırasında aldığı hasarlarla neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Cumhuriyet döneminde kapsamlı bir restorasyondan geçen cami, halk arasında “Eski-Yeni Cami” olarak anılmaya başladı. Kesme taştan inşa edilmiş, kare planlı bu yapı, mimari özellikleriyle de dikkat çekiyor. Son cemaat yeri üç kubbeyle örtülü olup, bu bölümü dört yuvarlak sütun taşıyor. Giriş kapısı ve mermer işçiliğe sahip minberi Osmanlı taş ustalarının zarif dokunuşlarını gözler önüne seriyor.
İç mekânda doğal ışık, üç sıra pencere ve kubbe kasnağındaki 16 pencere sayesinde içeriye doluyor ve mekâna ferah bir atmosfer kazandırıyor. Caminin sağ tarafında yer alan tek şerefeli minare ise, yıkılmasına rağmen büyük bir titizlikle aslına uygun olarak yeniden inşa edildi.
Hasan Çelebi İbni Elhac Muhiddin Vakfı’na ait olan Eski-Yeni Cami, 1978 yılından bu yana koruma altındaki kültür varlıkları listesinde yer alıyor.
Yüzlerce yıllık geçmişiyle Eski-Yeni Cami, hem ibadet edenlere ev sahipliği yapmaya devam ediyor hem de Aydın’ın tarihi zenginliğinin en önemli simgelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. (BÜŞRA TULUMBACI)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.