
Aydın’a Yön Verenler Röportaj dizimizin yedinci konuğu, Aydınspor’u şampiyon yaparak Süper Lig’e çıkaran, Fenerbahçe’yi 6-1 yenen takımın efsane başkanı Mukan Perinçek.
Perinçek, 12 yıl Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu. TFF’de Profesyonel Futbol Kurulu başkanlığı, İcra Kurulu üyeliği ve Tesisler Kurulu üyeliği gibi önemli görevleri yerine getirdi. TFF dışında, çok önemli kurum ve kurullarda da devlet adına görevler yürüttü. İnşaat mühendisi olan, kardeşi Mimar Ertan Perinçek ile birlikte müteahhitlik yapan Mukan Perinçek, inşaat sektörünün de duayenlerinden. Aydın’ın adını Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırmakla sınırlı kalmadı, futbolda Türk Milli Takımı, onun yöneticiliği döneminde Japonya’da dünya üçüncüsü oldu. Merhum Başbakan Adnan Menderes’ten sonra Aydın’da bir stada onun adı konuldu. Hizmetleri, çalışmaları ve uygulamaları ile adını ölümsüzleştiren Perinçek ile uzun sohbetimizi kaç günde aktarırız, şimdiden kestirmek zor. Tanımaya başlasak iyi olacak.
RÖPORTAJ: EMİN AYDIN
- Mukan Perinçek kimdir, kimlerdendir?
Aydın'da 5 Eylül 1952 tarihinde doğdum. Cumhuriyet İlkokulu’nda okudum. Gazipaşa Ortaokulu’ndan sonra Aydın Lisesi’nde öğrenimimi tamamladım. Daha sonra Ankara’da inşaat fakültesini bitirdim. O zamanki adı Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi idi. 1976-77 yılında inşaat mühendisi olarak memleketime geri döndüm. Aydın'da mesleğim olan inşaat mühendisliğine başladım. O zamanlar yedek subaylıkta 2 yıl tecil hakkı vardı. Tecil hakkımı kullanarak askere gidinceye kadar Kuşadası Belediyesi’nde inşaat mühendisi olarak çalıştım. Kuşadası Belediyesi'ne girdiğimde tek mühendis bendim. Engin Berberoğlu’nun eşi Seher Hanım da mimar olarak çalıştı. Bir mimar ve bir mühendistik. 7-8 ay gibi kısa bir süre Kuşadası Belediyesi’nde çalıştıktan sonra Aydın Belediyesi'ne geçtim. Aydın Belediyesi’nde de 13 ay çalıştım. Yine tek mühendistim ve bir de mimar vardı. Üç dört tane de teknik eleman bulunuyordu. Hep beraber Aydın’a hizmet ettik. Eski yıkılan oteller, Atatürk Bulvarı, sinyalizasyonlar, ışıklar vs. hepsi o dönem de yapıldı. Bir kısmında imzamız vardır. Daha sonra yedek subay olarak askere gittim. Oradan döndükten sonra mesleğime, kardeşim Mimar Ertan Perinçek ile serbest olarak devam ettim. Onunla beraber başladık ve hala devam ediyoruz. Perinçek Grup, Sirmen İnşaat ve Görki İnşaat olarak üç dört firmamız var.
''KIZIM AMERİKA'YA GİTTİ
- Evliliğiniz nasıl oldu, kaç çocuğunuz var?
Üniversiteyi bitirip Aydın'a geldikten sonra 1977 yılının sonlarında evlilik yaptım. Eşim de yerli Aydınlı, İsmail Manavoğlu’nun kızı. Aydın’ın en büyük, o zamanki tek sanayicisiydi. Çırçır, zeytin sıkım, sabun fabrikaları vardı. Şimdiki Garanti Bankası’nın olduğu yer Manavoğlu’nun yazıhanesiydi. Eski emniyetin karşısındaki yer -şimdi bloklar yapılıyor- çırçır fabrikasıydı, Kemer'de zeytinyağı fabrikası, Pınarbaşı Caddesi'nde belediyenin çayır karşısındaki yerde de sabun fabrikası vardı. O zamanlar eşim Gönül Perinçek, Kız Lisesi'nde 8-10 sene matematik öğretmenliği yaptı. Daha sonra oradan ayrıldı. Bir kızımız ve oğlumuz oldu. Kızım Vildan Sirmen Perinçek... Vildan, rahmetli kayınvalidemin ismidir. Oğlum Hakkı Görkem Perinçek... Hakkı da babamın ismidir. İkisi de Cumhuriyet İlkokulu’nda okuduktan sonra İzmir Amerikan Koleji'ni bitirdi. Kızım, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Plancılık Bölümü'nü okudu. Oğlum Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Kızım üniversiteyi bitirdikten sonra evlendi. Eşiyle beraber Amerika’ya gitti, mimar olarak. Hala da Amerika'da oturuyorlar. Eşi de aslen Sökeli... Elektrik Elektronik Mühendisi, Kuşadası Kısmet Otelleri’nin sahibinin oğlu. Bu sene Türkiye'ye geri dönecekler. Oğlum da 8 sene Amerika’da işletme ekonomi masteri yaptı. Şu anda yeğeniyle beraber işlerimizin başına geçti.
- Siz iş hayatında neler yaptınız, eserleriniz nelerdir?
Şirketimizin yaptığı birkaç yapıdan bahsetmek gerekirse; Kuşadası Uydukent toplu konut projesinin bin 140 dairesini biz yaptık. AYKO’da 211 daire, Güzelçamlı Kooperatifi'nde 136 daire, böyle çok sayıda kooperatifte 10 bine yakın konut ürettik. Mesela Deniz Tur, en büyük sitelerden biri olarak 514 villadır, onu biz yaptık. Çine Ege Et fabrikaları, Aydın Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binası, Ortaklar Öğretmen Lisesi, Ortaklar Öğretmen Lisesi lojmanları ve yurt binası, Aytepe İlköğretim Okulu, Bursa yolundaki Karacabey Haraları, Acarlar Belediyesi hizmet binası, Burhaniye Belediye Sarayı gibi daha sayamadığım onlara kamu binasını inşa ettik. 1992’de Söke Sazlıköy arasında mıcır fabrikası açtık bir ara. Söke -Milas yolu için Devlet Karayolları'na ve Köy Hizmetleri'ne, belediyelere mıcır sattık. Şimdi yıkık dökük duruyor. Biz genelde konut üzerine yoğunlaştık. Şu sıralar İzmir Çeşme’de villalar üretip satıyoruz.
''BABA TARAFIM ÜSKÜPLÜ. ANNA TARAFIM KOÇARLILI YÖRÜK
- Sizi muhacirsiniz diye biliyorum doğru mudur?
Evet doğru. Babamın annesi ve babası Üsküp’ten gelme Makedonya asıllıdır. Anne tarafım da Koçarlılı Yörük’tür. Babamı Kasap Hakkı diye bilirler, müteahhit kasap kendisi, askeriyeye et verirmiş o yüzden öyle bilinir. Daha sonra kasap dükkânı açmış ama asıl mesleği tüccarlıktır. Ben çok iyi anlarım kasaplıktan. Birinci sınıfta kalınca ceza verdi babam bana, sabah namazında dükkânı açardım. Sabah ezanında açar, akşama kadar çalışırdık.
- Mesleğiniz dışında nelerle uğraştınız?
Kendi özel mesleğimin dışında, zamanında bazı devleti temsilen görevlerde bulundum. Devletin atamalarında görev aldım. Bunlar da Yüksel Yalova’nın bakanlığı zamanına denk geldi. Yüksel Yalova da bizim kardeşimizdir, arkadaşımız, akrabamızdır. Daha eskiden de Aydın Tekstil'in yönetim kurulu üyesiydim. O zaman Aydın Tekstil'in 2 bin 600 çalışanı vardı. Büyük ortağı TARİŞ’ti. Türkiye de bir numaraydı. Bizim kadifeyi, koton gömlekliğini hiç kimse tutturamadı. İsmet Sezgin bile, ‘Aydın Tekstil kadifesi gönderir misin Mukancığım?’ diye arardı. Allah uzun ömür versin, Aydın’ın yetiştirdiği ender kişilerdendir İsmet Sezgin. Aydın Tekstil'den sonra TÜPRAŞ’ta yönetim kurulu üyeliği yaptım. Türkiye’nin en büyük şirketidir. Türkiye Gemi Sanayi'nde yönetim kurulu üyeliği yaptım, plaketim de vardır. Gölcük depremi olunca askeriyenin, Deniz Kuvvetleri'nin tersaneleri gitti. Hükümette devretti o zaman, bizim Gemi Sanayileri Şirketi kapandı. Bir gün Yüksel Yalova telefon açtı, Abi konferans yapacağım’ dedi. 'Nerede yapacaksın' diye sordum, başbakanlıkta dedi. Ben ona demiştim ki, ‘Yüksel benim başımda kendi işim var, çoluk çocuk vs. Futbol Federasyonu bambaşka bir iş, ilk yönetimiyiz. Bir tek olursa Türk Hava Yolları'nı kabul ederim’ olmayacağını biliyorum. Daha sonra aradı beni Yüksel Yalova, ‘Ağabey Sayın Başbakan ile görüştüm Türk Hava Yolları olmuyor’ dedi. Başbakan, ‘Mukan Bey, Deniz Yolları'nı kabul etsin’ demiş. Yüksel’im koskoca başbakanı kıramam, o zaman Mesut Yılmaz Başbakan... ‘Ne yapayım’ dedim, ‘Kabul et’ dedi, öylelikle kabul ettim. Deniz Yolları'nın işletme yönetim kurulu üyesi oldum. Kuşadası Limanı da bize aitti. Hatta espriler de var bununla ilgili. Oradaki kimsenin haberi yoktu. Ali vardı oranın müdürü gümrük memuru, Fuat Akdoğan belediye başkanı, Metin Bey emniyet müdürü vs. Bir gün ben Deniz Yolları'ndan telefon açtırttım Ali’ye; 'Yönetim kurulu üyemiz teftişe gelecek' diye. Bunlar aklamışlar, paklamışlar temizlemişler her yeri, hepsi toplanmış. Benim bir arabam vardı beyaz Ford, onunla gittim oraya. Yanıma geldiler, ‘Efendim buraya koymayın arabayı, teftişe gelecekler’ dediler. Sonra Ali geldi yanıma, ‘Mukan Ağabey ne olur koyma oraya teftişe gelecekler, başka bir yere koy’ dedi. ‘Ali çaktırma, yönetim kurulu üyesi benim’ dedim. Ali inanmıyor tabi. İçeri geçtik belediye başkanı, gümrük memuru hepsi orada, ‘Arkadaşlar gelin şöyle bir yürüyelim burası hepimizin memleketi’ dedim. Limanda gidiyoruz 100-150 metre gittik, ‘Dönün bakayım’ dedim, döndük. Bir tane ‘Kuşadası’ yazısı yok. ‘Karadan gelen, ilçeye girerken ‘Kuşadası’ yazan tabelayı görüyor, Denizden geleni neden büyük bir yazı ile karşılamayalım. İki tane ağaç yok, bir şey yok. Buralara ağaç diktirsenize, yollar çok kötü, kimse bavul sürüyemez’ dedim. Tek xray cihazı vardı, turistler kuyruk oluyor, Efes’e gitmeden önce esnafa zaman kalmıyordu. Para çıkarttırdım, hemen ikin xray cihazını koyduk, limanın tüm bozuk yerlerini onardık. DEVAM EDECEK
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.