Takip Et
  • 14 Mayıs 2024, Salı 20:56

İYİ Partili Karakaş, kamuda tasarruf tedbirlerini değerlendirdi

İYİ Parti Aydın Milletvekili Ömer Karakaş, geçtiğimiz gün açıklanan kamuda tasarruf tedbirleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuştu.

Açıklanan ''Kamuda Tasarruf Paketi''nin kamuda yıllardır süregelen israfın itirafı olduğunu vurgulayan Karakaş, meclis kürsüsünden yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:

 

''Şimdi, biz İYİ Parti olarak, kurulduğumuz günden itibaren hep yapıcı muhalefet yaptık. Nedir yapıcı muhalefet? Doğru gördüğümüz şeyleri doğru, yanlış gördüğümüz şeyleri de yanlış olarak söyleyip doğrusunu da gösterdik. Şimdi, bu konuyla ilgili de şunu belirtmek istiyorum: Eksik ve yanlışlar olmakla beraber doğru gördüğümüz bir uygulamadır. Maalesef, yıllardır kamuda savurganlık ve israf had safhaya ulaşmış, ekonomimizi sıkıntıya sokmuştur. Özellikle, burada belirtilen maddelerden memurlarımızın servislerinin kaldırılması bize göre doğru bir uygulama değildir çünkü bu bir tasarruf değildir. Böyle bir durumda birçok çalışan memurumuz kendi araçlarıyla işe gelmek durumunda kalacak. Bu, benzin tüketimi açısından ülke ekonomisine bir israftır. Ayrıca, beraberinde ciddi bir trafik yükünü de birlikte getirecektir. Bürokratların israf ve savurganlıklarının hüküm sürdüğü kamuda, dar gelirli memurlardan kısılarak tasarruf tedbirlerine gitmek doğru bir uygulama değildir. Aslında, burada yapılması gereken şudur: Bakan ve Bakan Yardımcıları dışında kamudaki bütün bürokratların makam arabalarını iptal edip bunların şoförlerini de uygun görülen yerlere kaydırarak değerlendirmek gerekmektedir.

 

SOMUT İFADELER KULLANILMALI

Bürokratların aldığı yönetim kurulu ücretleriyle ilgili bir sınırlandırma getirmiştir, bu da doğru bir uygulamadır, teke düşürmüşlerdir ancak "Bununla ilgili üst sınır belirlemesi yapacağız." demişlerdir, bununla ilgili de ciddi bir muğlaklık vardır. Nedir üst sınır belirlemesi? Yani 250 bin lira alan bir bürokratın yönetim kurulu maaşı 200 bine mi düşecek? Yani burada somut belirlemeler yapılması lazım. Örneğin, denir ki: "Maaşı kadar" "Maaşının yarısı kadar" ya da "Maaşının dörtte 1'i kadar" gibi somut ifadeler kullanılması gerekmektedir.

 

Şimdi, bir de esnek çalışma ve uzaktan çalışmayla ilgili getirilen bir konu var, bu konuyu da yine doğru bulmuyoruz çünkü esnek ve uzaktan çalışma yöntemi yani halk arasında "on-line çalışma" olarak bilinen sistem teoride güzel gözükse de uygulamada kamu kurum ve kuruluşlarında, devlet dairelerinde keyfiyeti oluşturacak, denetimin yapılmayacağı, suistimallerin oluşacağı sıkıntılı bir süreci doğuracağı kaygılarını taşıyoruz. Acaba, on-line çalışma modeli ileriki süreçte belki buradaki birçok arkadaşımızın henüz bilmediği iklim değişikliği kanunuyla ilgili bir çalışmanın altyapısını mı oluşturacaktır? İnsanları evlere hapsetmenin, dünyada insanları sıkıntıya sokacak bu düzenlemenin bir altyapı çalışmasının sonucunu mu getirecektir? Bu da bir soru işaretidir. Tasarruf paketinin savunma ve güvenlik alanlarını kapsamaması kesinlikle doğrudur çünkü ülkemiz maalesef bir ateş çemberinin içinden geçmektedir. Savunma ve güvenliğin tasarrufu olmaz arkadaşlar.

 

''DEVLETE AİT BİNALAR VARKEN NEDEN KİRALANIYOR?''

Şimdi, kamu kurum ve kuruluşları uzun yıllardan beri hep bina kiralıyor yani bizim devletimize ait yerlerimiz varken, arsalarımız varken, binalar yapabilecek durumdayken yandaşlara peşkeş çekebilmek için fahiş fiyatlarla hep bina kiraladık. Birçok bakanlığımızın kurumları kiralık binalarda devam ediyorlar.

En basit örneğini söyleyeyim, örnek olsun diye söylüyorum: Çukurambar'ın köşesinde, hepinizin de bildiği bir özel müteşebbis tarafından yapılmış, uzun yıllar kiraya verilmemiş, sarı aynalı bir bina vardır. Orası İş Mahkemeleri oldu; otoparkı yok, içerisi hiçbir şeye uygun değil, plaza şeklinde yapılmış ama çok fahiş fiyatlarla kiraya verildi. Diğer taraftan, bakıyorsunuz, başka bir kamu kurumunun binası yıkılıyor, yerine bina kiralanıyor, aynı arsa Diyanet Vakfına tahsis ediliyor. Böyle bir şey olmaz. Siz bile kirada otururken ev almak istersiniz ki "Uzun yıllar kira ödemeyeyim." diye, daha ekonomik bulursunuz ama AK PARTİ iktidarı özellikle son dönemde maalesef bu peşkeş çekme ve savurganlığını kamudaki kiralamalarda da sürdürmüştür. Bunun da ortadan kalkması doğru bir uygulamadır.

''SARAY DA TASARRUF TEDBİRLERİ KAPSAMINA ALINMALI''

Son olarak da şunu belirtmek istiyorum: Bu pakette sarayla ilgili hiçbir kısıtlama yok. Maalesef, Osmanlı dağıldıktan sonra "Tüm saraylar halkındır." dendi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin uhdesine bırakılmıştı ancak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtikten sonra bütün saraylar Cumhurbaşkanlığı uhdesine geçmiştir, burada savurganlık had safhadadır. O yüzden burada hiçbir kalem yok, Cumhurbaşkanlığı saraylarının da bu tasarruf tedbirleri bünyesine alınması lazım.

Son olarak bir şey daha söylemek istiyorum kamudaki servislerle ilgili: Şimdi, servis kaldırılacak, gece üçte bizim mesaimiz bitecek, Meclis çalışanı arkadaşlarımız nasıl evlerine gidecek? Onu da takdirlerinize sunuyorum.'' (ERDAL AYDIN) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.