
Kullanım alanlarının genişliği, çevreci yapısı ve ekonomik potansiyeliyle dikkat çeken kenevir, tekstilden otomotive kadar birçok sektörde stratejik bir hammadde olarak öne çıkıyor. Ege İhracatçı Birlikleri ve Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi iş birliğiyle düzenlenen “Sürdürülebilir Gelecek İçin Kenevir” çalıştayında, Türkiye'nin kenevir sektöründe küresel ölçekte önemli bir oyuncu olabileceği vurgulandı.
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Çağlar Bağcı, kenevirin yıllarca göz ardı edildiğini ancak artık sürdürülebilir sanayinin merkezinde yer almaya başladığını belirterek, “Kenevir; düşük su ihtiyacı, toprağı iyileştirici etkisi, geri dönüştürülebilir ve yanmaya karşı dirençli yapısıyla geleceğin parlayan hammaddesi. AB Yeşil Mutabakatı’nın yürürlüğe gireceği 2026 süreciyle birlikte, doğal elyaflara geçiş kaçınılmaz olacak. Kenevir, hem çevre dostu hem de stratejik bir çözüm sunuyor” dedi.
Toprağı temizliyor, karbonu hapsediyor
Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Muzaffer Kayhan ise kenevirin sadece dayanıklı bir tekstil lifi değil, aynı zamanda çevresel krizlere karşı etkili bir çözüm olduğunu ifade etti. “Pamuk gibi geleneksel liflere kıyasla çok daha az suyla yetişiyor, zararlılara karşı doğal dayanıklılığı sayesinde pestisit ihtiyacını azaltıyor. En önemlisi, fitoremediasyon özelliğiyle toprağı temizliyor ve karbon yutak özelliğiyle atmosferdeki CO₂’yi emerek iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlıyor” dedi.
Döngüsel ekonominin yıldızı
Tekstil Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tuğrul Tamtürk de, kenevirin hızlı büyümesi, biobozunur yapısı ve çok yönlü kullanım avantajlarına dikkat çekerek, “Lifleri tekstil için ideal, tohumları gıda ve kozmetik sanayisinde, sapları ise biyokompozit ve enerji üretiminde değerlendiriliyor. Bu da onu döngüsel ekonomiyle tam uyumlu bir hammadde haline getiriyor” dedi.
Türkiye, Çin ve Fransa’nın ardından gelebilir
Marka Tekstil Danışmanlık Şirketi Kurucusu Nebahat Kılıç ise, Uluslararası Enerji Ajansı verilerine atıfta bulunarak, “2050’ye kadar kenevirin dahil olduğu ürün pazarının 100 milyar doları aşması bekleniyor. Çin ve Fransa bu alanda lider, ancak Türkiye'nin bu pazardan güçlü bir pay alma potansiyeli var. Tek yapmamız gereken, bu farkındalığı artırmak ve üretim altyapımızı doğru şekilde kurgulamak” dedi.
Kenevirin gelecekte hem çevre hem de ekonomi açısından vazgeçilmez bir konuma gelmesi bekleniyor. Uzmanlara göre, Türkiye’nin bu yarışta geri kalmaması için kenevir ekimi, işlenmesi ve sanayiye entegrasyonu konusunda hızlı adımlar atması gerekiyor. (HABER MERKEZİ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.