AyFm 100.5
  • 21 Mart 2014, Cuma 10:40

"Anlımız ak başımız dik"

İlkini Ali Uzunırmak ve eşi Ayfer Hanım’la yaptığımız röportajda, Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayları’nın siyasi hayatları dışında bilinmeyen yönlerini sormaya devam ettik. Çocukluklarını, evliliklerini ve sosyal hayatlarını konuşmak üzere AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş ve eşi Nilay Hanım’la görüştük.

 (FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Mustafa Savaş’ın Kanal 35 Televizyonu’na katıldığı açık oturumun ardından Aydın Paşa Konağı'nda başlayan röportajımızı, ertesi gün Mustafa Savaş’ın Aydın Kardeşköy’deki evinde tamamladık. Diğer Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özlem Çerçioğlu, siyasetin dışında, sosyal hayatı ile ilgili yapacağımız röportaj talebimizi kabul etmediği için röportajlarımızı Efeler Belediye Başkan Adayları ile sürdüreceğiz.

AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş’ın eşi Nilay Hanım, 17 Aralık Operasyonu’nda adı geçen Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yeğeni olmasından dolayı, Mustafa Savaş hakkında çıkan iddialara yanıt verdi. Amcasının AK Parti İktidarından önce de varlıklı bir insan olduğunu belirten Nilay Savaş, “Amcam zaten varlıklı bir insan. Alüminyum fabrikası var, bundan başka birçok yerlerde yaptığı işler var. Zaten paraya ihtiyacı olan bir insan değil. Ekonomik sıkıntısı olmayan varlıklı bir aileyiz. Somut bir şey olsaydı içeride kalırlardı, serbest bırakılmazlardı” dedi.

Mustafa Savaş ise, hakkında konuşulan, Aydın’da bazı kesimin, “Mustafa Savaş da Zafer Çağlayan’ın damadı değil mi zaten” gibi bir takım sözlerine şöyle cevap verdi:

“Belki yıllarca biz de dinlendik. Bizim anlımız ak, başımız dik.12 yıl boyunca Halk Bankası’nda Genel Müdür Yardımcılığı yaptım, küçücük bir şey çıkmadı, bu büyük bir olay. Ayrıca Nilay’ın amcası Ankara’da 12 yıl Sanayi Odası Başkanlığı yaptı. İktidardan önce de varlıklı olan biri. İktidarla birlikte varlığı artan bir insan değil ki. 3 aydan bu yana direkt olarak hiçbir şekilde, ne Halk Bankası’yla ilgili ne de başka olaylarla ilgili sahada soru olarak bile gelmedi bana. Çok güzel bir şey bu. Millet biliyor, doğruyu, eğriyi ayırt edebiliyor. Millet gerçekleri görmeye başladı. Yaşanan şeyler desteklenseydi Başbakan’ın geldiği mitingde o topluluk bir arada olabilir miydi? 2011’de de aynı miting yapılmıştı ama böyle bir kalabalık yoktu. Demek ki millet inanmıyor artık.”

“SİZ GÖNLÜNÜZÜ AÇTINIZ MI?”

"Aydını tanımadığınız söyleniyor. Haritadan açın falan köy nerde deyin Mustafa savaş gösteremez deniliyor. Aydını tanımıyor musunuz, neden söyleniyor bunlar?" sorusuna AK Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, “Rakipler elbette söyleyecekler. Rakiplere cevap vermek gibi bir niyetimiz yok bizim. Böyle bir meselemiz yok. Gündemimiz de yok. Rakiplerimiz, bunu söyleyenler Aydın’ı iyi tanıyor da bunca yıl hizmet etme noktasında bulundular da bu güne kadar ne verdiler onu sormak lazım. Haritada beldeyi, köyü çok iyi gösterebilirsiniz ama o haritada ezbere gösterdiğiniz yerle ilgili ne yaptınız?

Geldiklerinde size bir taleplerini ilettiklerinde siz ne yaptınız, nasıl karşıladınız? Kapınızı açtınız mı, telefonunuzu açtınız mı, gönlünüz açtınız mı? Sayın Başbakan’ın bütün Türkiye’ye yaptığı hizmet ortada. Biz de hizmet için yola çıktık. Bundan sonra hizmet için her beldeyi her köyü yollarıyla, muhtarlarıyla, hizmet için hep beraber tanışacağız. Bundan sonra tanıyacağız. Bizim yaptığımız alan Aydın Hizmet Götürme Birliği değil ki. Biz milletvekilliği yapmadık ki. Ama Çine’nin bütün köylerini memleketim olduğu için tek tek isim isim say denilse sayarım. Aydının 500 tane köyünü hem haritada yerini göstermek hem isim isim saymak çok anlamsız bir soru ve yanıt olur” diye cevap verdi.

“ŞIMARIK VE YARAMAZ BİR ÇOCUK OLMAK İSTERDİM”

Çocukluğunda yapısı itibariyle gereğinden fazla ağırbaşlı olduğunu belirten Savaş, şunları anlattı:

“ Tüm çocuklar yaramazdır ama ben yaramazlık yapmadım. Babamdan da annemden de hiç azar işittiğimi hatırlamıyorum. Dayak nedir bilmiyorum. Engel yoktu, baskı yoktu ama yapım gereği ağırbaşlı, oturaklı, söz dinleyen, yaramazlık yapmayan bir çocukluk yaşadım. Çocukluğumu dolu dolu yaşadım. Mahalleden çocukluk arkadaşlarımla halen görüşüyorum. Şu an aktif siyasetin içinde olan çocukluk arkadaşlarım var. Zaman zaman mahalledeki arkadaşlarım yaramazlık yapardı ben onları seyrederdim. Oğlum Ali çok yaramaz. O benim çok hoşuma gidiyor. Zaman zaman kızıyorum ama yaşayamadığım çocukluğumu oğlumda görüyorum ve mutlu oluyorum. Ben de şımarık ve yaramaz bir çocuk olmak isterdim. Aydında gençlerle ve çocuklarla bir arada olmak istiyorum onların geleceğini kurgulamak, onların beklentileriyle birlikte aydını kurgulamak istiyorum. Geçmişte yaramazlık yapamadığım o çocukluğumu çocuklara güzel ortamlar yaratarak yaşamak istiyorum.”

“BÖYLE BİR BABANIN OĞLU OLDUĞUM İÇİN GURUR DUYUYORUM”

Babasının orman muhafaza memuru olmasından dolayı çocukluğunda babasının atında, onun arkasında oturarak ormanlara sık gittiğini söyleyen Mustafa Savaş, “Aydında orman köyleri için pozitif ayrımcılık yapabilirim. Çünkü o köylere gidince çocukluğumu hatırlıyorum. Yaygın gözetleme kulelerine çıkardım dürbünle bakardık yangın var mı diye. Şimdi künar görünce bile kendimi farklı hissediyorum” diyerek şunları anlattı:

“Dördüncü sırandan aday gösterildiğim 2011 seçimlerinde milletvekili olamadım. Seçimi kaybettim ama çok büyük bir kazanımım oldu. Çine’de seçim çalışması yaptığımız sırada rahmetli Hüseyin Özkan’ı bürosunda ziyaret ettik. Orada kasketli yaşlı bir amca vardı. Onun da elini öptüm. ‘Oğlum beni tanıdın mı?’ diye sordu. Önce çıkartamadım, ‘babanın şefiydim ben’ deyince hatırladım. Benim babam orman muhafaza memuruydu ve Çine’de Ormancı Ali olarak tanınırdı. Babamın şefi olan amcanın orada söyledikleri benim için kaybettiğim seçimde kazandığım en önemli şey oldu. ‘Oğlum Mustafa, senin baban 30 yıllık memuriyet hayatımda mührümü teslim ettiğim tek adamdı’ dedi. Ormancılıkta mühür çok önemlidir. Kimseye teslim etmezsiniz. Böyle bir babanın oğlu olduğum için gurur duyuyorum.”

“BU HAYATTAKİ EN BÜYÜK ŞANSIM, EŞİM”

Mustafa Savaş’a, evliliklerini, nasıl tanıştıklarını sorduğumuzda, Savaş, Nilay Hanım’ın elini tutarak şunları söyledi:

“40 yaşında evlendim. Bu hayattaki en büyük şansım eşim. Çok anlayışlı, çocuklarının annesi, bana sıkıntı vermeyen biri. Normalde bir annenin babaya davranışını, kız çocuğu kendine model alır. Nilay’ın Annesiyle babasının ilişkisi çok güzel. O modeli evde Nilay bize aynı şekilde yansıtıyor. Nilay çok anlayışlı kavga nedir bilmeyiz. Sevgi ve saygı üzerine kurulu bir birlikteliğimiz var. Nilay’la evlendiğim için çok şanslıyım, çok huzurluyum. 2006 senesinde evlendik. Arkadaşlarımızın aracılığıyla tanıştık. Hep dua ediyorum tanıştırdıkları için. Yoğun bir iş temposu içindeyim. Gece geç saatlere kadar çalıştığımız oluyor. Hafta sonları çalıştığım oluyor. Çocuklarım küçük, onların doktor kontrolleri, okul işleri her türlü işi Nilay yapar. Hiç de ‘of’ demez, ‘niye ben yapıyorum sen de ilgilen’ diye şikayet etmez. Yükümü almıştır. Hafta sonlarında birlikte yemeğe gideriz sinemaya gideriz. Çocuklardan önce yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimiz çok oluyordu Nilay’la. Son dönemde çocuklarla birlikte gidiyoruz. Eşimle çocuklarımla birlikte nitelikli ve dolu dolu zaman geçiriyoruz.

Eş destek olmazsa, yanında olmazsa burnundan gelir. Her iş öyle sadece siyaset değil. Yaptığın her iş eğer eşin seni desteklemezse o eziyet olur, zevk alamazsın. Siyaset fedakârlık istiyor. O konuda çok rahatım çok anlayışlı Nilay. Anlayışlı olmasaydı yürümezdi.”

Mustafa Savaş’ın eşi Nilay Hanım, 1981’de Ankara’da doğdu. Ortaokul ve liseyi Ankara’da okudu. Ailesi Muşlu. 3 Kardeşin en büyüğü olmasından dolayı çocukluğunda bile ‘abla’ sıfatının olgunluğunu yaşamış olan Nilay Hanım kendisinden şöyle bahsediyor:

“Liseden sonra Güzel Sanatlara hazırlanıyordum. İç mimar olmak istiyordum. Hacettepe’nin, Gazi’nin, sınavlarına girdim daha sonra Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümüne girdim.1 sene sonra, yıllarca hayalini kurduğum İç Mimarlık Bölümünden ayrıldım ve çalışmaya başladım. Radyo Televizyon Üst Kurumu’nda İnsan Kaynaklarında çalışıyorum halen. Çalışırken bir taraftan da Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü okudum, hem iş hem okul devam ettim ve mezun oldum. Şu an çocuktan dolayı doğum iznindeyim. Okul dönemindeyken iç mekan çizimleri ve insan profilleri çizdim. İşe başlayınca kaldı. Devam etmedim. Ama yine olsa çizerim. İç mimarlık en sevdiğim meslek yine olsa yapmak isterim.”

“BABAM DP GENEL İDARE KURULU ÜYESİYDİ”

Nilay Hanım, önceden de siyasete çok uzak olmadığını şu sözlerle dile getirdi:

“Babam ilk önce, küçük yaşta alüminyum doğrama üzerine kendini geliştiriyor, atölye açıyor. Daha sonra büyüterek fabrika açıyor. Sonra amcam da okulu bitiriyor ve amcamla beraber işi büyütüyorlar. Sonrasında babam ayrılıyor fabrikayı amcama bırakıyor. Babam da siyasetçi. Demokrat Parti Genel İdare Kurulu Üyesiydi. O zaman Genel başkan Süleyman Demirel. Babamın amcası Mehmet Şefik Çağlayan, Yassı Ada’da yargılanmış. Babam Mehmet Alparslan Çağlayan, Zafer Çağlayan’ın abisi. Milletvekili adayı olmuştu ama seçilmedi. Siyasete çok uzak değiliz aileden gelen bir yapı var zaten. Benim siyasi bir hedefim yok ailemizdeki erkekleri destekliyorum sadece.

Önceden ben babama ‘Alparslan Baba’ diye tezahürat ederdim. Şimdi de Ali babasına ‘Yaşa Baba’ diyor.

Siyaset zor. Her şeyine dikkat etmen gerekiyor. Kocamın siyasetçi olacağı hiç aklıma gelmezdi. Ama Mustafa ile tanıştığımız günlerde siyasete atılmak istediğini biliyordum bu duruma çok uzak olmadığım için o zaman da doğal karşılayacağımı söylemiştim.”

“MUSTAFA ÇİÇEĞİNİ EKSİK ETMEZ”

“Mustafa çok çalışkan ve çok zeki biri, iş yerindeyken sadece iş düşünmez, birçok şeyi düşünür ve yapar. Bazen şaşarım ‘işteyken o nasıl aklına geldi de onu da hallettin’ diye. Mustafa’nın bu yönünü çok seviyorum ve beni hep etkiledi” diyen Nilay Savaş, eşi hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Hem evde hem işi hepsini bir arada yürütebiliyor. Mustafa nişanlandığımız günden beri çiçeğini eksik etmez. Sevgililer günü olsun doğum günü olsun… Özel günlerde farklı şehirlerde bile olsak bulunduğum yere çiçek gönderir. Seçim döneminde bile sevgililer gününde İstanbul’a annemlere göndermişti çiçek. Özel günlerimizi hiç unutmaz. Ben çok tutumluyum. Yazık ya ne gerek var niye para veriyorsun çiçeğe derim.

Ben yaşıma göre daha ağırbaşlı ve olgunum ailenin en büyük evladı olarak, abla olarak... Mustafa’yla aramızda yaş farkı var ama Mustafa yaşını göstermeyen, modern ileri görüşlü yeri geldiğinde çocuksu davranan biri. 4 ay görüştük. Fikirlerimizi sorarak birbirimize sorular sorarak evlenme kararı aldık. Mustafa bana sorular sorardı, ben ona. Çok sık aralarla görüşüyorduk. Öğle aralarında akşamüzerleri en küçük fırsatta görüştük ve birbirimizi çok iyi tanıdık. Kafalarımız uyuştu. Bazıları der ki ‘evlendikten sonra değişti’ diye. Bizim öyle bir durumumuz olmadı. Çünkü her şeyi konuştuk evlenmeden önce. Tanışma dönemimiz nasılsa evlendikten sonra da öyle oldu. Tanışma dönemimizde Mustafa, ‘Ben siyasete girebilirim belki, sen bu olaya nasıl bakıyorsun’ diye sormuştu. O zaman da yanında olacağımı söylemiştim. Başbakanımız aradığında da bana sormuştu. O zaman da yanında olacağımı söyledim. Her zaman Mustafa’nın yanındayım.

Mustafa çok iyi bir baba. Çocuklarla çok ilgilidir. Bebekliklerinde de, evde olduğu zaman diliminde çok ilgilendi. Biberonla sütlerini içiren kucağında uyutan bir baba.”

“MARKETTEN DEĞİL PAZARDAN ALIŞVERİŞ YAPARIM”

“Yemek yapmasını beceririm. Öğrencilikte, zorunluluktan elde edilen bir yetenek bu. Lezzetli ve güzel yemekler yaparım. Şimdilerde yoğunluktan çok vaktim olmuyor ama çok iyi kuru fasulye ve Mercimek çorbası yaparım. Eşime de bu yemeklerden yapmıştım bir seferinde. Hafta sonları Nilay çocuklarla ilgilenirken, ben mutfakta kahvaltı hazırlarım” diyen Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Savaş, alışveriş yaparken pazarlık yapmadığını belirterek şunları söyledi:

“Marketten değil de pazardan alışveriş yapmayı çok severim. Aydın pazarında çok görecekler beni. En çok sevdiğim şey hafta sonlarında pazara gitmek. Gereğinden fazla meyve sebze alırım. Yeşilliği, domatesi çok severim. Her şeyin doğalını severim. Eşim yoğurdu bile evde halen kendisi yapar. Daha doğal ve sağlıklı. Çocuklar da çok seviyor.”

“İNEKLERİM OLSUN İSTİYORUM”

Her fırsatta doğal yaşamı sevdiğini dile getiren, bunun yanında çağı takip ettiğini “bisikletin pedalını çevirmeseniz düşersiniz” şeklinde ifade eden Mustafa Savaş, “Küçükken bizim ineğimiz vardı, tavuklarımız, köpeğim, kedim vardı… Bahçeli büyük bir evimiz vardı. Ben hep o hayatı özlerim, emekli olunca amatörce, para kazanmak amaçlı olmadan ineklerim olsun, köpeğim olsun, bahçeli bir evim olsun, bahçede meyveler sebzeler ağaçlar olsun istedim, hep böyle bir ortamın hayalini kurdum. Benim belediye başkan adayı olmam bu hayallerimi öne çekti. 30 Mart’tan sonra inşallah bu hayalimi bir an önce gerçekleştirmek istiyorum. Çiftçinin yaşadığı sorunları, eziyeti, sıkıntıları laboratuar ortamı gibi yaşayarak görmek ve empati kurmak istiyorum” diye konuştu.

“KAYAK YAPIYORUM, SATRANÇ OYNUYORUM”

Salon sporlarına çok önem veren ve sosyal yönü güçlü bir aday olduğunu belirten Savaş, iş dışındaki zamanlarında kayak yapıyor, voleybol, bowling, satranç gibi oyunlar oynuyor.

Mustafa Savaş, spora olan ilgisini ve sosyal kişiliğini şöyle anlatıyor:

“Voleybol maçları için Rusya’ya gittim. Eksi 45 derecede Kuzey Kutbunda 6 gün kaldık. Oksijen yüzde 25 daha düşüktü. Ve oradan bankanın takımıyla Avrupa 3.sü olarak döndük.

Sporu seviyorum salon sporlarını daha çok seviyorum. Aydın Sporu da eski günlerine tekrar geri döndüreceğiz. Karşımıza çıkan takımları yeneceğiz. Sporu da, spor üreten fabrika gibi çocuklarımızı da, kızların voleybol hentbol takımı olmasına da çok önem veriyorum. Liseden beri satranç oynuyorum. Turnuvaya falan katılmadım daha önce ama iddialıyım. Çok zevk alarak oynarım. Ayrıca çok iyi bowling oynarım. Strike(Bowling kukalarının hepsini devirmek) yaparım.Okey oynamayı da çok severim” diyen Savaş, “Sizi köy kahvelerinde okey oynarken de göreceğiz öyle mi” sorusu üzerine şöyle dedi: “Tabi gitsem oynarım. Çok severim okey oynamayı. Rast geldiğim zaman okey oynayanlara söylüyorum, aramızda espri oluyor. “Bakın çifte dönüyor, açabilir dikkat edin” diyorum. Piştiyi de oynarım. Hile yapmayı bilirim ama yapmam.”

“BATERİ ÇALMAK İSTİYORUM”

Ege Türküleri, Türk Halk Müziği, Pop gibi farklı türden müzikler dinlediğini belirten Savaş, “Profesyonel anlamda enstrüman çalmak çok isterdim. Örneğin bateri çalmak çok istiyorum. İlkokuldayken trampet çalardık. Bando takımının başında majördüm ben. Trampete yeteneği olan biri bateri de çalabilir diye düşünüyorum. Bu çok arzuladığım bir şey” dedi.

“GAZETECİ OLMAK İSTERDİM”

Bankacı olmasaydı Gazeteci ve Sinema yönetmeni olmak istediğini söyleyen Savaş,“Bankacı olmasaydım gazeteci olmak isterdim. Köşe yazarı olmak isterdim ama köşe yazarı olmak kolay değil, çok okumak gerekiyor, okuyacaksınız ki okuduklarınızdan ve gözlemlerinizden analiz üreteceksiniz, onları okuyucularınıza aktaracaksınız. Kolay bir meslek değil gazetecilik, çok zor bir meslek ama ben zor işleri seviyorum. Her gün, yıllardır yaklaşık 25 30 tane her kesimden köşe yazarını okurum. Gazeteci olmasaydım da sinema yönetmeni olurdum. Çünkü böyle bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Sinema da sahne arkasına bakarak değerlendiririm, ilerde ne olacağını tahmin ederim” dedi.

MUSTAFA SAVAŞ KİMDİR?

Mustafa Savaş, 1965 yılında Aydın’ın Çine ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra iş hayatına Halk Bankası’nda Müfettiş Yardımcılığı göreviyle başladı. Daha sonra Müfettişlik, Şube Müdürlüğü, Daire Başkanlığı yaptı. Ardından 2002 yılında Genel Müdür Yardımcısı oldu. Sigorta Şirketinin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi. Savaş "2001 krizinden sonra Bankanın yeniden yapılanmasında aktif görev almak; kaynakları doğru kullanma, finansal yönetim ve planlama becerisi, özel yatırım projeleri ve şeffaf bütçe yönetimi gibi önemli konularda uzmanlaşmamı sağladı” diyerek Ege ve Aydın’ın ekonomisi ile her zaman yakından ilgilendiğini belirtti.

Başkan Adayı Savaş, 7 yıllık evli, 4,5 yaşında Ali adında bir oğlu ve 18 aylık Fatma Aslı adında bir de kızı var. (GAMZE KORKMAZ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.