Takip Et

“Kanser hastalığı öldürmez, kendi duygularımız ve düşüncelerimiz öldürür”

Gazeteci Emin Aydın’ın tvDEN ’de hazırlayıp sunduğu Baş Başa programının konuğu, kanser savaşçısı Alaaddin Demir oldu. Savaşçı kişiliği sayesinde akciğer kanserini yenmeye devam eden Demir, kanser hastalarına ve kanser adaylarına önemli tavsiyelerde bulundu. Kişisel motivasyonun hastalıklarda çok önemli olduğuna dikkat çeken Demir, “Bir gün ölürsem kanserle ölmeyeceğim. Kanser hastaları korkmasın. Bizi kanser hastalığı öldürmez, kendi duygularımız ve düşüncelerimiz öldürür” dedi.

Kanserle yaklaşık bir yıl önce tanıştığını, ilk dönemde hastalığını umursamadığı için pişman olduğunu belirten Demir, “hastalığımı öğrendiğimde hiç umursamadım hep öteledim. İlk aşamada mücadele etmem gerektiğini çevremdeki insanlar aşıladı. Şu anki doktorum Profesör Sabri Barutçu hocama çok teşekkür ediyorum. Onun sayesinde tedaviye başladım. 4. evrede tedaviye başladım. İlk 3 kemoterapim oldukça ağır geçti, 2. kemoterapimde kalp krizi geçirdim ama yine de vazgeçmedim. Çünkü ben bu hastalığı 22 Aralık 2022'de doğum günümde öğrendim ve o gün başaracağımı kendi kendime söyledim. Hala 1-0 öndeyim, ben bunu yeneceğim benim gibi binlerce hasta var dedim. Adnan Menderes Üniversitesindeki doktorlara çok teşekkür ediyorum. Bizlere biz bunları nasıl yaşatabiliriz gözüyle bakıyorlar. Çevre illerden bile Aydın'a tedavi olmak için geliyorlar. Biz Aydınlı olarak bu konuda çok şanslıyız. Ben 83 kilodan 58 kiloya kadar düştüm birçok doku ve kas kaybettim. Ama mücadeleyi bırakmadım. Sağlık çalışanları bu hastalıkta çok önemli ama kişinin kendi motivasyon da çok önemli” diye konuştu.

“BEN BU HASTALIĞI YENECEĞİM, BU HASTALIK BENDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİL DİYE DÜŞÜNDÜM”

Hastalık sürecinde hastane ortamında ya da çevrede ki insanlardan dolayı karamsarlık duygusuna kapılmadığını motivasyonunun hep yüksek olduğunu dile getiren Demir, “Benim telefonumda şu anda hastane arkadaşım diye kayıtlı yüzlerce kişi var. Hepsi de kemoterapi tedavisi gören insanlar. Ben umutsuzluğa hiçbir zaman kapılmadım, umutsuzluğa kapılan arkadaşlarıma da hep umut aşıladım. Bu konuda hep geri dönüşler aldım, ‘sayende hayata bağlandım ve bunu yeneceğiz’ dediler. Bizim felsefemiz şu; biz kanser hastası olabiliriz, kanser herkesin vücudunda olan bir hücre ama biz bu hastalığa yakalandık. Çünkü kendimize iyi bakamadık sigara tükettik, kendimize özen göstermedik, kendi adıma söylüyorum spor yapamadık. Bu hastalıktan sonra geç kalmış olduğumuz şeyleri yapmaya çalışıyoruz. Kendimize daha iyi bakıyoruz, hayata daha iyi bakıyoruz. Benim en büyük avantajım motivasyonumdu, ‘ben bu hastalığı yeneceğim, bu hastalık benden daha güçlü değil diye düşündüm hep. Hocalarım benim için elinden gelen her şeyi yapıyorsa benim de bu mücadelede umutlu olmam gerekiyor. Alternatif tıp var ama ben öncelikle modern tip diyorum. Çünkü takviye istenilirse hocalarımız zaten bunu öneriyor. Örneğin bana ilk önce nar ekşisi, nar ve greyfurt ‘tan kesinlikle uzak duracaksın dediler. Adaçayını hayatından çıkartacaksın, şeker kullanmayacaksın dediler. Ben bunları yapmadım. Tamamen doktorlarım ne istiyorsa onları uyguladım. İnsanların dediklerini değil doktorların dediklerini yapın. Ziyaretime gelen insanlarla ziyareti kısa tuttum ve bana önerdiklerini yapmadım hocalarımız gerekli tedavileri bize öneriyor biz bunun dışına çıkamayız. Uzman olmayan kişilerin önerilerine kulak asmamak lazım. Pet sonuçlarım çıktığında nodüllerde herhangi bir değişim yoktu gerileme de yoktu stabil olarak kalmış. Ben o değerleri sabit tutarak gelişimini engelleyerek bunu başardım. Ben her kan ünitesi vermeye gittiğimde doktorum bana kan değerlerin mükemmel dediği zaman ben 1-0'dan 2-0'a geçiyordum moralim çok yükseliyordu. Şu anda da 9-0 öndeyim. Çünkü 9 kür aldım, 6 kür immünoterapi, 3 kür kemoterapi aldım. Bağışıklığı güçlendirme evresine geçtik şu an tedavim doğru ilerliyor” ifadelerini kullandı.

“OĞLUMUN BENİM O HALİMİ GÖRMESİNİ İSTEMEDİM”

Hastanede yaşadığı deneyimlerden ve tedavilerin olumsuz etkilerinden bahseden Demir, “Hastaneye ilk gittiğim dönemlerde hastalığın beni korkutan tek şeyi aşırı agresifleştirmesiydi. Sinirli ve kırıcı olmaya başlamıştım. Bunun sebebini ise 2. kürde öğrendim. En ağır kürü alıyorum ve 21 gün arayla küre giriyorum. Gülmeye, eğlenmeye hiçbir zamanım yok. Ağrılarım geçtikten sonra tekrar küre giriyorum ve ağrılarım artıyor, sinir sistemimi yıpratan şey de buydu. Eşime, dostuma, arkadaşlarıma kırıcı olmaya başladım bunlar almış olduğum kemoterapinin vücudumda oluşturduğu olumsuz duygulardı. Hastane odasında birlikte yattığımız arkadaşlarıma bunu sordum. Aynı duyguları onlar da yaşıyormuş. Sonra dedim ki ben ölmek istemiyorum ama karşımdaki insanları öldürüyorum. Kelimelerimle, davranışlarımla onları yıpratıyorum. Ölüm sadece toprağın altına girmek değil davranışlarımla da insanları öldürüyorum. Buradan da başta eşim olmak üzere kırdığım herkesten özür diliyorum. Sadece çok üzüldüğüm bir konu vardı. Canımdan çok sevdiğim çocuğum Şırnak'ta askerdi. Onun bende bir acısı vardı saçlarım, sakallarım döküldü. Oğlumla görüntülü konuşmaya çalıştığımızda konuşmak istemiyordum benim o halimi görsün istemedim. Çünkü benim mücadelem hastalığımlaydı. Oğlumun etkilenmesini istemedim veya oğlumun herhangi bir mimiğindeki üzüntüyü görüp benim etkilenmemem gerekiyordu. O yüzden görüşmek istemiyordum benim bu konuda en büyük destekçim Fevzi Eryalçın’dır. O benim patronum değil abim, babam, beni hiç yalnız bırakmadı. Fevzi abinin bana bir sözü vardı, ‘Alaaddin sen neleri başaramadın’ dedi. Bu cümle bana kendimi iyi hissettirdi. Gerçekten hayatımdaki her şeyde başarılı oldum” şeklinde konuştu.

“SAVAŞMAK ZORUNDASIN VE İNSANLARA ÖRNEK OLACAKSIN”

Kanser hastalığından sonra ki süreçte hayata bakış açısının değiştiğini yaşamanın daha anlamlı olduğunu söyleyen Demir, “Hayata daha farklı bakmaya başladım. İnsanlarla yaptığım sohbetler bana daha fazla haz vermeye başladı. Önceden hayata boş bakıyormuşum gibi düşünüyorum. Kendi kendimi sorguluyorum. Kendime ‘sen bu değilsin savaşacaksın, savaşmak zorundasın ve insanlara örnek olacaksın’ diyorum. Çünkü mutsuz insanlar çok. Bizi izleyen insanlar bir Onkoloji bölümüne gelsinler. Aydın'ın tamamı mı kanser? diye bir düşünürler. Orada yüzlerce insan var. Bazen yanımızdaki hasta arkadaşlarımız hemşireleri kırabiliyor. Buna da müdahale ediyorum. Birbirinizi kırmayın bizi yaşatmak için uğraşıyorlar diyorum. Bir gün bir hemşire benim sadece bir damar yolumu bulmak için 5 ayrı noktadan damarımı bulmak zorunda kaldı ve buldu da. Ama açıklaması neydi biliyor musunuz? ‘abi canın yandı mı özür dilerim’ dedi. Bu insanlar sizi tanımıyor başkası bunu yapmaz bana can vermek için uğraşıyorlar. Bu süreçte insanları kırmaktan kaçınmayı öğrendim” dedi.

“KANSER OLMAK İSTEMİYORLARSA SİGARAYI BIRAKSINLAR”

Beslenmesine dikkat etmediğini ve çok fazla sigara tükettiği için kanser hastası olduğunu düşünen Demir, “Sanırım hasta olmamın sebebi günde 3 paket sigara içiyor olmamdı. Patronum, Fevzi abim, şu an emekli oldum ama bu kadar sigara içme diyordu. Fevzi abi ile yolculuk yaptığımız zaman ben farklı bir arabayı tercih ediyorum sigara içmek için. Ama artık sigara içenlerden tiksiniyorum. Kahvaltı yapmadan sigaraya başlıyordum. En büyük etken şu; kanser olmak istemiyorlarsa sigarayı bıraksınlar. Lütfen bu dediğimi dikkate alsınlar. Bunun acısını hala yaşıyorum. Sigara dışında da aşırı stresin sebep olduğunu düşünüyorum. Bu iş strese bağlanıyor ama bu işten kurtuluşun yolu da moral. İnsanların bana aşıladığı morali çok seviyorum. Abi seni çok iyi gördüm demeleri bana çok iyi geliyor. Seni çok kötü gördüm diyen dostlardan kesinlikle uzak duralım. Çünkü geride bırakacağım insanlara savaşacağım diye sözüm var. Ben her ümidi bir gol sayıyorum ve şu an çok öndeyim. Kanser öldürmüyor insanların düşünceleri, vazgeçmiş olması öldürüyor. Ben mücadele etmeseydim 2. kürde kalp krizi geçirdiğim zaman ölmüş olabilirdim diye düşünüyorum. Kardiyologlar çok şiddetli bir kalp krizi geçirdiğimi söylediler. Hayretler içerisinde bakarak bünyen kuvvetliymiş dediler. Her şey kendi beynimizde bitiyor. Tabi sadece sigara değil beslenme de çok önemli. Şeker kan hücresini besleyen bir madde ama vücudun şekere de ihtiyacı var. Bizim kök hücreleri öldürmemiz gerekiyor. Ben bunları beynimde öldürdüm. Tek başıma otururken kendimi dinliyorum rahatsızlığımla konuşuyorum, sorguluyorum. Seni yeneceğim benimle alt edemezsin sen istediğin kadar vücudumda gez ben seni yendim diyorum. Zaten benim en büyük korkum beynimde kötü düşünmeye başlamamdı ama ben de bu mücadele varken benim beynimde de kanser barınamaz. Lütfen dirençli olalım, kuvvetli olalım. Bize verilen manevi destekleri kabul edelim. Çünkü başarıya ulaştıracak olan bu desteklerdir” diye konuştu.

“SİGARA İÇMEK ÖNEMLİ ADAM GİBİ HİSSETTİRİYORDU”

Çok fazla sigara tüketmesinin sebebini insan egosundan kaynaklı olduğunu belirten Demir, “Sigarayı sadece kendi egolarımızı tatmin etmek için içiyoruz yoksa zevk aldığımız için değil. Ego dediğim de şu evliyim, çocuklarım var, işim var, çevremde sevdiğim insanlar var. Ben sigarayı dertten içmiyordum maddi manevi hiçbir derdim yoktu. Sigara içmek önemli adam gibi hissettiriyordu ego dediğim bu. Zevk olarak içiyordum ama şimdi bana keder oldu. Artık insanlar sigarayı da aştı uyuşturucu kullanımına geçtiler. Ne olur tüketmesinler tüketim yaşı da çok düştü. Merak ederek başlıyorlar ve bağımlılığa dönüşüyor. Ben askerdeyken sigaraya başladım ve 54 yaşında kanser oldum. 10 yaşında uyuşturucuya başlamış bir çocuk benim yaşımı bile göremeyebilir. Ben kendi vücudumdan özür diliyorum bunları ona yaşattığın için. Vücudum da beni dinliyor. Çok özen gösterdiğim saçlarım, kaşlarım, sakallarım hepsine 7-8 ay hasret kaldım. Bunun psikolojisi çok kötü oluyor. Fevzi abim şahittir, saçlarım dökülmeye başladığı zaman ben saçlarımı kendim yolmaya başladım. Dedim ki hastalık sen benim saçımı dökmeyeceksin bu saç benimse ben kendim yolacağım dedim ve yolmaya başladım” ifadelerini kullandı.

“KANSERE TESLİM OLMAM AMA BU KELİMEYE TESLİM OLURUM”

Gazeteci Emin Aydın’ın yönelttiği “Savaşmaya devam ettiğiniz hayatınızda bugüne kadar nelerle savaştınız?” Sorularını cevaplayan Demir şunları kaydetti: İnsanlarla savaştım, askerlik döneminde PKK ile savaştım. Haksızlıklarla çok savaştım. 1990'lardan beri Emniyet Teşkilatlarına da sorabilirsiniz. Hep insanlara yapılan haksızlıklarla savaştım. Usulsüzlük yapan insanların hep karşısındaydım hala da karşılarındayım. Çünkü ben ölmedim hayattayım. Geçmişe dair kendi kendime konuştuğumda yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diyorum. O yüzden pişman olduğum hiçbir şey yapmadım. Hiç kimsenin hakkını yemedim, isteyerek bilerek hakkımı yedirdim ama hiç kimsenin hakkını yedirmedim. Benim için tek bir kişi benim hakkımı yedi derse beni kanser değil ama ben kendi ellerimle kendimi öldürürüm. Kansere teslim olmam ama bu kelimeye teslim olurum” dedi.

“KANSER DE BENİM İÇİN İYİ BİR ŞEY OLDU ASLINDA”

Geçmişte gayrimeşru ortamlarda bulunduğu için pişmanlık duyan ve insanlardan helallik isteyen Demir, “Ben gayrimeşru ortamlardan gelen biriyim. Anlaşamadığım insanlarla karşı karşıya geldik. İnsanlar hakkını helal etsin. Bulunduğum ortamlarda duyduğum pişmanlıklar var. Benim bugünlere gelmemin en büyük vesilesi Aydın Emniyet Müdürlüğüdür. Hayat benim karşıma hep doğru insanları çıkardı. Suçlusun gözüyle bakmadılar. Alaaddin sen bu insan değilsin sen kendine hak yolunu seç, hukuk yolunu seç dediler. Şimdi de aynısını kanser bana bunu yapıyor. Sigarayı bırak, olumsuz düşünceleri bırak diyor. Kanser de benim için iyi bir şey oldu aslında. Sevdiklerim bıraktıramadı ama kanser bıraktırdı. Gayrimeşru hayatıma devam etmiş olsaydım belki de bugün burada olmazdım” şeklinde konuştu.

“KANSER HASTALARI KORKMASIN”

Kişilerin duygu ve düşüncelerinin pozitif yönde olmasının önemini ve kanser hastalarına tavsiyelerde bulunan Demir, şunları söyledi: “İnsanlar doğru, mert bir şekilde kimseyi kırmadan yaşasınlar. Ellerinden gelen iyiliği yapsınlar o iyilik onlara geri gelir kaybettiği hiçbir şey olmaz. O iyiliğin karşılığı sunulacaktır ve iyilik yaptığım insan bir gün beni düşkün görürse ilk elimden tutacak kişi de o olur. Hayatta yapmak istediğim tek şey iyilik yapmak. İnsanlar kendileriyle barışık olsunlar. Ben yarın ölecek miyim? nereye gömüleceğim? bunları düşünmesinler. Bir gün ölürsem kanserle ölmeyeceğim. Kanser hastaları korkmasın. Bizi kanser hastalığı öldürmez, kendi duygularımız ve düşüncelerimiz öldürür Ölmeyeceğiz arkadaşlar, herkes yaşama hakkına ne kadar sahipse biz de sahibiz. Kanser olmayan ama kanser adayı herkese önerim, sigara içmesinler ve yediklerine içtiklerine dikkat etsinler. Fast food yiyeceklerden uzak dursunlar. Tüm herkesi de vatanıma çok seviyorum. Şu an yüzde 90 kanseri yenmiş durumdayım. Yüzde 10’luk kısımda bitince tüm ülkeyi gezip yaşadığım deneyimleri insanlara anlatıp onlara umut olacağım.” (NEFİSE NUR BAYRAK)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.