AyFm 100.5
  • 24 Kasım 2019, Pazar 16:45

"Her gün 450 kişi kanser tanısı alıyor"

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Öztürk Ceyhan,"Türkiye'de bir yılda 163 bin 520 kişi kanser vakası olarak tanımlandı. Her gün 450 kişi kanser tanısı alıyor. Kadınlarda daha çok meme kanseri tanısı alınıyor. Kilomuzu kontrol etsek, fiziksel aktivitemizi artırsak aslında kanserden de uzaklaşmış oluyoruz. Taramaların düzenli olarak yapılması lazım." dedi.

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Öztürk Ceyhan, ADÜ Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Kurucu Başkanı Prof.Dr.Sabri Barutca ve Beslenme Uzmanı Rabia Yoran'ın konuk olduğu Ayşe Yılmaz'la Günaydın Ege'de Sağlık Vakti'nde kanser konuşuldu. Çağımızın en hızlı yayılan, genetik olduğu kadar çevresel faktörlerinde etkisiyle adını sık duyduğumuz kansere dair merak edilenler ele alındı. Uzmanlar, kanserin nedenleri, beraberinde getirdiği hastalıklar ve beslenmesine kadar birçok konuda bilgi verdi.

ADÜ Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Kurucu Başkanı Prof.Dr.Sabri Barutca, "Kanser, bir hücresel işlev bozukluğudur. Uzun yaşam sürecimiz boyunca hücrelerimizin DNA'larında bozulmalar olabiliyor. Mustasyonlar ile hücreler işlevlerini yitiriyor. Kanserin başlaması için tek bir hücrenin hasar görmesi yeterlidir.

"KANSER HASTALIĞI ÖLÜMCÜLDÜR"

Genetik olarak kişilerin onarım mekanizmalarında sıkıntı varsa veya dış etkenler genlerimizde bozulmaya neden olursa hücreler kontrolsüz bölünmeye başlar, durmaz ve ölümsüzlük kazanarak hücre çoğalmaları olur. Fonksiyon ve yapısal bozuklukların yanı sıra bir çok bileşenle kanseri ortaya çıkartır ve ölümcül olur. Kanser erken tanısı zor olan bir hastalıktır. Kanser nasıl bir hastalıktır; Tehlikeli bir hastalıktır. Vücudumuzdaki kendi hücremiz aşırı miktarda kontrolsüz çoğalıyor. Tıpkı beyni hasarlı bir araç gibi. Vücudumuz tarafından yabancı olarak da görülmüyor ve sürekli çoğalıyor. Tehlikeli ve korkulması gereken bir hastalıktır. Bilim adamları tarafından iyi anlaşılmamış bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz.

"ERKEN TANI KURTARIR"

Kanserin tanısı biyopsi ile konulur. Kansere erken tanı tarama ile yapılabilir. Kanser vakası olan ailelerde mutlaka yapılması gerekiyor. Çeşitli kan ve genetik tahliller yapılmalıdır. TaşIyan insanın kanser olup olmayacağı ile ilgili ipuçları vardır. Akraba arasında kanser vakası varsa ihtimaller artıyor. Bu kişilerin profosyonel danışma almaları gerekmektedir. Erken teşhis açısından risk grubu aileliler ayrıca incelenir. Çok yoğun sigara içenler, madenciler veya hepatit B taşıyanlar ayrıca izlenmelidir. Erken tanı kurtarır. Her sağlıklı bireyin mutlaka erken tanı için kontrollerini yaptırması gerekiyor." dedi.

"YILDA 163 BİN KİŞİ KANSER TANISI ALIYOR"

Diyabet ile kanserin ilişkisini anlatan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Öztürk Ceyhan, "Türkiye'de bir yılda 163 bin 520 kişi kanser vakası olarak tanımlandı. Her gün 450 kişi kanser tanısı alıyor. Kadınlarda daha çok meme kanseri tanısı alınıyor. Erkeklerde prostat kanseri ön plana çıkıyor. Türkiye'de yılda 6 bin kişi sadece obez olduğu için kanser tanısı alıyor. Kilomuzu kontrol etsek, fiziksel aktivitemizi artırsak aslında kanserden de uzaklaşmış oluyoruz. Taramaların düzenli olarak yapılması lazım.

"KANSER RİSKİ NASIL AZALIR"

Kanser üzerinde genetik faktörler kadar çevresel faktörler de oldukça etkilidir. Genetik faktörleri değiştiremesek de çevresel faktörler değiştirilip düzeltilebilmektedir. Sağlıklı bir yaşam biçimi ile çoğu kanser türünün önüne geçilebilir. Zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, yeterli ve dengeli beslenmek, fiziksel aktiviteye dikkat etmek kanserden korunmak için büyük önem taşımaktadır. Kanser hastalığına yakalanma riskini azaltmak için tütünden, alkolden uzak durulmalı ve hareket artırılmalıdır. Diyabetin oluşmasındaki temel sebepler ile kanserin oluşmasındaki sebepler örtüşüyor. Aynı sebeplerden olan hastalık bir araya geldiğinde ayırmak çok mümkün olmuyor." diye konuştu.

"DOĞRU BESLENME İYİ HİSSETTİRİR"

Kanserli hastaların beslenmesi hakkında bilgi veren Diyetisyen Rabia Yoran ise " Kanserli hastalar için standart bir beslenme programı bulunmamaktadır. Beslenme, uygulanan tedavilere bağlı olarak meydana gelen yan etkilerin türü ve şiddetine göre düzenlenmektedir. Ancak, genel olarak tedavi süresince yapacağınız doğru beslenme;

Psikolojik açıdan daha iyi hissetmenizi sağlar. Enfeksiyon riskini azaltır. Kilonuzu ve vücutta depolarınızı korumaya yardımcı olur. Oluşacak komplikasyonları azaltır ve iyileşmeyi destekler.

"ŞEKERDEN UZAK DURUN"

Şekerli besinlerin aşırı tüketimi sonucu meydana gelen kan şekerindeki aşırı artış, bağışıklığı olumsuz etkileyerek tedavide aksamalara ve enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Besleyici değeri oldukça düşük olan basit şeker ve basit şeker içren besinlerin aşırı tüketimi doygunluğa neden olarak besleyici değeri yüksek olan besin tüketimini azaltacaktır. Ayrıca diyabeti veya insülin direnci bulunan bireylerde yüksek kan şekeri ve insülin tümör hücre büyümesine yol açmaktadır.

"SIVI ALIMINI ARTIRIN"

Hastalık süresince kullanılan ilaçların vücuttan daha hızlı uzaklaştırılması ve normal çalışma dinamiğinin korunabilmesi için en az 2-2.5 litre sıvı alınmalıdır. Alkol ve sigara tüketiminden uzak durun. Kanser hücresi oluşumunu tetiklediği için bu tür zararlı alışkanlıklarınızı minimuma düşürün hatta kaldırın.

Hayatınıza düzenli egzersiz ekleyin." diye konuştu. (AYŞE YILMAZ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.