
İzmir Demokrasi Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Refik Kunt, inmeyi önlemek için yapılması gerekenler konusunda farkındalık yaratmak ve inmeye dikkat çekmek amacıyla her 10 Mayıs'ta kutlanan Dünya İnme Önleme Günü ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
Kunt inme hakkında bilgiler vererek farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı. Kunt yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; İnme, tıptaki tüm gelişmelere rağmen en önemli sağlık sorunlarından birisidir ve beynin bir bölgesinde kan akımının engellenmesi ya da beyin damarından kanın dışarı sızması sonucu beyin dokusunda oluşan ani başlangıçlı bir harabiyettir. İnmelerin yüzde 80’i damar tıkanıklığına (beyne kan akımını sağlayan damarlardan biri aniden pıhtı ile tıkanır), yüzde 20’si de kanamaya (beyin damarlarından biri ani şekilde yırtılır ve kan beyin dokusu içine sızar) bağlıdır. Halen pek çok ülkede ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü sırada yer alan ve özürlülüğün en sık, bunamanın sa Alzheimer hastalığından sonraki ikinci sık nedeni olan inme konusunda farkındalığın artması gereklidir.
GÖRÜLME SIKLIĞI NASILDIR?
Görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, istatistikler dünya genelinde her 6 kişiden birinin hayatlarının bir döneminde inme geçireceğini ortaya koymaktadır. Bugünkü rakamlara bakıldığında her iki saniyede bir, bir kişi inme geçirirken her 6 saniyede bir, bir kişi hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise; Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2017 yılı verilerine göre, kalp hastalıklarını takiben inmenin üçüncü en sık ölüm nedeni olduğunu bildirdi. 37.885 vatandaşımız geçtiğimiz yıl inme nedeniyle hayatını kaybetti, başka bir ifade ile ülkemizde her 13 dakikada, bir kişi inme nedeniyle vefat etti. Bu sayının yaklaşık 10 katı da beyin damar hastalıklarına bağlı olarak yürüme-konuşma yetisini kaybetti ve belki bakıma muhtaç, yatalak durumda.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Konuşmada bozulma, bir ya da iki gözde ani gelişen görmede azalma, çift görme, yüzde asimetri, ağız köşesinde düşmenin yanı sıra özellikle bir vücut yarısındaki (tek taraflı) kol ya da bacakta kuvvet kaybı veya uyuşma, denge veya koordinasyon kaybı inmenin en önemli klinik işaretlerdir.
HASTA VE HASTA YAKINI OLARAK NE YAPMALI?
İnmeyi; kalp krizinde olduğu gibi "beyin krizi" olarak düşünmek gereklidir. Acil bir durumdur. Hasta ve yakınlarının bu olayı tanımaları gereklidir. Yani bir konuşma bozukluğu veya tek taraflı güç kaybı olduğunda felç geçirdiğini zaten halkımız genel olarak bilmektedir ancak soğuk su dökmek, biraz bekleyelim geçer gibi düşüncelerle genellikle bir süre hasta bekletilmektedir. Oysa ki hızla, vakit kaybetmeden tıbbi yardım gereklidir. Biz bu durumu ‘zaman beyindir’ olarak ifade etmekteyiz. Yani kaybedilen her dakika, beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. Erken tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki beyin hasarlandıktan sonra geriye dönüş yoktur. Geç kalmak beyindeki ve bedendeki kalıcı harabiyeti daha da ağırlaştırır. Bu nedenle sizin ya da yakınınızdaki birinin inme geçirdiğini düşünüyorsanız derhal en yakın hastaneye gidin. Belirtiler birkaç dakika içinde ortadan kaybolsa dahi ambulansı arayın çünkü bu yaklaşmakta olan potansiyel güçlü bir inmeyi önlemek için son fırsatınız olabilir.
TEDAVİDE NELER YAPILIYOR?
Tedavide ilk 4.5 saat çok önemlidir. İnmede ne kadar erken müdahale, o kadar az beyin hasarıdır. Damar tıkanıklıklarında en önemli yöntem; belirtilerin başlamasını izleyen ilk 4.5 saat içinde, hastanın tıbbi durumu uygunsa, pıhtı çözücü (trombolitik) veya başka bir ifade ile damar açıcı tedavidir. Bu tedavide amaç pıhtının eritilmesi yoluyla tıkanan damarları açmaktır, böylece kansız beyin bölgesindeki hasar en aza indirgenerek hastalığın mümkün olan en az kayıpla geçirilmesi sağlanır. Ülkemizde 2006 yılında ilk defa uygulanan bu tedavi yönteminin uygulanması ve yaygınlığının artırılmasını Türk Nöroloji Derneği ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği teşvik etmekte ve güvenlik kriterlerine uygunluğunu denetlemektedir. Son yıllarda özellikli merkezlerde; pıhtı çözücü tedavi kriterlerine uygun olmayan veya bu tedaviye yanıt alınamayan veya yanıt alınamayacağı öngörülen hastalarda anjiyografik olarak beyin damarlarından pıhtı çekme tedavileri uygulanmaktadır. Bu özellikli merkezlere hastaların yönlendirilmesi hususunda il sağlık müdürlüğü öncülüğünde hastaneler protokol hazırlamalı ve uygun hastaların en kısa sürede sevki planlanmalıdır.
RİSK FAKTÖRLERİ ENGELLENEBİLİRSE 10 HASTADAN 9'UNU İNMEDEN KURTULABİLİR!
Yaşam tarzımızda basit birkaç değişiklik ile inmeden korunabiliriz. Örneğin alkol ve sigara alışkanlıklarını bırakarak, Akdeniz diyeti ile beslenerek, egzersiz yaparak, şeker ve tansiyon değerlerinizi (ilaç kullanarakta olsa) normalize etmek gibi. Eğer bu risk faktörleri düzeltilebilirse inmeyi yüzde 90 oranında engelleyebiliyoruz. Başka bir ifade ile inme geçirecek 10 hastadan 9'unu kurtulabilir. Eğer daha önce inme geçirdiyseniz mutlaka en az 6 ayda bir sıklıkta nöroloji hekiminize başvurmayı ihmal etmeyiniz. Tıkayıcı (pıhtı nedeniyle) inme geçirdiyseniz kan sulandırıcılarınızı düzenli kullanınız. Fizik tedavinizi ihmal etmeyiniz. İnme sonrası felçli tarafta ciddi kasılmalarınız varsa botoks tedavisi açısından değerlendirilmek üzere ilgili merkezlere başvurunuz.” (AYŞE YILMAZ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.