“Milli Park mesire alanı değil, hep birlikte korumalıyız”

Aydınlı doğaseverler, Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda bazı ziyaretçilerin kurallara uymayarak hem doğayı hem de binlerce insanın can güvenliğini tehlikeye attığını belirterek önemli bir çağrıda bulundu: “Milli Park mesire alanı değil, ülkemizin milli değeri.”

Türkiye’nin en önemli doğal zenginliklerinden biri olan ve çok sayıda endemik bitki türü ile yaban hayatına ev sahipliği yapan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun yanı sıra Bern, Rio, Barselona ve Ramsar sözleşmeleri kapsamında da uluslararası koruma altında bulunuyor.

“MİLLİ PARK ADETA BOMBAYLA DOLAŞILAN BİR ALANA DÖNÜŞÜYOR”

Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, yaptığı açıklamada özellikle yaz aylarında yoğun ziyaretçi baskısı nedeniyle büyük riskler yaşandığını söyledi. Ziyaretçilerin çoğunun alanı piknik ve mesire yeri gibi kullandığını dile getiren Sürücü, bazı kişilerin tüp ve yanıcı maddelerle parkta büyük tehlikeye yol açtığını belirtti:

“Bu kişiler, adeta ellerinde bombayla dolaşır gibi tüp gibi yanıcı maddeleri kullanıyor. Bu durum binlerce insanın hayatını ve milli parkın geleceğini tehlikeye atıyor.”

“HERKES DUYARLI OLMALI”

Milli Park’a her gün binlerce araç ve ziyaretçinin girdiğini, bu yoğunlukta kontrolün güçleştiğini ifade eden Sürücü, vatandaşlara da önemli bir görev düştüğünü belirtti:

“Burada küçük bir dikkatsizlik büyük bir felakete yol açabilir. Her ziyaretçi çevresindeki olumsuz bir durumu gördüğünde mutlaka milli park yönetimine ve jandarmaya bildirmeli. Bu doğa harikasını hep birlikte korumak zorundayız.”

“ZİYARETÇİ YÖNETİM PLANI ŞART”

Milli Park’ta yangın riskini azaltmak ve doğal dengeyi korumak için “ziyaretçi yönetim planı” hazırlanması gerektiğini vurgulayan Sürücü, taşıma kapasitesinin “koruma ilkesi” gözetilerek belirlenmesi gerektiğini söyledi.

Son olarak tüm kurumlara ve vatandaşlara çağrı yapan Sürücü şu ifadeleri kullandı:

“Milli Park bir mesire alanı değil, ülkemizin korunması öncelikli nadir doğa alanlarından biridir. Bu değerimizi ancak kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve tüm vatandaşlarımız el ele verirse koruyabiliriz.” (ERDAL AYDIN)