AyFm 100.5
  • 24 Ocak 2016, Pazar 11:32

"Gazetecilik aşk mesleği"

Bu hafta Basından Hayatlar röportajımıza keyifli sohbetiyle Erdoğan Eker Konuk oldu. Azmi ve mücadelesiyle kendine hayran bırakan Eker, 15 yaşlarında tutulmuş gazetecilik sevdasına. O gazetecilik yapmak isterken hayat onu başka yönlere savurmuş ve öğretmen olmuş. Öğretmen olmasına rağmen içindeki ateşi bir an olsun söndürmemiş ve yazılar yazmış gazetelere. Yazıları yüzünden 11 kez soruşturma geçirse de vazgeçmemiş. 28 yıllık öğretmenlik hayatından sonra gazeteciliğe başlamış hem de emekliliğinden 15 gün sonra. O emeklilik hayalleri kuran insanlardan değil, o gazeteciliğe aşık olan insanlardan. Ben keyifli bir sohbet ettim umarım siz de keyifle okursunuz. İşte basından Hayatlar röportajımızda anılarıyla, tecrübesi ve hoş sohbetiyle Erdoğan Eker…

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Erdoğan Eker kimdir?

1944 Nazilli doğumluyum. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Anadolu Üniversitesi Eğitim Ön Lisans Fakültesini bitirdim. 28 yıllık öğretmenliğin ardından gazetecilik mesleğini yapmaya başladım. Nazilli Yeni Haber sitesinin İmtiyaz Sahibiyim.

“GAZETECİLİK KÜÇÜK YAŞTA HAYATIMA GİRDİ”

-28 yıllık öğretmenliğin arkasından nasıl başladınız gazeteciliğe?

Küçüklükten bu yana gazetecilik mesleğine ilgi duyardım. 15 yaşında İzmir’de bir gazetenin düzenlediği spor yazısı yarışmasından ayakkabı ve eşofman takımı kazandım. Bu olay benim gazeteciliğe olan bakışımı değiştirdi. İçimdeki gazetecilik ateşini alevlendirdi.

-Neden öğretmenliği tercih ettiniz?

O zamanlar çok fazla meslek seçme lüksümüz yoktu. Aslında askerliğe çok meraklıydım ama ailem istemediği için vazgeçtim. Bu arada içimdeki gazetecilik aşkını da söndürmedim. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Eğitim Ön Fakültesini bitirdim ve öğretmenliğe başladım. Öğretmenlik yaparken de Nazilli’de bulunan Anadolu Gazetesine yazılarımı gönderdim. Yazdığım yazılar yüzünden meslek hayatımda 11 kez soruşturma geçirdim hiçbir ceza almadım sadece uyarı aldım. Çok hareketli bir hayatım olmuştu. Meslekte çalışırken 38 yaşında Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulunu kazandım. Okul numaram 1258’dir hala unutmam. Orada eğitime devam ettim. Okulda gençler bana dayı, ağabey diye seslenirdi. Benim içinde ayrı bir tecrübe olmuştu. Memurlukta en yüksek dereceye geldiğim için devam etmedim. İçimdeki ateş sönememişti ve 28 yıllık öğretmenlik mesleğinin ardından gazeteciliğe başladım.

GAZETECİLİK SÖNMEYEN SEVDASI

-Nasıl gelişti olaylar biraz bahseder misiniz?

Gazetecilik benim içimde sönmeyen bir ateşti. Spora ilgili bir insan olduğum için birçok spor yazım Nazilli Anadolu Gazetesi’nde çıkardı. Öğretmen olduğum için spordan başka yazı yazamazdım. 1990 yılında emekli oldum ve 15 gün sonra Anadolu Gazetesi’ni satın aldım. Nazilli’de Yeni Asır Gazetesi Temsilciliğini yapan çok sevdiğim kardeşim Atilla Karpınar Aydın’a gidince Nazilli temsilciliğini bana teslim etti. Yeni Asır ve Sabah’ın 17 yıl Nazilli’de temsilciliğini yaptım. Aktif olarak muhabirlik hayatım başlamıştı ve çok flaş haberlerim çıkardı.

-Gazeteci olunca neler değişti hayatınızda?

Emekliliğimi yaşamak istemiyordum. Heyecanlı ve hareketli bir insandım. 43 yaşında başladığım gazetecilik mesleğini halen sürdürüyorum. Artık insanlar beni öğretmenlik mesleğimle değil gazetecilik mesleğimle tanıyorlar. Bunun gibi birçok şey değişti hayatımda ve spor yaşantım daha aktif oldu.

-Nasıl?

Spor hayatımın vazgeçilmezleri arasında Futbol Antrenörlüğü ve Hakemliği kursunu bitirdim. Futbol terimleri ve pozisyonları çok iyi bildiğim için Ege TV’de canlı maç anlatıyorum. Bölge maçlarını da takip ediyorum. Dilim bu kadar akıcı olmasa maç anlatımı yapamazdım. Ayrıca Rıdvan Dilmen’in kaptanlığını yaptım.

-Biraz bahseder misiniz?

O zaman gazeteci değildim. Yamalak’ta öğretmenlik yapıyordum ve 24 köy takımının katıldığı bir futbol turnuvası düzenledim. Her takımında dışardan 3 oyuncu getirme hakkı vardı. Ben de Nazilli’de Rıdvan Dilmen’i, Ali Çine’yi, Murat Dilmen’i getirdim. Biz grubumuzda birinci olurken, Başaran takımı da birinci oldu. Birinci olan takımlar Aydın Spor - PTT maçının oynanacağı statta maç yapma şansını yakaladı. Ben o zaman Rıdvan Dilmen’in başında kaptan olarak çıktım. O maçta Rıdvan tek başına 5 gol attı. Biz maçı 9-2 kazanmıştık ve karşılaşmadan sonra Aydın Spor sahaya çıktı. İlk yarı golsüz bitince seyirci, ‘Yamalak sahaya’ diye bağırmaya başlamıştı.

-Büyük takımlarında maçlarını da anlatmak ister miydiniz?

Futbola A’dan Z’ye hakim olduğum için sıkıntı çekmeyeceğime inanıyorum. Büyük takımların maçlarını anlatmak kim istemez ki?

-Unutamadığınız anılarınız var mı?

Türkiye’nin gündemine düşen ‘Cinayet gibi doğum’ haberini yapmıştım. Hamile kadına doktoru bebeği iri olduğu için normal doğumun mümkün olmadığını söylemiş. Kadının sancısı başlayınca ailesi kadını hastaneye götürüyor fakat doktorları o sırada şehir dışında. Aile durumu diğer doktora anlatıyor. Doktor dinlemeyip normal doğuma alınca çocuğun sadece baş kısmı çıkmış. Anne de bebek de tehlikeye girince doktor bebeğin başını kesiyor ve çocuğu sezaryenle alıyor. Sabah gazetesi arka arkaya bu haberi vermişti. Türkiye o zaman Erdoğan Eker ismini tanıdı.

Bu haberden sonra Yeni Asır Şebnem Bursalı benimle ilgili bir yazı yazmıştı. ‘Cinayet gibi doğum’ haberindeki anlayış gerçek haber anlayışıdır’ demişti. ‘Nazilli’de Erdoğan Eker, haberin namusuna dokunmadan yorum yapmadan yalın bir haliyle topluma vermesi örnek bir gazetecilik göstergesidir’ diye yazması beni çok gururlandırmıştı.

-Başka?

Köyün birinde trafik kazası oldu. Haber için gittiğimizde iki çoban köpeğin saldırısına uğradım. Hayatımın 100 metresini orada attım. Koşarak bir ağaca tırmandığımı hatırlıyorum. O an bir kedi benim kadar hızlı tırmanamazdı sanırım. Bu anımı unutamıyorum. (Gülüyor)

Zor yaptığım haberlerim olurdu özellikle öğrencilerimin öldüğü ölüm haberleriyle çok sarsıldım. Genç yaştaki bu ölümlere yakışıksız ölümler diyordum. Beni en çok duygulandıran haberlerdi.

Ersun Yenal’la ilgili bir haberim vardı. Nazilli Sporda futbolcu olarak oynayan Ersun Yenal, Nazilli’de bir şike olayına karışmıştı. Yaptığım haberi 20 sene önceye dayandırmıştım o zamanda Yeni Asır temsilcisi Süleyman Alyörük yapmıştı. ‘20 sene sonra o zaten bir şikeciydi’ diye ben büyük bir haberini yaptım. Sabah gazetesi manşetten verdi. Fotomaç ‘Ersun şikeciymiş’ diye çıktı. Büyük bir haber olmuştu.

ALDIĞIM ÖDÜLLER BENİ ŞEVKLENDİRDİ

-Ödül aldınız mı?

Yeni Asır’ın her ay yapılan ödül töreninde sayısız birincilik ve mansiyon ödülleri aldım. Ödül almam beni daha da mutlu etti. Gazeteciliğimin vitesini artırdı diyebilirim birinci ikinci viteste giderken 3’e 4’e geçtim diyebilirim. (Gülüyor)

-Nasıl geliştirdiniz kendinizi?

Meslek yaşantım boyunca düzenlenen birçok seminere katıldım. Katıldığım toplantı ve seminerlerde gazetecilik hakkında önemli bilgiler edindim. Gazeteci siyasi, gazeteci zengin ilişkiler çok önemli siz bunlara dikkat etmezseniz gazeteci olamazsınız. Artık gazeteciliğimden ziyade köşe yazılarımla topluma faydalı olmaya çalışıyorum.

-Nazilli basınını değerlendirir misiniz?

Nazilli’de basın olarak söylediklerimizi dikkate almadılar. Basın olarak Nazilli için hep çalıştık. Nazilli’de polis okulu vardı. Polis okulunun gideceğini söyledik. O günün milletvekilleri ‘çığırtkanlık yapmayın’ dedi. ‘Öyle haber aldık önleyin bunu’ dememize rağmen dinlemediler. Ama okul gittikten sonra milletvekilleri ‘doğru söylemişsiniz siz bizden daha da ileriyi görmüşsünüz’ demelerine rağmen iş işten geçmişti.

“FEDAKARLIK KISMINI DÜŞÜNEN YAPAMAZ”

-Fedakarlık isteyen bir meslek mi?

Gazetecinin zamanı olmaz, gece 3’te sıcak yatağınızdan kalkıp gitmek zorunda kalkabilirsiniz. Halkın

haber alma hakkına saygı duymak için gazetecilik yapıyorsanız, bunu yapacaksınız. Fedakarlık kısmını çok düşünen insanın yapamayacağı bir meslek.

-Aydın futbolu hakkında neler söylersiniz?

Aydın ve Nazilli konularında çok hassas bir gazeteciyim. İlimiz ve ilçemizdeki futbolu sen ben diye ayıramayız. Bu rekabet düşmanlığa dönüşmeden devam etmelidir.

-Yerel gazeteler dünden bugüne ne gibi değişimler gösterdi?

Yerel basının üst seviyeye doğru ilerlediğine inanıyorum. Mehmet Aydın’ın bir sözü var ‘Resmi ilan almak için gazetecilik yapacaksanız yapmayın. Tek amaç değil ek amaç olsun’ diyor. Çok doğru bir söz ilan almak için gazetecilik yaparsanız mutlaka batarsınız. Aydın’da da yerel basın büyük gelişimler gösterdi. Gelişen teknolojiye ayak uydurduğunu düşünüyorum.

-Gazetecilik yapmak şimdi daha mı kolay?

Herkes bunun farkındadır. Gazetecilik şimdi daha kolay bir meslek oldu. Eskiler bunu hep söyler çünkü teknoloji bu kadar ileri değildi. Eskiden otobüslerle İzmir’e haber gönderirdik. Teknoloji hayatımız kolaylaştırdığı gibi gazeteciliği de kolaylaştırdı. Gazetecilik şimdi teknolojiye karşı bir yarışta. Önemli olan habercinin zihniyetinin değişmemesi.

GAZETECİLİK MESLEĞİN STANDARDI YOK

-Basın ilkeli davranıyor mu?

Kişilerin hak ve özgürlüklerine girmek gazetecilik değildir. Boş duran herkes bu mesleği yapmaya çalışınca gazetecilik seviye kaybetti. Berber, marangoz belge isterken gazetecilikte hiçbir şey sorulmuyor. Bunun için standardı yükseltmek amacımız olsun. Medyayı kullanarak şantaj yapanlar gazeteci değildir. Bu mesleğin adını kirletmeye kimsenin hakkı yoktur.

-Gazetecilik nasıl yapılmalı sizce?

Gazeteciliğin olmazsa olmazları var. Toplum aleyhine bu mesleği kullanamazsınız. Gazeteci milli değerlerimize saygı duyacak. Ben bu fikre katılmıyorum diye memleketin aleyhine bir tutum içerisine girmeyecek. Eleştirinin yanında güzel şeylerde yazacaksınız. Biz toplum menfaatine hareket insanlarız. Haberin namusu haberin çıplak halidir. Haber hakkında kendi içinden gelen bir cümle koysa namusun el atmış olur.

-İletişim fakülteleri sizce önemli mi?

İletişim fakülteleri gazetecilik mesleğine hazırlayan kurumlardır. Bunların yer aldığı, çoğunluğu sağladığı yerde ancak yükselme sağlanabilir. Bu mesleği yapmak için sorumluklarını bileceksin bu da eğitimle sağlanır ancak. İletişim fakülteleri mezunlarının hiç vakit kaybetmeden Türk basınına kazandırılmasını istiyorum.

-Neler önerirsiniz arkadaşlara?

İnsan sevmediği bir şeyi yapamaz. Bu yüzden ilk önce mesleğinizi seveceksiniz. Sevmenin yanında yetenekli olacaksınız. İlkeli ve ahlaklı olmalısınız olmazsanız hem kendinizi hem de mesleği kirletirsiniz. (ÖZGE SÖNMEZ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.