AyFm 100.5
Canlı Dinle
  • 20 Mayıs 2019, Pazartesi 13:37

Cennette maden kabusu

Söke'nin Karacahayıt ile Yeşilköy Mahallesi sınırında yer alan Çatalkaya ve Kuzuri mevkiinde kuvars, feldispat ve kuvarsit ocağı açma girişimi, mahalle sakinlerinin tansiyonunu yükseltti. Karacahayıt Mahalle Muhtarı Nebil Kırca, "İki yıldır yürüttüğümüz mücadelemiz yok sayıldı. ÇED raporu çıkartılmış; altına da mahalle sakinlerinin istemediği not edilmiş. Biz canımızdan geçeriz ama bu cennet vatanı madenlere heba etmeyiz." dedi.

(FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN)

Karacahayıt Mahallesi’nde yerleşim alanına yakın noktada bulunan Çatalkaya ve Kuzuri mevkiinde, Bıçakçılar Madencilik ile Kale Madencilik tarafından yapılmak istenen maden ocakları "Pes artık!" dedirtti. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan iki mahallede doğal yaşamın yok olmasından endişelenen vatandaşlar, maden sahalarını istememekte kararı olduklarını söyledi.

"DERDİMİZİ ANLATAMADIK"

2018'de 500 imzalı dilekçeyi Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Aydın Valiliği’ne gönderdiklerini kaydeden Karacahayıt Mahalle Muhtarı Nebil Kırca, "Binin üzerinde nüfusumuz var. Köyümüz cennet gibi. Bu cennet köye maden yapılması doğru mu? Halkımız doğamız hak ediyor mu? sormak istiyorum. İki sene önce mahallemize maden sahaları açılacağını duyduk. Yetkili mecralara dilekçelerimizi yazdık, görüşmeye gittik. Ama ne görüşebildik ne de cevap alabildik. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile görüşmek istedik, bir türlü iletişim kuramadık. Derdimizi anlatamadık. Aynı şekilde vali ve milletvekilleri de sesimizi duymuyor, bizi görmüyor. Görmezden geliyorlar." dedi.

"8 BİN YILLIK TARİH TOZ ALTINDA KALACAK"

8 bin yıllık tarih öncesi kaya resimleri, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına ait kültürel miras ve Türkiye’de eşine ender rastlanan kaya resimlerinin bulunduğu bölge, aynı zamanda Türkiye’deki en önemli 122 doğa alanında biri konumunda. Bölgede 7'si endemik, 22 adet tehlike altında bitki taksonu yer alıyor. 2 tanesi küresel, 6’sı Avrupa ölçeğinde, 14’ü ise ulusal ölçekte tehlike altında bulunuyor. Tarih kokan mahallenin maden sahaları ile toz altında kalacağını ifade eden mahalle sakinleri; "Yaşam alanlarımızı ve doğamızı korumak için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz." vurgusunda bulunda.

"ÖLÜRÜZ DE CENNETİMİZİ VERMEYİZ"

Sebahattin Özkan (68): Köyümüze maden kurulacakmış ama biz karşıyız, istemiyoruz. Biz burda doğduk, burada öleceğiz. Köyümüze gelirlerse de önlerine çıkacağız.

Mehmet Darılmaz (56): Çiftçilikle uğraşıyorum. 2 çocuk babasıyım.Biz bu madene karşıyız. Doğamızın yaşam alanlarımızın kötü olmasını istemiyoruz. Tank top sesi istemiyoruz. Rahat bir yaşam sürdürmek istiyoruz. Maden ocağı için ÇED raporu bile alınmış ama bizim haberimiz yok. Bütün yetkililerimize sesleniyoruz; kimse doğamızı katletmesin.

Osman Kara (54): İşçi emeklisiyim, 2 çocuğum var. Yıllarca işçi olarak çalıştım, hayalim emekliliğimi köyümde geçirmekti. Maden yağılacak olması bizi huzursuz etti. Biz bu madeni yaptırmayız. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Kasım Acar (52): Çiftçiyim, hayatımı üreterek kazanıyorum. Madene karşıyım. Ben şehirlinin, ülkenin sofrasına giden bir lokma zeytinyağı için çalışıyorum. Zehirsiz üretim yapmak istiyorum. Bu doğayı bozduktan sonra ben nasıl pamuk, zeytin, zeytinyağı üreteceğim. Biz şu anda organik üretim yapıyoruz. Organik desteklemesi alıyoruz. Bu maden olunca bu değerimizi kaybedeceğiz. Her türlü sebze meyve ve hayvancılık var. Tepemizde madenle yaşayamayız.

Halit Darılmaz (83): Çiftçi emeklisiyim, 3 çocuk babasıyım. Ben geçimimi üreterek kazandım. Bugün gözlerim görmüyor. Biz bu madene karşıyız. Bu maden olduğu sürece köyün hiç bir kadri kıymeti kalmaz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün yetkililer sesimizi duysun.

Hüseyin Özcan (92): Çiftçiyim, 5 çocuğum var. Ben bu köyde doğdum, burada öleceğim. Benim atalarım bu köyde. İzin vermem, ölürüm de izin vermem. Köye gelirlerse önlerine yatarım, ölümü çiğnerler buraya maden getirmek için.

Ahmet Tirün (25): Hacettepe Üniversitesi'de Türk Halk Bilimi Bölümünde okuyorum. Ailem burada yaşıyor. Gelecek planı yapıyorum, herhangi bir devlet kurumuna atanamadım takdirde köyüme döneceğim. MAden ocağı açılırsa ben nereye gideceğim. Zaten bazı noktalarda geleceğimiz elimizden alınıyor, sağlığımız köyümüz alınmasın. Derdimiz sadece gelecek değil; geçmişimizde var. Bir insanın mezarı neredeyse vatanı da orasıdır. Bizim vatanımız burasıdır. Maddi manevi her anlamda bu madeni istemiyoruz.

Kadir Bozkan (65): Yerel yönetim ve siyasilerden bir beklentimiz yok. Onlar bizi süreç içerisinde onayladılar. Ama bakmışız ki Çevresel Değerlendirme Raporu (ÇED) çıkmış. İnsanlar her şeye rağmen ki yıldır ümitle bekledi. Şimdiyse ümitler yavaş yavaş yok oldu. Ümidin yerini öfke almak üzere.İnsanlar öfkeli ve tepkili. Sonuçta maden gelirse her taraftan zehir akacak, çıkacak. Hem insanların hem de doğal yaşam ölecek. (AYŞE YILMAZ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.