
Gazeteci Mehmet Aydın'ın hazırlayıp sunduğu Z Raporu'na konuk olan Demirören Haber Ajansı (DHA) Bursa Muhabiri Derya Evren, "Mesleğinin başında olan bir muhabir olarak, henüz kendimi gazeteci olarak görmüyorum" dedi. Evren, genç meslektaşlarına da önerilerde bulundu.
tvDEN ekranlarında yayınlanan Gazeteci Mehmet Aydın'ın hazırlayıp sunduğu Z Raporu'nun canlı yayın konuğu olan Gazeteci Derya Evren, muhabirliğin zor bir meslek olduğunu, kimi zaman da tehditler aldığını belirtti.
"DERYA EVREN KİMDİR?"
“Derya Evren kimdir?” sorusuna Evren, "Hakkari Yüksekovalıyım. Meslekteki yedinci yılım. 2016 yılında Aydın'a geldim, 2017 yılında da Denge Medya Grup bünyesinde çalışma fırsatı buldum. Bu benim için çok büyük bir onur. Denge Medya Grubu Aydın'ın çok önemli bir sesi bence. Aydın'dan sonra Bursa'ya geldim. Bir süre İhlas Haber Ajansı'nda çalıştım, sonra Demirören Haber Ajansı'na geçtim ve hala Demirören Haber Ajansı'nda çalışmaya devam ediyorum. Yoğunluklu olarak polis-adliye muhabirliği yapıyorum. Çalıştığım alanı da çok seviyorum. Mesleğim benim için çok farklı bir yerde" dedi.
"GAZETECİ OLMAK ÇOCUKLUK HAYALİMDİ"
Gazeteci olmaya küçük yaşlarda karar verdiğini dile getiren Evren, "Küçükken, ben bir gün herkesin benim gibi gazeteci olmak isteyeceğini düşünürdüm. 6 yaşlarımdayken babaannemin bir bahçesi vardı, oradayken hep birileriyle röportaj yaptığımı hayal ederdim. Bir de coğrafya olarak doğduğum yer siyasetin çok konuşulduğu bir şehirdi. O zamanlar Bülent Ecevit dönemiydi, Abdullah Öcalan tutuklanmıştı. Çocukluk hayalimdi gazeteci olmak. Çok istiyordum ve arzuluyordum, özeniyordum gazetecilere. Çok şükür nasip oldu ve mesleğimi yapıyorum. İnşallah ben de birilerine örnek olurum ve birileri de beni görüp bu mesleğe özenir. Ben hiçbir zaman ‘hasta olsam da evde otursam’ demedim. Meslekte ne yaşarsam yaşayayım hiçbir zaman ‘ben bu mesleği bırakmak istiyorum artık’ demedim. Çünkü bu meslek kanser gibi bir şey. Sevmeden yapılabilecek bir meslek değil. Kendimi sadece meslekten ibaret görüyorum sanki elimden mesleğim alınırsa geriye hiçbir şey kalmayacakmış gibi düşünüyorum" diye konuştu.
"MESLEĞİMİZİ ZOR BİR SÜREÇTE İCRA EDİYORUZ"
Mesleğin zorlu yanlarına da değinen Evren, "Herkesin kaçtığı yerlere biz gazeteciler olarak koşarak gidiyoruz. Bursa'da koronavirüs vaka sayıları inanılmaz derecede arttı. Son zamanlarda çok ciddi bir artış var. Biz çoğunlukla sokaklardayız. Yeri geliyor kavgalar oluyor o kavgaların içine giriyoruz, yeri geliyor yangınlar çıkıyor, insanlar herhangi bir sosyal mesafe kuralına uymadan pandemi sürecini düşünmeden kalabalıklaşabiliyor. Bunlara çok sık maruz kalıyoruz. Yoğun bakım ünitelerine giriyoruz. Biz işimiz gereği insanların haber alma hakkını koruyoruz. Çok zor ama işimizi yapıyoruz elbette, sağlık çalışanları gibi, kolluk kuvvetleri gibi. Onların da işleri çok zor, sürekli muhatap olma zorunluluğu var ama biz sayı olarak onlara nazaran daha azız ve onların olduğu her yerde olmaya çalışıyoruz. O yüzden bizim de işimizin vatandaşlar tarafından biraz kolaylaştırılması gerekiyor. Herkese düştüğü kadar bize de iş düşüyor, işimizi yapıyoruz, yapmamız da gerekiyor. Kaçmak ya da eve sığınmak gibi bir hakkım olduğunu düşünmüyorum. Ben bir meslek seçtim ve mesleğimin gereğini yapmam gerekiyor. İnsanların süreçten haberdar olması lazım, bunda da benim üstüme çok büyük bir görev düşüyor. Benim gibi birçok meslektaşıma da aynı şekilde. Hep beraber çok yoğun ve zor zamanlardan geçiyoruz. Türkiye'deki bütün basın mensuplarının işlerini layıkıyla yaptığını düşünüyorum. Tüm zorluklara rağmen hiçbir zaman kaçmayı düşünmedim, hiçbir meslektaşımın da kaçmaya çalıştığını düşünmüyorum. Çünkü hepimiz canla başla sahada çalışmaya devam ediyoruz. Mesleğe başladığımdan bu yana hiçbir zaman masa başında oturup çalışan bir insan olmadım. Sahada olmak benim için çok başka bir şey. Günde 20 saat çalışırım, hiç gocunmam. Yeter ki sahada olayım, sevdiğim işi yapayım. Bursa'da ilişkilerimizin iyi olduğu haber kaynaklarımız var. Bazen saat 10'da eve gelip 3'te işe çıktığım çok oluyor. Çok çalıştığım günlerde ise vicdanım daha rahat bir şekilde uyuyorum" dedi.
"MESLEĞİMİ YAPARKEN ÇOK TEHDİT ALDIM"
Evren, "Mesleğimi yaparken çok fazla tehditler aldım bazen kameralara da yansıyor. Sözlü tehditler alıyoruz. Çok fazla tehdit mesajları aldım. Darp edildiğim de oldu. Özellikle duruşma salonlarının çıkışlarında şüphelilerin ya da zanlıların akrabaları tarafından darp edildim. Bazen operasyonlara gittiğimizde o esnada evdeki insanlar tarafından itilip kakıldım. Geri adım atmayı kendime asla yediremiyorum. Meslektaşlarıma da onu tavsiye ediyorum" diye konuştu.
Genç meslektaşlarına tavsiyelerde de bulunan Evren, "Ellerinden geldiğince mesleklerine ve kişiliklerine sahip çıksınlar. Genç meslektaşlarıma şunu söyleyebilirim, ben oldumculuk kötü bir şey, büyüklerin tecrübelerinden faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Yeri geldi temizlik yaptım hiç gocunmadım, yeri geldi çay dağıttım gocunmadım çünkü bana bir şeyler kattığını biliyordum. Bunu düşünerek olabildiğince kendime bir şeyler katarak kendimi geliştirmeye çalıştım. Genç arkadaşlarımıza da elimizden geldiğince yardımcı olmaya ve iş öğretmeye çalışıyoruz. Meslek büyüklerine karşı saygılarını yitirmesinler, ‘ben oldum’ demesinler çünkü ‘ben oldum’ demekle olmuyor bu işler. Gayret etsinler ve işlerini çok sevsinler" dedi. (AYHAN BOĞATARAN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.