
tvDEN ekranlarında yayımlanan Şehir ve İnsan programının bu haftaki bölümünde İnşaat Yüksek Mühendisi ve Kent Bilimci Hüseyin Aksu, Türkiye'nin kalkınamama sebeplerini çok yönlü ele aldı. “Geçen hafta akademik bir çalışmaya katıldığım için programı yapamamıştım, bu hafta da üzerinize afiyet, biraz üşütmüşüm,” diyerek programa başlayan Aksu, “Bugün çok zor bir başlığı açıyoruz: Kalkınmanın sırrı” dedi. Aksu, Türkiye'nin geri kalmasının temel sebeplerini akıl, liyakat, coğrafya yönetimi ve kamu etiği üzerinden değerlendirdi.
KALKINMA İÇİN AKIL VE CESARET ŞART
“Kalkınmanın özetinin özetini anlatacağım. Bunu sizden cesaret alarak yapıyorum,” diyen Hüseyin Aksu, Türkiye'deki televizyon yayınlarının seviyesizliğinden şikâyet ederek, kendi programının çözüm odaklı olmasına dikkat çekti. “Benim programımda gösteri yok, çözüme yönelik teşhis var” dedi.
Ülkede sürekli hale gelen kutuplaşma siyasetinin halkı fakirliğe ve çaresizliğe mahkûm ettiğini söyleyen Aksu, “Türkiye'de herkes birbirine kırdırılıyor. Milliyetçilik, din, Atatürk bile siyaset malzemesi yapılmış durumda” ifadelerini kullandı.
SİNGAPUR ÖRNEĞİ: DOĞRU LİDER, DOĞRU DEVLET
Aksu, kalkınmanın temelinde doğru liderlik ve sağlam bir devlet yapısının yer aldığını vurguladı. Singapur örneğini hatırlatan Aksu, “Sadece 700 km²'lik bir alanda, Aydın'dan daha küçük bir ülkede, nasıl dünyanın en gelişmiş devleti kurulduğunu iki hafta önce anlattım,” dedi.
“Liderin akıllı, donanımlı ve çağdaş düşünceyle yoğrulmuş biri olması gerekiyor. Singapur’un kurucu lideri gibi.”
COĞRAFYA YANLIŞ KULLANILIYOR, BEDEL AĞIR OLUYOR
Coğrafyanın fiziksel, tarımsal ve enerji açısından doğru kullanılmadığını belirten Aksu, İstanbul'u “açık cezaevi” olarak niteledi:
“İstanbul'daki insanlar kalabalıkta kimlik bulmaya çalışıyor. Bu şehir tam bir açık cezaevi.”
Aydın’dan Ortaklar’a uzanan 28 km’lik yolun hâlâ mıcır asfalt olması üzerinden ulaşım planlamalarını da eleştiren Aksu, “100 kat daha maliyetli tünel Karadeniz’e yapılırken, bu yol neden yapılmaz?” diye sordu.
LİYAKATSİZLİK: DEVLETİN ÇÖKÜŞÜDÜR
Aksu’ya göre kalkınmanın önündeki en büyük engel, liyakatin hiçe sayılması:
“Devlet yönetimi, işi bilene değil; yandaşa teslim ediliyor. Liyakat yok, itaat var.”
Osmanlı'daki devşirme sistemini örnek veren Aksu, “Yetim ama zeki çocuklar alınır, eğitilir, devlete sadakatle hizmet ederdi. Bu, meritokrasinin güzel bir örneğidir,” dedi.
YOLSUZLUK ZEHİRDİR, TÜM TOPLUMU SARAR
Yolsuzluğun toplumu nasıl zehirlediğini de ayrıntılı biçimde açıklayan Aksu, “Küçük hırsızlıklar sıradanlaşıyor. ‘Çalsın ama yapsın’ anlayışı yaygınlaşıyor. Ticaret, yargı, sağlık bile bu zihniyetle çürüyor,” ifadelerini kullandı.
Otizmli bir çocuğun istismar edilmesini örnek göstererek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu da açıkça eleştirdi:
“Evlat edinmemiş, sadece siyasi vitrin olarak kullanmış. Annesine yaptıklarını bilen kimse yok.”
CEO GİBİ KAMU GÖREVLİSİ, CEO GİBİ MAAŞ
Kalkınmanın bir diğer sırrı olarak “kamu görevinde CEO kriterlerini” işaret eden Aksu, “Kaliteli, yetenekli kişilere sorumluluk verilmeli, yüksek maaş ve primle teşvik edilmeli. Yoksa o kişiler yoldan çıkar” dedi. Singapur'daki yüksek ücretli kamu sistemi örnek gösterildi.
SERVET DENETİMİ YAPAY ZEKA İLE MÜMKÜN
“Yolsuzluğu bitirmenin yolu çok kolay,” diyen Aksu, servet denetiminin bir yasa çerçevesinde algoritmalarla yürütülebileceğini savundu:
“Göreve girdiği günkü mal varlığı ile bugünkü serveti arasında fark varsa, açıklasın. Açıklayamıyorsa görevden alınsın. Bu kadar basit.”
Büyükşehir Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen örneğini veren Aksu, “2007’de cebinde beş kuruş yoktu, şimdi multimilyarder. Yatları, katları, villaları var. Bu servet nasıl edinildi?” diye sordu.
İNSAN KAYNAĞINI DOĞRU KULLANAMIYORUZ
Türkiye’de diploma sahibi olmanın yetkiyle eşdeğer tutulduğunu, ancak bunun tehlikeli olduğunu vurgulayan Aksu, özellikle mühendislik ve mimarlık gibi branşlarda eğitim, staj, sertifika ve branş bazlı yetki sisteminin olması gerektiğini söyledi.
“84 yaşında bir mimar isyan ediyor: Okuldan mezun olur olmaz projeye imza atılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok.”
OTORİTER DEVLETİN DEĞİL, AKILCI LİDERİN GÜCÜ
Otoriter liderliğin diktatörlüğe kaymaması gerektiğini savunan Aksu, liderliğin sosyal kalkınmayı, ortak aklı ve liyakati öncelemesi gerektiğini ifade etti.
“Otorite olmadan olmaz ama otoritenin de ahlakı, aklı ve toplumsal vicdanı olmalı. Aksi hâlde lider değil, despot olunur.”
DEMOKRASİ DEĞİL, AKIL ÜSTÜNDÜR
Programın sonunda Aksu, çarpıcı bir tespitte bulundu:
“Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi kavramlar kötü niyetli liderlerin elinde silaha dönüşebilir. O yüzden en üstün kavram akıldır. Atatürk’ün mirası da ideoloji değil, akıldır.”
KALKINMA İÇİN AKLI VE AHLAKI SEÇİN
Türkiye’nin coğrafyasını doğru kullanmaması, insan kaynağını yanlış değerlendirmesi, liyakatsizlik, yolsuzluk, düşük kamu etiği ve ideolojik körlük nedeniyle kalkınamadığını vurgulayan Hüseyin Aksu’nun “Kalkınmanın Sırrı” başlıklı konuşması, izleyicilerde büyük yankı uyandırdı. (SELİME AYDEMİR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.