AyFm 100.5
Canlı Dinle
  • 16 Haziran 2025, Pazartesi 09:40

Tezgahtar Nebahat – 5

Yahudi çırağı Tezgahtar Nebahat’ın üniversite yıllarından söz edelim.

Nebahat’ın geçmişine dair herhangi bir arşiv kaydı bulunmuyor. Geçmişiyle yüzleşmek istemediği açık; ona geçmişini hatırlatan her şeyi unutmak, silmek ve onlardan uzaklaşmak istiyor. Çocukluğu, gençliği, evliliği ve yaşamıyla ilgili pek çok karanlık nokta mevcut. Hayatı, kapalı ve sorgulanmaktan kaçınılan, tam bir Yahudi yapılanmasının izlerini taşıyor.

Tezgahtar Nebahat’ın eğitimi, gençliği, evliliği hep skandallarla doludur. Çocukluğunda, önüne koyduğu hedeflere ulaşmak için üniversite hayatının ve üniversite diplomasının önemli olduğunu düşünen Tezgahtar Nebahat, ihanet ve ahlak dışı uygulamalarından fırsat bulduğu bir anda, Anadolu’nun ücra bir memleketinde üniversite hayatına başlar. Kendi memleketinde yaşamış olduğu tüm kumpas, tezgâh ve ahlaksız karakterini üniversite yıllarına da taşır. Okul arkadaşları tarafından pek sevilmez. Her arkadaşına büyük yanlışlar yapmıştır. Üniversiteyi sorunsuz bitirebilmek için arkadaşlarını ispiyonlamış, arkadaşlarının erkek arkadaşlarını baştan çıkarmış, hatta bir seferinde üniversitenin bahçesinde bir kadın öğretmene, bir erkek öğretmenle uygunsuz vaziyette yakalanmıştır.

Ne arayanı vardır ne soranı. Anne ve babasının, Nebahat’ın gözünde sokak köpeği kadar değeri yoktur. Onların fakir olması, orta halli insanlar olmaları, Nebahat’ın gözünde onları değersizleştirmiştir. Nebahat, aynı şekilde kardeşlerine de anne ve babasına davrandığı gibi davranmaktadır. Tezgahtar Nebahat, üniversiteden mezun olduktan yıllar sonra, üniversite döneminde hiç sevmediği, kendisinin ahlaksız kumpaslarına prim vermeyen bir arkadaşıyla yurt dışı tatilinde karşılaşır. Tezgahtar Nebahat’ın yanında kocası değil, başka biri vardır. Üniversite arkadaşı, Tezgahtar Nebahat’in kocasını çok yakından tanımaktadır. Tezgahtar Nebahat, üniversite arkadaşını tanıdığı hâlde tanımazlıktan gelir. Üniversite arkadaşıyla ülkesinden kilometrelerce uzaklıkta göz göze gelmesine rağmen, Tezgahtar Nebahat yürüyüp gider. Ertesi sabah, Tezgahtar Nebahat hiçbir şey olmamış gibi, yanındaki kişiyle birlikte üniversite arkadaşını yine aynı bölgede görür. Anlaşılan o ki, Tezgahtar Nebahat’ın üniversiteden hiç sevmediği arkadaşı da aynı otelde tatil yapmaktadır.

Tezgahtar Nebahat’ın hedefleri vardır. Bu hedefler neticesinde sık sık gündemde yer almaktadır. Nebahat bu sefer gündemde yurt dışı tatiliyle yer alır. Tezgahtar Nebahat, yurt dışında tatil yaptığını herkesten saklamaktadır. Haberi yapan gazete, Tezgahtar Nebahat’ın yerini nokta atışıyla haberin içeriğinde yazar. Tezgahtar Nebahat’in hemen aklına, kendisini tatil yaptığı yerde gören üniversite arkadaşı gelir. Bu haberi, üniversite arkadaşının basına sızdırdığını düşünür ve akşam yemeğinde, üniversite arkadaşı kız arkadaşıyla otururken, Tezgahtar Nebahat masasına gider:

“Bu haberin nasıl çıktığını biliyorum, bunu sen yaptın. Ant olsun ki sevgilinin yanında seni şişeye oturturum!” diyerek arkadaşını tehdit eder.

Arkadaşının, Tezgahtar Nebahat’la uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Onun ne kadar çirkef, ne kadar pislik, ne kadar ahlaksız, ne kadar sınır tanımayan kötü bir insan olduğunu bilmektedir. Üniversite arkadaşı şu sözlerle cevap verir:

“Ne büyük talihsizlik ki, dünyanın en güzel yerinde senin gibi bir pislikle karşılaştım. Ve senin bulunduğun yeri işitmek, senin adını duymak istemiyorum. Hiç değişmemişsin; aynı pisliğin, aynı ahlaksızlığın devam ediyor. Ama şişeleri de unutmamışsın, şişelere olan sevdan da devam ediyor.”

Tezgahtar Nebahat ise şöyle der:

“Bırak edebiyat yapmayı, bunun hesabını Türkiye’ye dönünce vereceksin.”

Tezgahtar Nebahat’ın üniversiteden arkadaşı, “Benim bu işle alakam yok, elinden geleni ardına koyma,” diyerek Tezgahtar Nebahat’ı masasından gönderir.

Daha sonra dönüp kız arkadaşına, Tezgahtar Nebahat’ın şişelere olan sevdasını anlatır:

“Bu kadın, tanıyıp tanıyabileceğin en pislik, en ahlaksız, en namussuz, en şerefsiz, en ruhsuz… Tüm vücudu kötülüğe bürünmüş, aklında kötülükten başka bir şey olmayan, insanlara zerre kadar değer vermeyen alçak bir kadındır.

Erkek arkadaşlarımızla yaşadığımız bekar evine gelir, bizimle birlikte alkol alır, daha sonra alkolünü bitirir ve şişesiyle ‘şişe çevirmece’ oynardı. Şişenin ağzı hangi arkadaşımıza dönerse, o geceyi onunla geçirirdi.

Üstelik kendisini çok seven bir erkek arkadaşı olmasına rağmen…

Ben hiçbir zaman o şişe çevirme oyunlarına katılmadım. Ama işvesine, cilvesine kapılan bazı arkadaşlarımız onunla bu birliktelikleri yaşadılar.

Bu şişe çevirme oyunlarının sık sık tekrarlanması sonucunda, arkadaşlarımızın arası açıldı, hepsi birbirine düşman oldu.

Henüz 20 yaşında bir genç kızın; ahlakı, namusu, şerefi, haysiyeti nasıl terk ettiğini o zaman gördüm.

Ve şimdi, yıllar sonra tekrar görüyorum ki… Değişen hiçbir şey olmamış.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.