
tvDEN ekranlarında bu sezonun son bölümüyle izleyiciyle buluşan Kuş Bakışı programında hukukçu ve sosyolog Dr. Zekai Savaşlar, yine çarpıcı ve düşünceye sevk eden değerlendirmelerde bulundu. “Ne yandaşız, ne yoldaşız, ne sağdaşız ne soldaşız, dosdoğru vatandaşız” sloganıyla siyasi tarafgirlikten uzak durduklarını hatırlatan Savaşlar, bürokratik vesayet, belediyelerdeki keyfilik, milli değerler üzerinden yapılan istismarlar ve sadakat duygusunun toplumsal önemi gibi birçok başlığa değindi.
“BÜROKRASİ DEVLETİ VATANDAŞA DÜŞMAN ETTİ”
Program boyunca en fazla üzerinde durduğu başlıklardan biri “bürokrasinin devleti vatandaşa düşman ettiği” tespitiydi. Dr. Zekai Savaşlar, “Ben aylardır her programda tekrar ediyorum: Bu bürokrasiyle bu devlet yönetilemez. Türkiye’nin en büyük sorunu terör ya da işsizlik değil, bürokrasidir” sözleriyle durumu özetledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da son dönemde yaptığı açıklamalarla bürokratik hantallığa dikkat çektiğini belirten Savaşlar, “Demek ki söylediklerimiz kulağa gidiyor, duyuluyor. Bu memnuniyet verici” dedi. Savaşlar, geçmiş yıllarda Tarım ve Ticaret Bakanlıkları arasındaki uyumsuzluk nedeniyle çözülemeyen gıda krizi örneğini vererek, “Soğan-patates krizini önceden bildirdim, ama yine bürokrasi durdurdu” ifadelerini kullandı.
“BELEDİYELER DEREBEYLİK YAPIYOR”
Yerel yönetimlerle ilgili sert eleştirilerde bulunan Dr. Zekai Savaşlar, “Belediyeler derebeyi gibi yönetiliyor. Keyfi kararlar alıyor, vatandaşın malına el koyuyorlar” dedi. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yunanistan’a yönelik deniz otobüsü seferlerine değinen Savaşlar, bu tür uygulamaların milli çıkarlara aykırı olduğunu söyledi.
Savaşlar, “İçişleri Bakanlığı’nın bürokratları bu konuya neden müdahale etmiyor? Belediye Kanunu’nun 7. maddesi açık, gereğini yapsınlar” diyerek çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belediyelerdeki keyfilikten duyduğu rahatsızlığı dile getirmesinin, bu alandaki sistemsel bozuklukların en üst düzeyde fark edildiğini gösterdiğini belirtti.
“NE ATATÜRK NE DİN İSTİSMAR EDİLSİN”
Dr. Zekai Savaşlar, özellikle iki istismar biçimini hedef aldı: Atatürk ve din istismarı. “Kimse Atatürk’ün adını kullanarak kendisine siyasi çıkar sağlamaya kalkmasın” diyen Savaşlar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de eleştiriler yöneltti:
“Özgür Bey sürekli Atatürk’ün koltuğunda oturduğunu söylüyor. Ama Atatürk Sosyalist Enternasyonel’e üye miydi? İngiltere neden destek vermedi diye sormak yerine, İngiltere kralını ayağına getiren liderin mirasına yakışır davranmak gerek. Atatürk partilerüstü bir liderdir, bir siyasi markanın aracı olamaz.”
Din istismarıyla ilgili ise, “Uydurma hadislerle halkı kandıranlar, dini menfaat için kullananlar, peygamberin ismini bile çıkar aracına dönüştürenler samimiyetsizdir” diyerek tepki gösterdi.
“TÜRKLÜĞÜN ŞİFRESİ: SADAKAT”
Programın en felsefi boyutlarından biri “sadakat” kavramı üzerineydi. Sadakatsizliğin bireysel ilişkilerden toplumsal yapılara kadar birçok krizin temelinde yattığını belirten Savaşlar, “Sadakat insan karakterinin şahika noktasıdır” dedi.
Bu kapsamda, Tulunoğlu Ahmet’in oğluna verdiği tarihi cevabı aktardı:
“Bana isyan ettin, sen benim oğlum değilsin. Ama daha kötüsü; arkanda kelleyi koltuğa alıp duran dostlarını sattın, sen Türk de değilsin!”
Savaşlar, “Türklük sadakattir. Arkadaşını yarı yolda bırakmamak, sözünde durmak demektir. Türk milleti bu vasfıyla ayakta durur” değerlendirmesini yaptı.
HAYVANLARDAN DERS: KARINCA, KARGA, KÖPEK
Programda zaman zaman metaforlarla ilerleyen Dr. Savaşlar, sadakatin önemini hayvanlar üzerinden örneklendirdi. Karıncaların su dolu bir şişeden birbirlerini kurtarışını, köpeklerin mezar başındaki sadakatini ve kargaların yaşlı ebeveynlerini besleyişini anlatarak şunları söyledi:
“Yüce Yaradan bazı dersleri doğadan öğrenmemizi istemiştir. Karıncanın arkadaşını sırtında taşıması, karganın cenaze gömmeyi öğretmesi, köpeğin sahibine sadakati bize çok şey öğretir. İnsanlık hayvandan da öğrenmeli.”
“5 MİLYON ÖĞRETMEN, 15 MİLYON ÖĞRENCİ OLMAZ”
Eğitim sistemine de eleştiriler getiren Dr. Savaşlar, “5 milyon atama bekleyen öğretmen var ama toplam 15 milyon öğrenci var. Bu sistem sürdürülemez” dedi. Kasabalarda açılan yüksekokulların kapatılması gerektiğini savunarak, “Bu FETÖ projesiydi. Sadece esnafa kazandırmak için açıldı, şimdi o gençler işsiz” diye konuştu.
“BU KANUNLAR ARTIK GÜNCELLENMELİ”
Savaşlar, Orman Kanunu ve İş Kanunu’nun güncellenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu yasalar artık ihtiyaca cevap vermiyor. Yeni anayasa yapmadan önce bu temel kanunları güncelleyin” dedi. Ayrıca eğitimde yeniden 5+3+3 ya da 5+3+4 sistemine geçilmesi gerektiğini ifade etti. (ERDAL AYDIN)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.