
Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esin Oktay, tv DEN’de yayınlanan, gazeteci Emin Aydın’ın sunduğu “Baş Başa” programına katıldı. Toplumun her kesimini yakından ilgilendiren ve çağın hastalığı olarak adlandırılan kanser hakkında çok geniş bilgiler veren Doç. Dr. Esin Oktay, kanserin aslında dışarıdan gelen bir şey olmadığını söyledi.
KANSERLİ HÜCRE NASIL OLUŞUYOR?
Oktay “ Bizim kendi DNA’mızda mutasyon sonucu veya DNA’nın ötesinde hücrelerin reseptör dediğimiz algaçlarında ve çekirdeğe giden sinyal yolaklarının herhangi birinde bir mutasyon olması sonucu, artık hücrenin eski özelliğini kaybetmesi ve özgürlüğünü ilan etmesi. Metabolizmanın artık o hücre üzerinde kontrolü kaybetmesi. Bu hücrenin bizim her hücremiz gibi çoğalmaya programlı olması. Yani tek hücre kendi özgürlüğünü ilan ettiğinde, kendine bir organizma yapmaya çalışıyor. İşte bu kontrolsüz çoğalmaya kısaca kanser deniliyor. Organlar istila ediliyor, vücutta fonksiyonlar bozuluyor ve çok saldırgan hareket ediyor. Kendini yaşatmak için çevredeki her şeyi öldürmeye programlı bir kütle haline geliyor. Genel olarak bunun olması için bir mutasyon olması gerekiyor ki hücre organizmanın genel kurallarından çıksın ve kendi kurallarına başlasın” dedi.
KANSERLİ HÜCRE MUTASYONUNU NE TETİKLER?
Gazeteci Emin Aydın’ın “bu mutasyonu ne tetikliyor” sorusuna cevap veren Doç. Dr. Esin Oktay şunları kaydetti:
“Mutasyonu kanserojenler tetikliyor. Yüzde 10’luk bir dilimde bu mutasyon doğuştan geliyor. Anneden ya da babadan yani genetik aktarımlı kanser. Geri kalan yüzde 90’lık kısmı ise dışarıdan, hayatın içinde yaşarken maruz kaldığı kanserojenlerden dolayı hücre genetiğinde bozukluk oluşması sonucu kanser meydana geliyor. Kanserojenler nedir dediğimizde, sigara, alkol, radyasyon, güneş ışığına fazla maruz kalmak, hava kirliliği, ağır metaller, virüsler. Bunların hepsi kanserojendir.”
İNSAN KANSER OLDUĞUNU NASIL ANLAR?
Kişinin kanser olduğunu nasıl fark edeceği konusunda bilgilendirme yapan Oktay, “Kanser mekanik bir kitledir. İlk olarak bir boyuta ulaştığı zaman çevreyi itmeye başlıyor. İlk semptom ağrı olur. Bulunduğu organa da bağlı. Akciğerde bulunuyorsa nefes darlığı ve öksürük gelişmeye başlıyor. Karaciğerde ise sağ tarafında bir ağrı hissetmeye başlıyor. Beyinde ise baş ağrısı ile ortaya çıkıyor. Bağırsağında ise büyük abdestini rahat yapamıyor. İdrar yollarında ise idrarını yapamıyor. Yani bulunduğu organın fonksiyonlarını yerine getiremiyor. Çok küçükken fark edilmiyor. Biraz daha büyüdükten sonra eğer hiç semptom vermiyorsa istenmeyen kilo kaybı oluyor. 3 ay içinde ciddi kilo kaybı yaşanıyor. Bunlar dışında yine hangi organda ise ona bağlı kanama oluyor. Ciddi iştahsızlık da bir göstergedir" dedi.
KANSERİN EVRELERİ NASIL TESPİT EDİLİYOR?
Kanser evlerine de değinene Oktay, “Hasta bir şikayetle geldiğinde bir görüntüleme yöntemi istiyoruz. Bu genellikle ultrason, MR ya da tomografi oluyor. Şüphelenilen şey orada görünüyor. Radyolojik olarak gördüğümüz şeye biz kanser diyemeyiz. Biz patolojik olarak ispat etmemiz gerekiyor, bunun için oradan biyopsi aldırıyoruz. Eğer lezyon küçük başka organda bir şey yok ise erken evre diyoruz. Mesela PET evrelemek için sık kullandığımız bir yöntem. Bakıyoruz başka organa dağılmadı ise veya ameliyatla çıkarılabilecek bir kitle ise o zaman ameliyata gönderiyoruz. İkinki kere ameliyat patolojilerine bakıyoruz. Daha sonra da evrelemesini tamamlıyoruz. Evreye göre de tedavi veriyoruz" ifadelerini kullandı.
KANSER AŞISI NEDİR?
Oktay, kanser aşılarının hastalık üzerindeki etkisini anlattı," Kanser aşısı, anlattığım kanser oluşumundaki mekanizmalar üzerinde kurulmuş bir mantıkla üretilmiş. Normal aşılar gibi bir aşı değil. İki çeşit aşısı var kanserin. En başında kanser yapıcı hastalıklardan korunmak için yapılan aşılar. Çocuklar ya da büyükler için olan aşılar yani. Buradaki amaç kanser yapıcı virüslerin vücuda girmemesi. Hastaların dediği kanser aşısı farklı. O hastada kanser var, biz tedavi veriyoruz ve tedaviye yardımcı, bağışıklık sistemini uyarıcı. Çalışması olan sadece iki kanser aşısı var. Küba’daki aşılar, çalışması olan ve onaylanan aşılar değil. Çoğu zaman sahtekarlık işleri dönüyor."
KANSER TEDAVİSİNDE AKILLI İLAÇLAR ETKİLİ Mİ?
Akıllı ilaçların hastalık üzerinde etkili olduğunun altını çiz<en Oktay, "Akıllı ilaçlar, mutasyona yönelik üretiliyor. Kansere sebep olan mutasyonun ne olduğu tespit edildikten sonra, o mutasyonlara yönelik dünyada üretilmiş tedaviler var. Hangisi uygunsa biz ona göre ilacı tespit edip hastaya söylüyoruz. Etkili ilaçlar Türkiye’de ödeniyor. Akıllı ilaçların işe yarayabilmesi için mutasyonların tespit edilmesi gerekiyor. Yani o mutasyonlara sahip olmayan bir tümör o tedavilere cevap vermez. İki çeşit akıllı ilaç var. Biri direkt hap olarak veriliyor, kemoterapi verilmiyor. Ya da kemoterapinin yanına etkisini arttırmak için veriliyor. Mesela bazı kanser türlerinde hastaya evde kullanması için bir akıllı hap veriyoruz. Hasta onu evde içiyor ve tümör yüzde 90’ın üstünde kayboluyor. Özellikle akciğerin adona tipinde bazı mutasyonlarda çok iyi yanıtlar alıyoruz" dedi. (DUYGU DİLEK)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.