
Eski evleri ve yaylaları, bozulmamış doğası ile Tarih ve Doğa cennetidir Bozdoğan İlçemiz.
Aydın'ın 68 km güneydoğusunda yer alan ve Büyük Menderes nehrini besleyen Akçay'a paralel güney- kuzey istikametinde uzanan geniş ve düz ova halindeki kısmı üzerinde ve 1792 metre yükseklikteki Madranbaba Dağı’nın eteklerinde kurulmuştur .
İlçede yapılan kazılarda, yazılı tarih öncesine ait birçok eser ortaya çıkarılmıştır. Kavaklı köyü yakınlarında Arya devletinin (Bargasa) şehri, Yazıkent kasabası ve Koyuncular köyü yakınında (Neopolis) şehri bulunduğu anlaşılmıştır. Çamlıdere köyü kayınında da Piginda antik şehri yer almaktadır.
Yapılan kazılarla Roma, Bizans ve Yunan kültür izlerini taşıyan bölge, Kıptiler ve Rumların yaşadığı, Türklerin Anadolu'ya gelmesiyle Türk boylarının egemenliği altına girmiştir.
Madran Dağının eteklerine kurulmuş bulunan Bozdoğan adını, Bozdoğanlılar arasındaki yaygın söylencelere göre Boz ve Doğan kelimelerinden meydana gelen Bozdoğan, değişik anlamlara sahiptir.
Bunlardan biri ilkel bir silah adıdır. Ateşli silahların bulunmasından önce kullanılan bir silahtır. Diğer söylencede ise, Boz ve Doğan adındaki Selçuklu beylerinden aldığını, diğer taraftan bu adın Anadolu'nun çeşitli yerlerine yerleşen ve Bozdoğan'a da yerleştiği sanılan oğuz boylarından Bozdoğan aşiretinden geldiği söylenmektedir.
Bozdoğan halkı bilgisine göre Selçuklu beylerinden Boz Bey kendine bağlı obalarla beraber, şimdiki Bozdoğanın aşağısında yer alan Eymir’den göç ederek şimdiki Madran Tepesi’ne (mahallesine) yerleşmişlerdir. Diğer oba beyi olan Doğan Bey de kendine bağlı obalarla , Hıdır Baba tepesini yurt edinmişlerdir. Zamanla çoğalarak birleşen bu iki aşiret sonunda şimdiki Bozdoğan’da yerleşmeğe başlamışlardır.
1283 te Yakup Bey tarafından kurulan Germiyanoğulları beyliğinde subaşı olan Aydınoğlu Mehmet Bey, Selçuk ve Birgi'yi fethettikten sonra bağımsızlığını ilan etti. XIV. yüzyılın başlarında bağımsız olan Aydınoğulları Beyliği bugünkü Sultanhisar'a kadar fetihlerini genişleterek Daha sonra Nazilli, Bozdoğan ve Karacasu'yu da hâkimiyetlerine almışlardır. Selçuklular yerleştikleri yerlere, oğuz boyunun adını veya başlarında bulunan beyin adını verme geleneğinden hareketle ilk olarak Eymir'e yerleşen Aydınoğulları mensubu boylar daha sonra bugünkü Bozdoğan'ı yurt edinmişlerdir: Bir başka söylencede Madran Baba bir diğer ismiyle Okçu Musa, Hıdır Baba, BİRESSE (bugünkü Olukbaşı köyünün eski adı ) üç ayrı evliya olduğu ve her evliyanın mezarının kendi ismiyle bilinen köylerde ve tepelerde olduğu halk rivayetidir.
1807 yılında kaza olan ve bugünkü baraja yakın Nazilli’de ikamet eden ünlü isimleri yetiştiren Amasya köyüne bağlı olan Bozdoğan 1879 yılında yapılan idari yapılanma sonucu ilçe yapılmıştır.
Sokak aralarında kalan eski taş ve ahşap evleri ve çatılarındaki Muğla bacası ile ünlü evleri, ilçenin 8 km mesafedeki yüksek Madran Dağı’nın eteklerine kurulan Madran mahallesi ve buradan Akçay Ovasının panoramik görünüşü, Karadeniz’i aratmayan çam ağaçları, en güzel gökyüzünün altındaki çam kokulu havası, aynı dağdan Çine Yenipazar ve Dalama ile Bozdoğan'ında paylaştığı meşhur Madran suyu ile bir cennet ve doğa harikasıdır Bozdoğan. Yazın serin ve doğal havası, endemik bitkileri, şifalı otların yetiştiği bu şirin ilçemizin pideside belki bu toprakların verdiği lezzet ile ünlenmiştir. Yazın leyleklerin her telefon ve elektrik direğini mesken tuttuğu ilçemiz bu yönüyle de açık bir kuş cennetidir adeta.
Özellikle köylerinde yer alan ve uzaktan dev kaplumbağaları andıran su sarnıçları , Sokaklarını gezerken adeta bir film platosu içinde esi kent yerleşiminin doğası değişmemiş dokusunu hissettiğiniz Bozdoğan dinlenmek ve huzur bulmak isteyen yorgun insanların şifasıdır bu şirin İlçemiz..!
Aydın’ın son ilçesi Bozdoğan, pidenin de cenneti. Hafta sonu adresi. Özel turlar düzenlenen kaymaklı ve pastırmalı pidesi ile bir lezzet cenneti. Adeta zamanın durduğu, takvimlerin donduğu bir ilçemiz Bozdoğan. Sadece Bozdoğan değil, köylerinde de aynı nostalji, kalesi ile ünlü ancak araştırma yapılmayan Körteke köyü, yörük işi kıl dokumacılığının yapıldığı Olukbaşı, yüz yılı aşan tarihi evleri ,köprüleri ile Kazandere ve Haydere köyleri de yakınlarda arayabileceğiniz gizli cennetler..!
Hatta daha güneye giderek fıstıkçamı ormanları içinden geçerek Örentaht yoluyla Muğla iline bağlı Kavaklıdereye ve Yatağan’a da ulaşmak da mümkün.
Bu şirin ilçemiz , tarih meraklılarına, yayla ve doğa turizm sevdalılarını, kent yorgunlarını ve hafta sonu konuklarını ,ve kendisini keşfedecek ilgilileri ve bir marka ilçe olmayı bekliyor..! (MEHMET ÖZÇAKIR)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.