Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Umut Tuncer, tvDEN’de yayınlanan PolitkAcılar programında gazeteci Mehmet Aydın’ın sorularını yanıtladı. ABD ve Avrupa’nın iletişimin kamusallaşması konusunda çok ileride olduğunu söyleyen Tuncer, “İletişimin kamusallaşması konusunda biz çok geç kaldık. Turgut Özal dönemi sonrası iletişimi kullanarak, parti propaganda çalışmalarının yürütüldüğünü yaşadık. Bu anlamda belli profesyonellik seviyesine ulaştık. Ama bunu olgunlaştırmada hala gerideyiz” dedi.
Gazeteci Mehmet Aydın'ın hazırlayıp sunduğu PolitikAcılar programına konuk olan Öğretim Üyesi Dr. Umut Tuncer, kamuoyu araştırmalarının önemi ve siyasi bilimle iç içe geçme süreci hakkında bililer verdi.
“MEDYA VE SİYASET ENTEGRASYONUNUN MİLADI CREEL KOMİSYONU’DUR”
Dünyanın her yerinde kamuoyu araştırmaları önemli olduğunu ve iletişimin siyasetteki etkin rolün başlangıcı hakkında bilgiler veren Tuncer, “Kamuoyu araştırması, seçmen davranışında değişiklikler yaratır. Bilimsel alanda da kanıtlanmıştır. İletişim alanının siyaset bilimiyle iç içe geçmesini başlatan dönüm noktası 1926 yılında kurulan Creel Komisyonudur. Bu komisyon kamuoyu araştırmalarının siyaset bilimi ile entegre olmasını sağlamıştır. 1916 yılında İngiltere 1. Dünya Savaşı’nda yenik düşmek üzere ancak ABD’nin milli bağı ve ulusal çıkarları gereği İngiltere’nin yenilmemesi lazım. Çünkü İngiltere ABD’nin en büyük ticaret ortağı ve derin kültürel bağları olan devletler bunlar. 1 yıl sonra 1916 yılında Başkanlık seçimi var. Danışmanlar savaşa girmek konusunda kendi gözlemlerine dayanarak halkın bu durumu desteklemediğini başkana iletiyorlar. Başkan Wilson, seçimi kaybetmekten endişe ediyor ve bir komisyon kurulması kararını veriyor. Başına da George Creel’i getiriyor. Creel Komisyonu’nun amacı halkı savaşa girmek konusunda ikna etmek. İşte bu komisyon bugün ürettiğimizi tüm metotların ve kuramların milat noktasıdır. Komisyon önemli bir akademik kadro kuruyor. Sosyal bilimlerin, iletişimin en önemli isimleri bu kadroda yer alıyor. Üyelerden Walter Rogeman bir teori ile komisyona katkı sunuyor ve ‘iki çevre vardır; sahte ve gerçek çevre. Sahte çevre enformasyon bombardımanı ile oluşan ve bilginin beynimize aktarıldığı sanal gerçekliktir. Biz buradan bilgiyi ediniriz ve davranışımızı gerçek çevrede icra ederiz’ diyor. Lasswel ise bu teoriye ilave olarak ‘gerçek çevreyi oluşturacak sahte çevreyi biz kurgulayalım ama oraya hangi mesajları yerleştirelim noktasında önce insanların savaşa neden girmek istemediğini öğrenelim ki biz hangi üretimlerle iletişim çalışmalarıyla ikna edelim’ diye bir fikir ortaya koyuyor. Medyanın burada rolü çok kritik. . Amerikan halkı o yıllarda refah toplumu. İşleri, hayatları güzel, Avrupa’nın kaotik ortamından uzaklar. Neden rahatını bozsun? Savaşı Avrupa’nın iç meselesi olarak görüyorlar. 6 ay sürede onlarca gazetede ‘Alman gemileri, Amerikan cruise gemilerini batırıldı, yüzlerce masum Amerikan vatandaşı öldü. İngiltere’de ki Kristen Stevens Almanlar tarafından öldürüldü, onlar bizim akrabamız’ mesajı veren haberler üretiliyor. 6 ya sonunda tekrar edilen araştırmada % 75 oranında Amerikan Halkı savaşı kendi savaşı olarak görüyor ve savaşa girme konusunda rıza gösteriyordu. Başkan savaşa girdi ve seçimleri de kazandı. Bu medya ve siyaset entegrasyonunun miladıydı. Aynı teknikler bugün hala uygulanıyor” dedi.
“AVRUPA’DA PYD GÜZELLEMELERİ YAPILDI”
Batı ülkeleri ve terör örgütleri ile saha savaşı yanında bir medya savaşı da yürütmek zorunda kaldıklarını söyleyen Tuncer, “Biz Türkiye olarak biliyoruz ki PYD bir terör örgütü. PKK’nın isim değiştirmiş hali olduğunu biliyoruz. Biz bunu 1984’den günümüze yaşadığımız somut olaylardan biliyoruz. Suriye’de ya da bir başka yerde daha önce yaşanan bir olayı sanki Türk askeri yeni yapmış gibi yansıtan terör örgütleri ve batı medyası var. Saha savaşı dışında bir medya savaşı da yürütmek zorunda kalıyoruz. Batı da ise net bir algı yok ve tutumlar oluşmamış. Avrupa’da PYD güzellemeleri yapıldı. Bu bir algı operasyonu oldu. Uluslararası kamuoyunu bu şekilde zehirlediler. Biz bunu fark etmede geç kaldık” ifadelerini kullandı.
“DOĞRU YÖNTEMLER VE TEKNİKLER DOĞRU SONUÇLARA ULAŞTIRIR”
ABD ve kısmen batı ülkeleri, iletişimin kamusallaşması konusunda çok ileride olduğunu söyleyen Tuncer, “Biz bunda çok geç kaldık. Turgut Özel dönemi sonrası iletişimi kullanarak, parti propaganda çalışmalarının yürütüldüğünü yaşadık. Bu anlamda belli profesyonellik seviyesine ulaştık. Ama bunu olgunlaştırmada hala gerideyiz. Kamuoyu araştırmasında çok önemli şirketlerimiz var. Kamuoyu araştırmalarında hatalı sonuçlara ulaşmak çok görülür şeydir. Bugün Türkiye’de yapılan araştırmaların yöntem bilimi açısından inanılmaz eksiklikleri var. Türkiye’de yapılan çoğu anketin bize yanlış ulaştığını bu yüzden biliyorum. Kaliteli firmalarımızın doğru sonuçlara ulaştığını görüyoruz. Bu firmalar doğru yöntemler ve tekniklerle doğru sonuçlara ulaşıyorlar. Bu iş ticarettir. Etik davranan şirketler hep kazanıyor. AK Parti Türkiye’de siyasal iletişimi kurumsallaştıran bir partidir. Türkiye’de önemli partilerden birinin logosunun teşkilatlarda farklı kullanıldığını gördük ve çok şaşırdık. AK Parti’nin kuruluşunda siyasal iletişimi çok profesyonel olduğunu gördük. Bu anlamda Türkiye’de örnek oldu. Medya kullanımını çok iyi yaptılar. Diğer partilerde bunu yakalamış durumdalar. Toplumu analiz edemeyen bir siyasi kuruluş başarılı olamaz. Kamuoyu araştırmalar siyasi partilerin kulağıdır. Bugün tüm partiler kauoyu araştırmalarını sağlıklı bir şekilde yürütüyorlar” dedi.
“SOSYAL MEDYA KULLANIMI İÇİN EĞİTİMLER YAPILMALI”
Sosyal medya kullanımında haber almada kurumsallığın önemine vurgu yapan Tuncer, “Gazetenin tadı bambaşkadır. Sıcak medya olarak adlandırırız. Fakat yeni medyanın (Sosyal Medya) en tipik özelliği iki yönlü olmasıdır. Herkes artık medya patronu. Kendi enformasyonunu internet aracılığıyla yayabiliyor. Ama bunun zararları da var. Trol dediğimiz hesaplar rahat rahat algı yapabiliyor. Kendini insanlar farklı tanıtabiliyor. Bunun önüne geçmek çok zor. Sosyal medya kullanımı için toplumsal mekanizmayla eğitimlerini sağlamak gerekli. Kurumsal hesaplardan haberleri almak göz önünde tutulmalıdır” ifadelerini kullandı. (MEHMET RAŞİT AKBALIK)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.