
Aydın’ın estetikten yoksun olduğunu söylesem de; bazı butik kafe, klinik veya otellerin ‘vay be!’ dedirten bir güzelliği olduğunu da kabul etmeliyim. Meslek gerekliliğinden olsa gerek, bulunduğumuz mekanı inceleme, gözlemleme ve hissetme çabası gösteriyorum ister istemez. Bazen çabaya gerek bile kalmıyor, mekan içinde akıp gidiyorum. Nadir olsa da kendimi huzurlu, hafif, heyecanlı veya yeni hissettiğim mekanlar da oluyor tabi. İşte o zaman “Hımm kimmiş ki buranın mimarı?” sorusunu sormadan o mekandan çıkmıyorum. Aslında merak ettiğim kişi değil; projeyi ne kadar özümsediği ve hissettiği. Neyse mekanlar, hisler, sanatlar ve daha fazlasını Aydın’ın önde gelen iç mimarı Duygu Damla Özkan’la konuştuk. Sanırsam hiç bu kadar enerjik bir iç mimar tanımadım. Sohbetten çıkardığım bir de ders var; birgün evim olur da iç mimarla çalışırsam, proje bitince lavabonun giderlerine bakmadan kırlentlerin rengini dert etmeyeceğim.
Duygu Damla Özkan kimdir?
1984 İstanbul’da doğdum. Sonra ailemle birlikte Aydın’a taşındık, ortaokul ve lise öğrenimimi burada tamamladım. Yeditepe Üniversitesi İç Mimarlık bölümünü okudum. Yaklaşık 4 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra Aydın’a geri döndüm. Bir süre inşaat sektöründe proje takibi yaparak çalıştım. DD Design İç Mimarlık ofisimi açtım, yaklaşık 2 yıldır da kendi işimde çalışıyorum.
"İLK DENEYİMLERİM FIRSATTI"
Aydın’da sektöre nasıl bir giriş yaptınız?
Alaçatı Kafe ilk projemdi. Peşinden de Kardeşköy’de bir villanın işini aldım. Bu ikisini özel bir şirkette çalışırken yaptım. Gündüz çalışıp, akşamları bir kafe bir villa yaptım. Beni cesaretlendiren Aymira Otel için yaptığım proje oldu. Hem iş hem de otel projesi beraber gitmedi, işten ayrıldım. Otel projesi iki yıl sürdü, muhteşem bir deneyimdi. Abdurrahim Tikbaş'la çalışmak bir fırsattı. Böyle projeler çok denk gelmez, bütün olarak çok zor denk gelir. Otel işindeyken başka projeler de geldi. Böylelikle Aydın’da sektöre hızla girmiş oldum. Aklımda kalan projeler arasında Aydın Göz Hastanesi ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Leylant Ova Demirtaş’ın kliniği vardır.
“İLETİŞİM ÖNEMLİ”
Benim için en önemli şey; doğru iletişim kurmaktır. Bizim işimizde karşımızdakinin ne istediğini iyi anlamak gerekiyor. Tabi müşterinin de ne istediğini bilmesi gerekiyor. Çünkü biz kendi zevklerimizi uygulamıyoruz. Bunun için doğru iletişim şart. Ne istendiğini anlarsam işler daha kolay olur. Bazen içimden "Ah bir anlasam ne istediğini?" diye soruyorum. Kısacası iletişim kuramadığım kişilerle çalışmak istemiyorum.
“İŞİ HAKKI VE EDERİ DOĞRULTUSUNDA YAPMAK GEREKİR”
İşlevsellikle estetiği doğru bütçede birleştirmek benim mesleki felsefemdir. Benim çalıştığım kesim, orta sınıfın üstündedir. Bu müşterimin parasını hunharca harcayacağım anlamına gelmez. Doğru bütçe güzel proje olursa takdir toplarsınız. Bir şey fiyatıyla orantılı olarak değerlendirilir. Bir işi hakkı ve ederi doğrultusunda yapmak gerekiyor.
“MÜSRİF OLAN HER ŞEYE KARŞIYIM”
Kalite ne demektir size göre?
Doğru ürünü doğru yerde kullanmaktır kalite. Müsrif olan her şeye karşıyım. Müşterim trilyonluk da olsa doğru malzeme önerisinde bulunurum. Örneğin sıfır bir ev için konuşursak; müşterim baştan aşağı değiştirmek istiyorum derse; istediğin gibi kullan sonra değiştirelim derim. Benim projelerimde senin cebin benim cebim oluyor. Hiçbir kaynağı art niyetli kullanmıyorum.
“PARA ODAKLI DEĞİLİM”
Para odaklı iş yapınca geri dönüşü olmuyor. Doğru iletişim, samimiyet önemli. Ayarı bozmadan, mesafeyi koruyarak iş yapmalıyım. Yakın arkadaşlarımın işini yapsam da proje bitene kadar iş mesafem vardır. Her türlü ilişkide insanın kendi alanı olmalı. Çok samimiyetten maraz doğuyor.
“HATIRLANMAK İSTERİM”
Mesleğinizde nasıl hatırlanmak istersiniz?
30 yıl sonra da hatırlanmak isterim. Yaptığım proje ben mesleğimi bıraktıktan sonra da konuşulursa beni mutlu eder. Fark yaratmak önemli, herkes de yaratabilir ama istikrarda önemli. Kariyer hayatımın zirvede bitmesini isterim. Hayal ettiğim belli bir projem yok. Hepsi benim için değerli, kıymetlidir. Her proje için sıfırdan başlıyorum, okuyorum, araştırıyorum. Yaptığım iş ile ilgili arkamdan konuşulmasını istemem.
“SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ BİRLİK VE BAĞLILIĞI ARTIRIYOR”
Sosyal sorumluluk projeleriyle ilgileniyor musunuz?
Ülkede birilerinin bir şeylerle ilgilenmesi gerektiğini düşündüğüm için sosyal sorumluluk projelerini önemsiyorum. Aydın Ticaret Odası'nda Kadın Girişimciler Kurulu'na üyeyim. Aynı zamanda kadınların üretim yaptığı ARAKNE atölyesi ile ilgileniyorum. Birisinin hayatına dokunmak, faydalı olmak önemlidir. Bize ‘işiniz mi yok?’, ‘Boş vaktin mi yok?’ gibi söylenenler de oluyor. Olsun, ben sosyal sorumluluk projelerinin verdiği enerjiye, güce inanıyorum. Sosyal sorumluluk projeleri herkesin ucundan kıyısından ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu projelerin içinde birlik ve bağlılık var.
“ZÜLFÜ LİVANELİ HAYRANIYIM”
Sanatı, sporu, kitabı sever misiniz?
Bir seminerde ‘Biz insanları hobi kısmında yazanlara göre işe alıyoruz’ denmişti. Çok beğenmiştim, dikkatimi çekmişti bu ifade. Mesela kitap okumak bana göre hobi değil, yapmamız gereken bir vasıftır. Özel bir kitap veya seri okunuyorsa evet hobidir. Bir dönem maket yapıyordum. Tenise başladım, bir şeyle uğraşmak bana iyi geliyor. Müziğin her türlüsünü dinlerim. Uzun zaman halk oyunları oynadım. Aydın’da kısıtlı da olsa tiyatro gibi bazı etkinlikleri takip ediyorum. Hayatımda zaten kendimi sorgulayan bir insanım. Sosyal etkinliklerden uzaklaşınca hemen ‘Ben ne yapıyorum?’ diye sorarım.
Dünya klasiklerini tamamlamak isterim. Zülfü Livaneli hayranıyım, Azra Kohen’i severim. Bu iki yazarın yeni çıkan kitaplarını sorgusuz sualsiz alırım. Kur’an’ı Kerim’i anlayarak okumak isterdim. Bu aralar roman okuyorum.
SİZİN İÇİN MİMARLIK NE DEMEK?
Mimarlık, estetikle işlevselliğin doğru bütçede bir araya getirilmesidir. Gerçekten doğru bütçe, olması gereken noktaya kullanılmalı. Bizim işimiz, teknik, alt yapıdır. Perde ve tasarım işlerini çoğunlukla müşteriye bırakırım.
“DOĞAYI ANLATAN RENKLER HUZUR VERİYOR”
Dekorasyonda sıklıkla kullandığınız renkler hangileridir?
Ev dekorasyonunda soft renkleri severim. Çarpıcı renkleri sevmem. Doğayı anlatan renkler bana huzur verir. Çok modern ve spor olmasın; huzurlu olsun. Sade, minimalist, az eşya, modern bir görünümü seviyorum.
“İŞİMİ AŞKLA YAPIYORUM”
Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Özverili, çalışkan ve işine aşık bir kadınım. Gece 12’lere kadar çalışırım. Bundan zevk de alırım. Keyfime düşkünümdür. Mesela özel bir proje için atmosferimi hazırlar, çalışırım. İşin sonunda mutlu oluncaya kadar çalışırım. Zamanımı çalan, boş beleş konuşanları hiç sevmem.
SENİN İÇİN NE DEDİLER?
Leylant Ova Demirtaş: Çalışkan, özgür ve güçlü Şila'm benim.
Selda Atay: Çalışkan ve sevimli.
Abdurrahim Tikbaş: İş takibi mükemmel. Projeyi bütün halde kafasında tasarlaması olağanüstü. Ön görüsü çok yüksek.
Taylan Kozacıoğlu: İşini iyi takip eden, iyi bir profesyonel.
Selda İşkor: Prozac etkisi yaratan, özel tasarım bir şey. Tam olarak insanımsı antideprasan.
AYDIN'IN EKSİĞİ NEDİR?
Aydın'ın en büyük eksiği; estetik.
Daha estetik, yaşanabilir ve sosyal alanları geniş bir ilimiz olabilir
SEVMEDİKLERİM
Hoşgörüsüzlük
Agresiflik
İnsan kırmak
Negatif enerji
Tembellik
SEVDİKLERİM
Güleryüz
Pozitif enerji
Kahvaltı
Zülfü Livaneli
Azra Kohen
İnsan ilişkileri (AYŞE YILMAZ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.