Takip Et
  • 13 Temmuz 2013, Cumartesi

Sıcakta fiziksel aktivite yapmak.

Havaların ısınması ile birlikte özellikle Aydın ilinde egzersiz yapanlar çok dikkatli olmalıdır. Organizmada başlıca ısı kaynağı kassal faaliyettir. Yalnızca titreme şeklindeki kısıtlı ve küçük boyutlu kassal aktivitede dahi önemli oranda ısı oluşur. Şiddetli egzersiz durumlarında ise aşırı miktarda ısı meydana gelir ve metabolik oran 20- 25 kat artar, beden ısısı da 4- 5 °C artabilir. Çevre koşulları ve giysiler, bu ısının vücuttan hızla uzaklaşmasını sağlamaya yetmezse hipertermi tablosu ortaya çıkar. 

Organizmadaki termoregülasyon mekanizması, ısının anormal derecelere yükselmesine engel olmaya çalışır. Fazla ısı organizmadan başlıca dört yolla uzaklaştırılır. Bunlar radyasyon, iletim, hava akımı ve buharlaşma yollarıdır. Ancak ortam sıcaklığı fazla olursa ilk üç yolla ısı kaybı oluşmaz ve geriye yalnızca evaporasyon yolu kalır.
Evaporasyon terle olur ve yaklaşık 3 milyon ter bezinden çıkan ter sıvısı buharlaşırken derinin serinlemesini sağlar. Bir litre ter sıvısının buharlaşmasıyla 580 kcal’lik ısı enerjisi vücuttan uzaklaştırılır. Cilt yoluyla buharlaşan ter miktarını etkileyen 3 faktör vardır: 1. Vücut yüzeyi, 2. Ortamdaki havanın nem ve sıcaklığı, 3. Vücut çevresindeki hava akımı.

Aktivitelerimiz sırasında harcadığımız enerjinin %20- 30'u aktif kaslarımız ve organlarımız tarafından kullanılırken %70- 80'i ısı enerjisine dönüşmektedir. Kısaca vücudumuz bu anlamda %20- 30 verimle çalışmaktadır. Fiziksel aktivite sırasında üretilen ısı miktarı ise istirahat şartlarının 15-20 artmaktadır. Şayet ısı düzenleme mekanizmalarımız yeterli bir şekilde çalışmazsa her 5- 6 dakikada bir vücut iç ısımız 1°C artar ki 40°C ve üstüne ulaştığında ölüme kadar gidecek ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabiliriz. Vücudumuzda ısı 10°C’lik düşmeyi tolere edebildiği halde 5 °C’den fazla ısı artışına dayanamaz. Bu güne kadar 70 futbolcunun hipertermiden ölmüş olması, konunun önemini ortaya koymaktadır. Vücut iç ısımızı düzenleme mekanizmalarının aktif hale gelmesi beynimizdeki bir termostat tarafından yapılmaktadır. Termostatın ilk devreye soktuğu sistem ise terlememizi sağlayan mekanizmalardır. Bu mekanizma ile cilt kan akımımız 3- 4 kat artar ve kan yolu ile cildimize ulaşan vücut iç ısısı vücut dışına terleme ve buharlaşma yolu ile aktarılır. Beraberinde de doğal olarak vücuttan sıvı kaybı olur. Bu mekanizma yeterli sıvı alındığı sürece sağlıklı bir şekilde çalışır.

Şayet vücut sıvı dengesi bozulursa dolaşan kan miktarı azalır. Buna paralel beyin, böbrek vb. hayati organların işlevlerini korumak için cilde giden kan akımı azalır ki bu terleme yolu ile vücut iç ısısının vücut dışına transferinin azalması anlamına gelir. Sonuç olarak vücut iç ısısı giderek artar. 40.0-40,5°C üzerine çıktığında ise ısı düzenleme mekanizması çöker. Vücudun sıvı dengesinin bozulması (dehidratasyon) sıcağın vücudumuz üzerindeki olumsuz etkisini ciddi oranda artırır. Dolayısı ile kaybedilen sıvının yerine konulması ısı düzenleme mekanizmaları açısından önem taşımaktadır.

Sıcak çarpmasının sebepleri nelerdir?
Yüksek çevre ısısı, yüksek nem (ciltteki buharlaşmayı azaltır), güneş ışınları, rüzgâr veya esinti yokluğu.

Sıcak çarpma riskini artıran faktörler nelerdir?
Özellikle kusma, diyare (ishal), ateş ile seyreden hastalıkların varlığı, yorgunluk, güneş yanıkları, çok fazla giyinme, güneş ışınlarını emen koyu renkli ve buharlaşmayı engelleyecek kıyafetler giymek yüksek çevre ısısının vücut üstündeki etkisini artıracaktır.

Bu faktörlerin içinde en etkilisi nisbi nem derecesidir. Nisbi nem, belli bir sıcaklık derecesindeki havanın taşıyabileceği oranı yüksek ortamlarda terleme olmasına karşın, ter buharlaşamadığından dehidratasyon tablosu maksimum nem miktarını yüzde oranıyla ifade edilir. Nisbi nem gelişmeye başlar. Bu nedenle kuru-sıcak ortam, nemli-sıcak ortama göre daha az rahatsız edicidir. Özellikle mukavemet yarışlarında ve sıcak havalarda yapılan takım oyunlarında dehidratasyon ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkabilir. Örneğin bir maraton yarışı sonunda koşucu 5 litreye yakın su kaybeder. Bu, vücut ağırlığının % 7-10 kadarına eşittir. Güreş ve boks gibi ağırlığın önemli olduğu spor türlerinde, müsabaka öncesinde istemli sıvı kaybı oluşturulduğunda veya sıvı alımı kısıtlandığında aynı sorunla karşılaşmak olasıdır.

Dehidratasyon geliştikçe plazma hacmi daralır. Terleme azalır ve termoregülasyon giderek güçleşir. Bunun sonucu olarak beden ısısı yükselmeye başlar. Sıvı kaybı vücut ağırlığının % 4-5 kadarını aşarsa, fiziksel kapasitede düşmeler ortaya çıkar, Max VO2 azalır. Böylece egzersiz ve sıcağın etkisiyle artmış olan metabolik gereksinimlerin karşılanması güçleşir ve sonunda tümüyle olanaksız hale gelerek, sporcunun bitkinleşmesine neden olur. Bu arada diüretiklerin bilinçsizce kullanılması da söz konusu ise, dehidratasyon tablosu daha çabuk gelişir. Üstelik su kaybının yanı sıra potasyum kaybı da olur ve kas yorgunluğu çok daha erken ortaya çıkar.

Sportif bir olayın uzun süre sürdürülebilmesi için, enerji ihtiyacının yanı sıra, kaybedilen suyun yerine konması gerekir. Özellikle kuru ve nemli sıcak ortamlarda çalışabilmek için su dengesi devam ettirilmelidir. Normal susuzluk hissi, kaybedilen suyun yerine konmasını sağlamak için yeterli bir gösterge değildir. Su içme isteği ortadan kalktığı hâlde, organizmanın su ihtiyacı devam edebilir. Genellikle su ihtiyacı, çalışma bittikten sonra karşılanır. Aslında su dengesini yapılan çalışma sırasında sağlamaya çalışılmalıdır. Böylece maksimal rahatlık elde edilir ve çalışma total homeostaziste minimal bir değişme ile yapılmış olur.
Sıcakta kalmada yaş önemli midir ? Üst düzeyde sporcular dışında özellikle 14-15 yaşının altındaki çocuklarda ve 40'lı yaşların üstündekilerde vücut ısı düzenleme mekanizmaları 15-40 yaşları ile karşılaştırıldığında yeteri etkinlikte çalışmadığından sıcak ortamlarda egzersizler daha riskli olacaktır.

Kilo önemli midir?
Özellikle obez (aşırı kilolu) ve zinde olmayan kişiler daha fazla risk taşır.

Sporcular ne tür tedbirler alabilirler/almalıdırlar?
Yarışma, antrenmanın yapılacağı çevre şartlarına 4-8 gün uyum çalışması/antrenmanı yapılabilir. İnce, hafif, buharlaştırmayı kolaylaştıracak giysiler giyilebilir. Aktivite öncesi, sırasında ve takiben sıvı alımına özen gösterilmelidir. Vücudu serinletmenin yollarını (vantilatör gibi) araştırıp deneyebilirler. Sporcular sıcak günlerde/aylarda aşırı yorgunluk, performans kaybı, kendini iyi hissetmeme, germelerle rahatlamayan kas sertlikleri konusunda uyanık olup erken dönemde tedbirler alabilirler.

Sıcak çarpması ile ilgili sorunlarda ne tür tedaviler uygulanabilir? Sıcaklık kaynaklı krampları çözmek için yeterli sıvı almak, ilgili bölgeye buz masajı ve germeler (özellikle statik) yapmak yardımcı olacaktır. Sıcaklık nedeni ile bitkinlik oluştuysa öncelikle aktiviteye ara verilmelidir. Bazen bu kararı sporcu vermekte zorlanır. Dolayısı sporcular antrenör vb kişiler tarafından iyi gözlemlenmeli, yukarı da bahsedilen işaretler görüldüğünde ivedilikle tedbir alınmalı, müdahale edilmelidir. Öncelikle sporcu serin, gölgelik bir yere taşınmalıdır. Üstündeki giysiler azaltılmalı/çıkartılmalıdır. Vücudu soğutmak için kan dolaşımın yüksek olduğu boyun, koltuk altı, kasık bölgesine, kollar ve bacaklara soğuk torbaları konulabilir. Islak havlular sarılabilir. Vantilatör veya başka ekipmanlarla (yelpaze gibi) vücut üstünde hava akımı sağlanabilir. Kol ve bacaklara yumuşak masaj yapılarak cilt dolaşımı artırılabilir. Ağızdan veya damar yolu ile sıvı (mineral ve şeker takviyesi ile) yapılabilir. Bilinç bulanıklığı, idrara çıkım normale gelene kadar bir sağlık kurumunda gözetim altında olması sağlanmalıdır. Vücut iç ısısı (rektal/makattan ölçülen) 39.0°C altına düşene kadar işlemlere devam edilmelidir.

KAYNAK: sporhekimligi.com, Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, Vander İnsan Fizyolojisi (2013), Arthur C. Guyton, John A. Hall Yüce Yayımları; N.Akgün, Egzersiz Fizyolojisi(1992),C.Açıkada,E.Ergen,Spor ve bilim

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.