Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları, 8 aydan beri AK Parti Genel Merkezi Aydın’a İl Başkanı atama işiyle uğraşıyor. Üstelik yoğun bir mesai içerisinde. İki görevli koordanitör milletvekilleri Ömer Ünal ve Murat Baybatur, 8 ay boyunca en az 10 defa Aydın’da ve ilçelerinde yoğun mesai yaptılar. Gelinen nokta şu an itibariyle 8 ay önceki zamandır.

Bu 8 ayda olan gelişmeleri gözden geçiriniz. Burada benim saymama gerek de yok. Olayı tüm kamuoyu çok iyi bilmektedir. Olaya bakış açısı ve metodoloji noktasından bir arızanın olduğu kesindir. Bundan dolayı yanlış bir düşünce ve uygulama var ki 8 ayda gelinen noktadan belli. Bana kalırsa görevli bu iki milletvekili önce nerede yanlış yaptıklarını tespit ve kabul ederlerse bundan sonrasında yanlış yapmama ihtimali yüksektir.

Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir ki; siyaset yer yüzünde ve Aydın’da yeni keşfedilmiyor. Asırlardır insanın olduğu yerde siyaset varsa bu siyaset doğal kanunları ve tecrübesi dikkate alınmak zorundadır. Siz bunu görmezseniz dikkate almazsanız burada başarılı bir teşkilat asla kuramazsınız.

Aydın’a bir il başkanı seçilecekse benim de bu konuda düşüncelerim var. Bunları basın marifetiyle en sonunda söylemek zorunda kaldım. Düşüncelerim şunlardır:

1- En güzeli il başkan adayları, adaylıklarını ilan edecekler ve delegenin karşısına çıkacaklar düşüncelerini özgürce belirtecekler. Bu şehri CHP’den nasıl teslim alabiliriz fikirlerini delegelere anlatacaklar ve kongre sonucunda il başkanı belirlenecektir. En güzel yol, metod budur. Bu yol da dahi hiçbir derinlikli güç AK Parti’yi ele geçiremez.

2- Genel Merkez Aydın’da atama yoluyla il başkanı seçme yoluna gidecekse bunun yolları da bellidir. Dünyayı yeniden keşfetmek için mesai harcamaya gerek yoktur. Bunun kuralları ve kaideleri insanlık yaşamı boyunca sosyolojik ve siyasi anlamda belirlenmiştir. Herşeyden önce birinci kriter il başkanı olacak kişi veya kişiler, ehliyet ve liyakat açısından bu işin ehlimi değil mi buna bakılır. Birinci önceliğiniz bu olmalıdır. İl başkanlığı yapacak kişinin Herşeyden önce genel siyaset ve yerel siyaseti çok iyi bilen ve donanımlı bir kişi olmalıdır. Tıpkı beyin ameliyatına girecek olan hekimin bu işi başarılı bir şekilde yapıp yapmayacağını kontrol ediyorsak Aydın’a il başkanı tespit yaparken de bu işi en iyi yapabilecek olan kişiyi tespit konusunda titiz davranmak zorundasınız muhterem koordinatörlerim. Siz 8 ay boyunca buna riayet ettiniz mi? Etmiş olsaydınız bu şehirden genel merkeze bu kadar büyük çapta tepkiler gelir miydi? Ve sizler de bu tepkileri dikkate alarak operasyonları durdurmadınız mı? Bu söylediklerim de bir gram yalan var mı sayın çok değerli koordinatörlerim?

Yerel bir lider de olması gereken özellikler şunlar olmalıdır:

1- Siyasetin politika üretme işi olduğunu çok iyi algılamış ve uygulamakta olan kişi olmalıdır.

2- Üretilen politikaları iyi bir izahla ve iyi bir hitabetle halka ve teşkilatlara sunulmasıdır.

3- Siyaset ve halkla birlikte yapıldığı için halkla sevgiye dayalı bir ilişki kurulmak zorundadır. Mazlumların sesi olmak zorundadır. Unutmayınız ki AK Parti 28 Şubat zulmünün ve perişan ekonomik hayatın yaşandığı döneme tepki olarak ortaya çıkmış büyük bir siyasi harekettir. Demokrasi tarihimize baktığımız zaman siyaset eşittir sevgi olayının en önemli iki örneği Adnan Menderes ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu iki liderin siyasal yaşamını koordinatörlerimizin dikkatle incelemesinde büyük fayda görüyorum. Bir de şunu hatırlatacağım tecrübe açısından. Bu çok önemli bir kriterdir. Demokrasi Türkiye’de 1950 yılında başladı. Bugüne kadar tek başına iktidar olan partiler şunlardır. AK Parti öncesine kadar. Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Anavatan Partisi. Bu partilerin Aydın’daki geçmiş il başkanlarını kimler olduğunu toplumda sosyal ekonomik ve siyasal ağırlıkları konusunda araştırsınlar. O zaman il başkanı tespitinde bunun onlara çok büyük fayda sağlayacağına inanıyorum. DP, AP ve ANAP’ta il başkanlığı yapan kişiler toplumda büyük değer taşıyan insanlardı. Araştırma yapacak olanların masraflarını ben cebimden karşılayacağım. Bu 70 yıllık yereldeki tecrübi hakikata göre hareket etmezseniz eninde ve sonunda yanlışı yine yapmaya mahkum olursunuz. Bu Allah’ın kanunlarında da böyledir. Siyasetin kanunlarında da böyle olması tabiidir. Hz. Peygamber Mekke’de yaşayan bir kişiydi ama şehirde sosyal, siyasal, kültürel ve ahlaki ağırlıkları peygamberlik tebliğ edilmeden öncesinde de vardı. Seçilen dört Hulefa-I Raşidi incelediğiniz zaman onların da Müslüman olmadan önce bireysel, sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik ağırlıkları en üst düzeyde idi. Sizler bu örnekleri bildiğiniz halde bunları dikkate almayacak olursanız ve sonrasında da Allah bizimle beraberdir derseniz vay bu insanların başına gelecek olanları düşünürüz…

Aydın’da siyasetin duayenlerinden 2 kişiden bahsedeceğim.

1- Nizamettin Sarıbaş

2- Mehmet Pala

Koordinatörlerimiz bu iki duayenle görüşsünler söylediklerimin ne kadar doğru olduğunu idrak edeceklerdir.

Şahsımın bu davanın kurucusu olan reisimizle 30 yıllık hukuku vardır. Bu davanın Aydın’ımızda kurulmasında da bir hayli emeğim vardır. Bu manevi haklara istinaden koordinatörlerimizin, yukarı zikrettiğim kriterlere göre il başkanı tespit etmeleri gerekir. Bu tarihi zorunluluktur. Bu şartlara üniversitesi mezunu olanlar uymuyorlarsa bu şartlara haiz olan lise mezunu bir kişiyi de gönül huzuru içerisinde il başkanı yapabilirsiniz. Unutmayınız ki Türk siyasetinde önemli rol oynamış olan merhum Bülent Ecevit lise mezunu bir siyasetçiydi. Bu prensiplere uyulmazsa ben tarih önünde bu milletvekillerimizden ve görevlilerimizden şikayetçi olacağım. Haberiniz olsun. Zira Filistin’de yaşayan 90 yaşındaki mücahide bir kadın Aydın’a dosdoğru bir il başkanı atamanızı istiyor ve bekliyor. Yüce Rabbim o Filistin’li kadının isteğini yerine getirmeyenleri mutlaka yargılayacaklarına inanıyorum. Vesselam.