Takip Et
  • 16 Kasım 2018, Cuma

Muhabbet-i Hüzün

Muhabbet...

Bende saklı o beni anlamaya başladığım vakitlerde sana dair en çok duydum bu ifade idi kendimi bir parça bulmama vesile olan. Senin adınla başladım sevmeye, çünkü sevgi sendin, sevgiliydin. Derken ziyaret ettiğim hanelerde yetiştirilen en güzel çiçeklerde senin adını fark ettim. O yüzden o kadar nazenindiler ve güle çalıyorlardı, gül kokuyorlardı.

Zaman geçti ve esiri oldum sevdanın. Bir esaret ki esir düşenin şekva etmesi abes. Zira zindan güllük gülistanlık, dışarısı yangın yeri, sel, fırtına. Seni en çok kırkında sevdim, ulaşılması için olağanüstü çaba sarf edilmesi gereken aziz bir dağın zirvesi gibi. Fakat muhabbetini tatmak için merdivenleri tırmandığımı anlamaya başladığım vakitler de bir merdivenin sonu da bir . Öyle muhabbetin ne yolu bir ne sınırı var .

Hüzün...

Ne vakit gözlerim hasretinle yaşarsa sineme akan yaşlarda sen yeşeriyorsun ; karanlığa gömülen dünyama ışık oluyorsun, yol oluyorsun. Sana susamak çeşmelerin, nehirlerin dindiremediği bir ıstırap. Geçen bütün günlerim dolu dolu senin yokluğunla. Eskiden şaşkınlık ve merakla karşılardım başkalarının sana olan ilgisini. Zaman ve şartlar en iyi hocalarım. Şimdilerde daha iyi anlıyor gibiyim. Başucumdaki şefkatli bir anne hükmündeki kitap ve sen varsınız. Sizinle hayallerimde de gözümü açtığım her yeni günde de iki kanatlıyım. Biriniz yoksa kırılıyor, inciniyor kanatlarımdan biri, uçamıyorum. Kitabı sen dillendiriyorsun ben gibi bir âmâya. Elbette Sensizlik sonrası yalnızlık burhan, akla zarar. Alışmak ise seni yaşamak kadar anlamlı.

Hasret...

Şu anda başka bir kelâm yok meramımı karşılayabilecek kadar cömert ve acı. İnsan bazen dillendirmek ister ya tarifsiz acıları, elemleri ve sonra susmak en makul çözüm olur. Çünkü dil ifadenin heybeti önünde teslim olur, kabullenir çaresizliğini. İşte öyle bir şey bu da. Sen güllere ilhamsın, güller adınla mesut ve hatıranla bahtiyar. Sana ulaşmak için arşınlanan her karış ve zaman dikenlerin kanatışına benzese de güle kavuşmanın verdiği heyecanla dopdolu, tarifi imkansız bir sevinç. Onun hasretidir uykularıma azrail, tadıma zehir, bir çok anıma cellad.

Ümit...

Beklemek her âşığın yegane çıkış yolu. Ah u zar etmenin anlamsızlığına ne hacet. Ben, alıp verdiğim her soluk gibi taptaze bir ümidi taşıyorum gözlerimde. Her ay ışığı senden bir emare, yıldızlar muştucu. Biliyorum ki o denli güzel olmalarını simana borçlular ay ve yıldızlar, seni çağrıştırdıkları için bu kadar kıymettarlar. Gecelere ahenk yansırken esrarlı olmaları hakeza.

Ben bana ve bendeki nefsiliklerime, hırslarıma, ihanetlerime ve acizliklerime rağmen kendimden geçtiğim hâlde senden vazgeçmedim. Sen de vazgeçme zira affedenin şanı daha azizdir.

Hoşçakalın...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.