Takip Et
  • 19 Ekim 2013, Cumartesi

Brakial pleksus yapısı ve etkilenmesi

-Ağrı ile başladı doktor bey! İlk kez doktora gittiğimizde kolum tutuyordu, hiçbir zayıflık yoktu. Ağrı giderici tedavi verildi ve bu tedavi ile kısmi bir rahatladım. Ama giderek kolumda bir zayıflık başladı. Şimdi koluma hiç hükmedemiyorum. Kolum uyuşuk ve güçsüz! Doktor bey ilaç kullandı, film çektirdi, EMG yaptı, ama düzelmedi. Ameliyat olmak kurtaracak olsa ameliyat olmaya razıyım!

Kol ve bacağa giden sinirler nereden çıkar, nasıl bir yapı oluştururlar? Pleksus nedir?

Kol ve bacak sinirleri omurilikte yaşayan sinir hücrelerinin uzantılarıdır. Bu hücreler beyinden emir alır ve bu emri kaslara aktarırlar. Böylece istediğimiz hareketi yapabiliriz. Boyun ve bel bölgesinde kol ve bacağa giden sinir hücresi uzantıları, omurların arasında bulunan deliklerden geçerek kolda boyuna bacakta da kasık iç bölgesine yayılırlar. Omurlar sırtta daha sabit dururken, boyun ve bel bölgesinde hareket etme yeteneğine sahiptirler. Bu hareketlilik sayesinde sağa sola bakar, öne ve arkaya doğru eğilebiliriz. Boyun ve bel fıtığı dediğimiz hastalıklar işte bu hareketli bölgelerde, omurlar arasındaki yastıkların - disklerin- sinirleri bu çıktıkları deliklerde sıkıştırması ile olur. Hangi delikte sıkışıyor ise o deri bölgesinde uyuşma ve o kasta da güçsüzlük olur.

Boyuna yayılan bu ip gibi sinir tek olarak devam etmez, saçaklanır - dallanır, diğer sinirler ile birleşir. Biz bu yapıya ağ - örgü anlamına gelen pleksus adını veririz. Koldakine brakial pleksus denirken, bacaktakine lumbosakral pleksus adı verilir. Bu birleşme demiryolunun bir istasyona girmesine benzer. Tek bir yoldan, makaslar aracılığı ile 3- 4 ayrı yola geçiş yapmak mümkün olur. Sonrasında da bu 3-4 ayrı yoldan çok sayıda başka istasyonlara giden yollar çıkar. Sinirlerdeki bu dallanma sonrasında ayrı ayrı tek sinirler oluşur ve bu sinirler ilişkili kaslara giderek onları çalıştırır. Yemek yeme, giyinme ve soyunma, araba kullanma bu sayede mümkün olur. Beyinden gelen emirleri götüren bu sinirler aynı zamanda deriden, eklemlerden ve kaslardan alınan bilgileri de beyne taşır. Boyun ve bel bölgesinde pleksus yapısı etkilendiğinde işte bu nedenle, sadece kas gücü kaybı olmakla kalmaz, aynı zamanda duyusal olarak etkilenme de ortaya çıkar. Kol veya bacak uyuşuktur, hissetmez ya da karıncalanma hissi üretir.

Brakial pleksus yapısı ne zaman ve kimlerde etkilenir? Etkilenme nasıl anlaşılır?

Brakial pleksus yani kola gelen sinirlerin saçaklanma bölgesi, hayata gözlerini ilk açan bebeklerde etkilenebilir. İri olan, ya da kanal darlığı nedeni ile doğum anında dışarı çıkma zorluğu yaşayan bebeklerde "ipteki gerilme gibi" bu sinirler gerilebilir ve zedelenir. Doğum sonrası bebeğin bir kolunu daha az kullandığı, hareket ettirmediği fark edilir. Eğer zedelenme ciddi boyutlarda değil ise büyük oranda düzelme gösteren bir durumdur. Çocuk ya da ortopedi doktorunun bakısı sonrasında nöroloji doktoru da EMG yaparak bu tanıyı destekler ve hasarın ne kadar ağır olduğunu belirler.

Brakial pleksusun etkilendiği bir diğer zaman ise genç erişkinlik dönemidir. Bu dönemde özellikle motor - moped kullanma merakı ile gelen "gözü kara olma" durumu kazaları davet eder. Kaza ile de özellikle bu bölge etkilenir. "Keşke zamanı geri çevirebilsem" dememek için çok dikkatli olmak ve motor kullanırken hız yapmamak uygun olacaktır.

Orta - ileri yaşta ise şeker hastalığı nedeni ile ortaya çıkan ağrılı ve ardından da zayıflığın oluştuğu bir etkilenme durumu izlenir. Bu durumun kesin nedeni ve tedavi şekli halen bilinmez. İyi geldiği düşünüldüğü için vücudun bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler kullanılır. İleri yaşın pek de iyi olmayan diğer hastalıkları kanserler de bu sinir saçaklanma bölgesini etkileyebilir. Meme ya da akciğer kanserinin bu bölgeye sıçraması ve baskı altında bırakması ile de kolda ağrı, güçsüzlük ve uyuşma ortaya çıkabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Farklı nedenler bu duruma yol açtığı için neden olduğunu bulmak öncelik taşır. Bu bölgenin görüntüleme yöntemleri - manyetik rezonans görüntüleme- ile incelenmesi ve EMG ile de hasarın varlığı - derecesi saptanır. Her durumda kasların kasılma durumunu korumak için fizik tedavi yöntemlerinden faydalanmak uygun olacaktır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.