Takip Et
  • 13 Nisan 2013, Cumartesi

Amyotrofik Lateral Skleroz - ALS

-Parmak aralarım inceliyor doktor bey, adeta eriyor! Giderek içine çöktüklerini fark ediyorum. Gücüm de azalmaya başladı. İlişkisi var mıdır bilmiyorum ama sık sık boğazımı temizlemem gerekiyor. Sesim çatallaşıyor. Gittiğim doktorlar "boynunda fıtık var ama ameliyat edilecek kadar da kötü değil" dediler. O zaman niye oluyor bu? Ne yapmalıyım?

 

Omurilik hücresi ne işe yarar? ALS hastalığı nasıl bir hastalıktır?
Kaslarımıza gelen ve motor hareketin ortaya çıkması için gerekli bilgiyi sağlayan sinirler omurilikte yerleşmiş hücrelerin uzantıları - kollarıdır. Sinirlerin canlı kalabilmesi için omurilik hücrelerinin sağlam olması zorunludur. ALS işte bu hücrelerin ölmesi ile gider. Omurilik hücresi ölünce, sinir ölür, sinir ölünce de kas ile bağlantı kopar. Kopan bağlantı ise kasın çalışmamasına ve küçülmesine - erimesine neden olur. Omurilik hücresi ölümlerine, bu hücrelere emir veren beyin hücrelerinin de ölümü eklenir ve emir-komuta zinciri bozulur. Hareketin kaybı ile giden, yavaş ilerleyen bir felç tablosu oluşur. Tüm gelişmelere rağmen bu hücrelerinin hangi sebeple ve nasıl öldüğü - genetik nedenler dışında - tam olarak bilinmez.

Nasıl başlar ve ilerler? Başka hangi hastalıklar ile karışır? Hangi tetkikler yapılır?
ALS orta yaşın hastalığıdır. 60'lı yıllarda başlar ve ilerler. Hücre ölümü yaygındır ama bazen tek taraflı başlamış gibi görünür. Bu durum sinir sıkışması, disk fıtıklaşması, sinir iltihabı, damar iltihabı, omurilik basısı, omurilikte sıvı toplanması gibi durumlar ile karışmasının nedenidir. Hatta yanlışlıkla ameliyat bile yapılmış olur. Bu yanılgı tüm dünyada gözlenir. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastalara mutlaka elektromyografi yapmak (EMG) gerekir. ALS hastalığında tanı koymak için EMG incelemesi yanı sıra omurilik görüntüleme yöntemleri (MRG), kanda sinir ya da damar iltihabı ile ilişkili değerlerin araştırılması, kas hastalığının dışlanması ve hormonal incelemeler yapılması, diğer hastalıkların olmadığının gösterilmesi uygun olacaktır.

Bu hastalık ailesel midir? Genetik test yaptırmak gerekli midir?
ALS hastalığı çoğunlukla ailesel geçiş göstermez. On hastanın 8 tanesinde kendiliğinden oluşur. Ailesel geçiş gösteren 10 hastanın da sadece 2 tanesinde genetik olarak tanınabilen bir anormallik saptanır. Bu nedenle ailesinde kuşaklar boyunca ALS hastalığı olmayan bir kişinin yakınları "ben de olur muyum" endişesi duymamalıdır. Yaşamı, var olan her türlü sıkıntıya rağmen keyif içinde ve amaçları gerçekleştirmek için geçirmek gerekir. Zira hepimizin bu yaşamda kalış süresi belli sınırlar içindedir. "Sınırı olmayan yoktur".

Nasıl tedavi edilir?Hastalık sürecinde ne gibi sorunlar olur? Ruhsal ve zihinsel etkilenme olur mu? 

ALS hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Beyin ve omurilik hücrelerinin ölümünü yavaşlatabilmek için riluzol etken maddeli bir ilaç kullanılır. Halen çok sayıda araştırma bu konu ile ilişkili olarak devam etmektedir.

İlerleyen süreçte gözler hariç hareket eden tüm yapılarda hareket yeteneği kaybolur. El becerileri, giyinme ve soyunma, yürüme, çiğneme ve yutma, nefes alma sırasında çalışan kaslar işlerini yapamaz durumuna gelir. Çiğneme ve yutma kasları özellikle önemlidir. Çiğneme ve yutmanın bozulması kilo kaybına, nefes borusuna yemek kaçmasına, tıkanmalara ve akciğer enfeksiyonlarına yol açar. Bu durumda destek çok önemlidir ve hasta için mide yolu ile beslenmek daha mantıklıdır. Zaman ilerledikçe solunum kasları da etkilenir. Nefes almak zorlaştığında solunum cihazına bağlanma zamanı gelmiştir. Hasta yatağa ve başkasına bağımlı hale gelir. Ruhsal olarak etkilenme kaçınılmazdır ama zihinsel etkilenme çoğunlukla olmaz. Zihinsel etkilenme sadece bunama ile giden ve daha nadir görülen formlarında vardır.

Hastalık sonrası yaşam süresi kaç yıldır?
"Yaşam süresi sınırlı olmayan canlı yoktur". ALS bu süreyi belirleyen hastalıklardan bir tanesidir. Tanı sonrası 10 hastanın sekizi 4 yıl boyunca hayatta kalırken, sadece 2 tanesi 5 yıldan uzun süre yaşar. Her durumda olduğu gibi ALS hastasında da destek tedavisi bu süreyi en tepe noktaya taşımakta en önemli etkendir.

Prof. Dr. Nefati Kıylıoğlu
Adnan Menderes Üniversitesi
Nöroloji AD, AYDIN
www.aydinnoroloji.com

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.