Takip Et

/>

SON DAKİKA

"Kanal İstanbul projesinde görev üstlenmeye hazırım"

14 Ocak 2020, Salı 13:40

     


Aydın Eski Belediye Başkanı Hüseyin Aksu, ‘Kanal İstanbul’ projesini eleştirenleri, “Atatürkçülük onun orta isminin arkasına ’izm’ ekleyerek ortaya çıkmak değildir. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaktır. Bunu da sadece akıl ve bilimle yapabiliriz” dedi.

tvDEN ekranlarında her Pazartesi yayınlanan 5G1K programına konuk olan Aydın Eski Belediye Başkanı Hüseyin Aksu,‘İstanbul Kanalı Projesi Etki Analizleri ve Uygulama Önerilerini’ hazırladığı 252 sayfalık raporun detaylarını anlattı. Aksu, "Kanal İstanbul projesinde görev üstlenmeye hazırım" dedi.

Hazırladığı bu raporu çeşitli bilim adamlarıyla birlikte oluşturduklarını ve bitim aşamasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir sunum şeklinde anlatmak istediğini ifade eden Başkan Aksu, “Bu rapor kapsamında İstanbul Kanalı projesinin tüm yönleri araştırılarak, projenin ekonomik, sosyal, çevresel, kentsel, siyasal ve hukuksal etkileri, yerel, bölgesel, ulusal ve evrensel düzeyde analiz edilmiştir. Bu kadar kapsamlı bir değerlendirmenin pozitif bir sonuca ulaşmasını temin için ‘Projeyi revize eden’ bir sentez ve ‘Yeni bir model’ önerilmiştir” dedi.

“EN AZ 2 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE GELİR SAĞLAYACAKTIR”

Projenin en önemli yanının, kanal projesi değil, kanalında yarattığı spekülatif etki ile kanal çevresinde kurulacak olan 7.5 milyon nüfusa sahip Kanakkent olduğu ortaya çıktığını dikkat çeken Aksu, “Belirleyici faktör ise, kanal çevresinde kurulacak olan Kanalkent’in tüm sahasının kamulaştırılarak, kentsel arazi rantının devlete mal edilmesidir. En az kestirim ile 400 milyar dolara ulaşan ve muhtemelen 1 trilyon dolara ulaşacak olan bu kaynak ile öncelikle İstanbul Kanalı, hiçbir borçlanma veya devlet bütçesinden harcama yapılmadan inşa edilecek ve işletmeye alınmasından itibaren Devlet bütçesine en az 2 milyar doların üzerinde gelir sağlayacaktır. Ayrıca, kurulacak olan Kanalkent’in tüm yolları, altyapı tesisleri de, bu kaynaktan karşılanacak. Bu harcamalardan sonra, sonuçta devlete 320 milyar dolar daha kaynak kalacaktır. Bu kaynak ile ulusal düzeyde yapılacak yatırım ve yeni uygulamalar ile ülke kalkınmasında bir hamle başlatılabilecektir. Kanal kentin yüzde 40 oranındaki bir bölümü İstanbul’un kentsel dönüşümü için kullanılacak ve İstanbul içinde depreme karşı riskli olduğu tespit edilmiş olan 50 bin yapının yıkılarak Kanalkent alanına taşınması sağlanacak ve bu yapıların arsaları İstanbul’un otopark, yeşil alan, deprem toplanma merkezleri, okul alanları gibi şehri tam anlamıyla rahatlatacak şekilde tahsis edilecektir. Sonuçta bir yandan Dünyanın en modern ve sorunsuz, 7.5 milyon nüfusu barındıran Kanalkent oluşurken, öte yanda mevcut İstanbul kenti büyük bir değişim ve dönüşümden geçerek başta otopark, trafik ve ulaşım sorunlarını kökten çözecektir” diye konuştu.

“ÜLKE İÇİN BİR ‘KALKINMA HAMLESİ’ HALİNE GETİRİLMESİ PLANLANMIŞTIR”

Kanal İstanbul’u ülkenin kalkınmasını sağlayacak bir proje olarak tanımlayan Hüseyin Aksu, “Rapor kapsamında, İstanbul Kanal Projesinin planlama ve diğer tüm unsurları yönünden yapılması gereken değişiklikler, köprüler, yollar, ulaşım modelleri, altyapı sistemleri dahil ele alınarak yeniden tamamlanmış ve tasarlanmıştır. Ancak, bu denli büyük bir değişim ile ‘Dünya Markasına’ dönüşecek olan İstanbul’un ülke geneline taşıyacağı nüfus oranının daha da artmasını önleyecek şekilde, öncelikle Trakya, ve Marmara Bölgesi’ne yönelik bir planlama ve nihayet ülke genelinde İstanbul ile yarışacak büyük kentlerin ortaya çıkaracak ‘Türkiye’nin Yıldızları’ modeli ile yakın gelecekte İstanbul’un kentsel gelişmesi şehrin dışına, yani Trakya Bölgesine aktarılacaktır. Burada bahsedilen ana başlıklarla ilgili ayrıntılı açıklamalar rapor bünyesinde bulunmaktadır. Projenin ulusal düzeyde tartışmaya açıldığı, bu tartışmanın adeta siyasi anlamda, ‘İttifaklar Yarışına’ dönüştüğü, haklı görünen ve halkı bu konuda ikna eden tarafın iktidar savaşını kazanacağını düşünmek gerekir. Bu anlamda, bu rapor ile İstanbul Kanalı projesinin sadece etki analizleri değil, bu etkilerin her yönden olumlu yönde geliştirilmesi ve halkın anlayabileceği ve tartışmasız kabul edebileceği bir düzeye getirilmesi için gerekli revizyonlar sentezlenmiştir. Elde edilen sentezin, sadece bir yatırım projesi olarak değil, ya da Sadece İstanbul için değil, ülke genelinde bir ‘Kalkınma Hamlesi’ haline getirilmesi planlanmıştır” ifadelerine yer verdi.

‘HEM KANAL-HEM İSTANBUL-HEM TÜRKİYE’

“Türkiye’nin 21. Yüzyılda beklediği çağdaş çözümün, halkın beklentisi olan atılımın başlatılması için İstanbul kanalı projesi tarihi ve çok önemli bir fırsattır ve doğru bir çıkış noktasıdır” diyen Aksu, şunları kaydetti:.

“Projenin bu hedef kapsamında revize edilerek uygulanması halinde, kanal devlet bütçesinden beş kuruş harcanmayacak, vatandaşın vergisinden hiçbir geçiş garantisi verilmeyecek. Tamamı Kanalkent’in sağlayacağı spekülatif gelirden karşılanacaktır. Kanalın kendisi önemli bir istihdam yaratacak, ayrıca kimseye borçlanmadan her yıl ülkeye 2 milyar dolar üzerinde gelir sağlayacak. Kanalkent vasıtasıyla, İstanbul’un yıllardır yapılamayan kentsel dönüşümü büyük bir kampanya ile gerçekleştirilecek. Öncelikle İstanbul’un bundan sonraki süreçte nüfus almasını önleyecek şekilde Trakya istikametinde, içinde hızlı tren ve otoyol geçen entegre yolların etrafına ‘Doğrusal Kentler’ kurularak İstanbul’un potansiyel nüfusu bu koridorda Avrupa istikametine kaydırılacaktır. Trakya istikametinde kurulacak olan ‘Entegre Yol’ ve Doğrusal kentler’ uygulamasına paralel olarak 52 adet ‘Organize Tarım ve Sera Bölgesi’ kurularak, tarım sektöründe 1 milyon yeni istihdam yaratılacaktır. İstanbul’dan kopartılarak, Trakya istikametine yönlendirilecek olan şehrin gelişme ve yerleşme alanlarında, Çerkezköy ve Çorlu Organize Sanayi Bölgelerinden daha büyük iki adet OSB Kırklareli sınırları içinde kurulacak, sanayi dalında yan sanayi ile birlikte 3 bin yeni fabrika kurularak 150 bin yeni istihdam yaratılacaktır. Bu bölgedeki sanayi kuruluşlarının Bulgaristan ve Romanya’da şube açmalarını sağlayacak ‘Eş-Sanayi Bölgeleri (ESB) modeli ile Türk sanayisinin Avrupa’ya açılımı sağlanacaktır. Tüm bunların dışında, mezarlıklardan tutun, kanalizasyon ve arıtma sistemlerine kadar, halk dostu köprülerden, en modern çöp toplama sistemlerine ilişkin daha pek çok çağdaş uygulamalar ve projeler ile Türkiye’nin, Dünyada ki hiçbir güce boyun eğmeyeceği bir seviyeye yükselmesi amacıyla Atatürk’ün manevi mirası olan akıl ve bilimin yol göstericiliğinde ‘Muasır Medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması’ hedefini gerçekleştirmek üzere yola çıkılacaktır. Bu noktada halkımıza, ‘Hem Kanal-Hem İstanbul-Hem Türkiye’ sloganı ile ‘Bu büyük hamleye hazır mısın?’ diye sorulacaktır. ‘Durmak yok yola devam’ diyerek iş başı yapılacaktır. Atatürkçülük onun orta isminin arkasına ’izm’ ekleyerek ortaya çıkmak değildir. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaktır. Bunu da sadece akıl ve bilimle yapabiliriz.” (ŞADİYE YILMAZ)


HABER VİDEOLARI






 
Son Eklenen Haberler